ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yasin börü
-
ölümü ölümle kıyaslamadan samimi duygularla: masum hayatını şerefsiz ellerce kaybeden dünyanın mazlum çocuklarından bir diğeri.. güzel uyusun masum çocuk..
berkin elvan da güzel uyusun..
mısırlı esma da güzel uyusun..
israil'in plajda vurduğu 3 masum güzel filistin çocuğu da güzel uyusun..
hamas'ın katlettiği 3 isralli genç de güzel uyusun..
yasin börü de güzel uyusun..
çocuk ölümlerinden siyasi saldırı, siyasi malzeme yapan bu zihniyet de yere batar umarım! sizin zihniyetiniz dünyaya hakim oldukça ölümler devam eder insanlığını bırakmış tuhaf yaratıklar sizi.
"bana her berkin diyene senin adını söyleyeceğim" diyor. samimiyetine sıçayım senin.
edit: ulan ölen her çocukta sizin zihniyetinizin benzeri zihniyetlerin payı var. insanlığınıza, vicdanınıza ayrı ayrı sokayım. paramparça olmuş çocuk bedenlerinden nemalanmaya çalışmayın. alevi ölünce susup sünni ölünce konuşmayın. noldu, zoruna mı gitti israilli, alevi, senin dininden olmayan gençleri korumam? çocuğun dini mi olur, ırkı mı olur yüreğine tükürdüklerim?
bayatı tazesinden daha güzel olan yiyecekler
-
bayatlamaktan kasıt ertesi güne kalması ise
görüyorum ve kurufasülye olarak artırıyorum.
debe için special edition:minik gülce için yardım kampanyası son duruma göre çok az bi miktar kalmış.
bir anne olarak evladın ne demek olduğunu biliyorum.
lütfen siz de destekleyin empati yaparak.
kadınları çekici yapan detaylar
-
beraber gülüyor olabilmem. istediği kadar güzel gülsün beraber gülemiyorsam, manasız manasız, deli mi ne gülüyor bu, biri mi inandırmış güzel güldüğüne hikayesi varsa zor.
evet güzellikte çekicidir. acayip çekicidir, herkesin kendince görebileceği güzellik neyse. ama beraber gülebildiğim bir insanı hiç bir şeye değişmeyeceğimi biliyorum. güzel bir kadınla gülünemiyorsa, istediği kadar iyi, temiz, dürüst olsun uzun süre katlanması zordur benim fikrimce. hani üç-beş gün iyi gelebilir. ama sonrası zor.
ha birde bir kadının gözünüze çekici gelmek istemesi durumu olabilir ki, ne yaparsanız yapın, istediğiniz kadar kendinizi şartlandırın bir yolunu bulup çekici gelme ihtimali de oluşturabilir kendine. ama istisnalar, yani bazı odunlar her zaman bu kuralı bozar.
film ve kitapları bir saniyede özetlemek
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
"formamız bayrağımızdır !" diyenlerin kulübü, athletic bilbao'nun kısa hikayesi
1898 yılında kurulan athletic bilbao, bir asırdan uzun bir süredir sadece bask kökenli futbolcular ile yeşil sahalarda.
real madrid ve barcelona ile birlikte, la liga'da hiç küme düşmeyen 3 takımdan biri olan bilbao'nun bask kökenli futbolcular ile oynama geleneğinin arkasında ise beklenmedik bir hikaye yatıyor.
kulüp, kurulduğu ilk yıllarda sadece ingiliz futbolcular ile sahada yer alıyordu. takvimler 1911 yılını gösterdiğinde bilbao, oynadığı bir copa del reymücadelesinde kural dışı yabancı futbolcu oynatmak ile suçlandı. bunun üzerine kulüp, suçlamaya bir tepki olarak, daha sonraki maçlarına sadece bask kökenli futbolcular ile çıkmaya karar verdi.
bu yaklaşıma sahip tek kulüp yalnız bilbao değildi. bilbao'nun ezeli rakibi real sociedad da bir süredir sadece bask kökenli futbolcuları oynatıyordu ancak ilerleyen yıllarda bu şekilde yeterince rekabetçi olamayacağını düşünen kulüp zaman içerisinde bu politikayı terk etti.
1898'den beri forma sponsoru kullanmayan ve "formamız bayrağımızdır." mottosuyla hareket eden bilbao, 2008 yılında bir ilke imza atarak petronor adlı bask kökenli bir petrol şirketi ile göğüs sponsorluğu için anlaştı. ancak bu anlaşma da ancak 2011 yılına kadar devam etti ve taraftarlarının da baskısıyla athletic tekrar sponsorsuz formalarına geri döndü.
125 yıllık tarihinde yalnızca 3 kez yabancı oyunculara kapılarını açan kulüp, yine de bu oyuncuların yabancı olmalarına rağmen bask bölgesi doğumlu olmalarına dikkat etti. (bkz: bixente lizarazu), (bkz: aymeric laporte) ve (bkz: inaki williams).
modern futbolun gereklilikleri doğrultusunda her ne kadar eskisi kadar benimsenmesi söz konusu olmasa da başlangıç noktasında athletic bilbao’nun oyun stili fiziki mücadelenin teknik mücadelenin önüne geçtiği ingiliz sunderland takımından gelmekte.
bunun hikayesi ise; ingiltere’ye eğitim için giden basklı bir öğrencinin memleketine gönderdiği sunderland forması, aynı zamanda athletic bilbao’nun da renklerini oluşturmasıyla başlıyor. aynı renkleri sahiplenen iki kulüp arasında ise herhangi bir bağ bulunmuyor.
hoşlanılan kızın dişlerinde tel olması
kur korumalı mevduat yerine neden dolar alınır ki
-
çünkü istediğim zaman bozabiliyorum. 3-6-12 ay bağlamama gerek kalmıyor.
ayrıca henüz o farkı alabilmiş birisi yok, dolayısıyla alınıp alınamayacağının da şu anki ekonomik durumda bir garantisi yok...
belçika milli futbol takımı
-
belcika vatandasi olarak birkac kelam edeyim. bakin vatandas diyorum sonra aniden tureyen dogustan golden state'li muamalesi yapmayin, belcika'da dogdum :)
efendim bu milli takimin iki tane buyuk sorunu var:
- kompany: yillar yili mukemmel stoper diye diye ki hakikaten mukemmele yakin kumasi var, sakatliklara ragmen kompany hep ilk planda tutuldu, benim hatirladigim her buyuk turnuva oncesi sakatlanip defans hep yamalandi. oysa bu adamin sakatlik durumu kucuklugunden beri bunu isaret ediyordu, her turnuva oncesi kompany'ye bel baglanacagina uzerine dusulecek alternatif bir ikili olusturulsaydi su an eldeki diger stoperler daha uyumlu olurdu. net bicimde defansi isim kalitesine ragmen aksiyor bu takimin. galler maci ornegi var ama daha bir suru siralnabilir. kompany yine sakatlandi ve vermaelen'in de eksikligiyle ne olur muamma.
- mentalite: cok buyuk kuluplerde oynayan cok kaliteli bir futbolcular butunu belcika, ama wilmots'la olsun, martinez'le olsun kimse tam olarak asker olmak istemiyor, general olmak isteyenlerin de oyle bir karizmasi yok ve milli takimla cikarip masaya vuramiyorlar.
onun disinda bu takimin son 10 yilda, mac aninda top 10'da bulunan takimlara karsi oynadigi son 15 mactaki karnesi: 1g 2b 12m. bu dehset verici bir istatistik. belcika'nin almanya, fransa, ispanya, vb takimlara oranla teknik ve altyapi imkanlari kisitli. fransa'nin milli takima has altyapi tesisleri ve fizik, saglik gibi konarda yaptigi hazirliklar belcika'ninkini kat be kat asiyor. bu takimin, ulkenin kurumsal yapisindan dolayi (bir milli stat yapimi icin bile anlasamayip euro 2020 etaplarindan biri olma sansini kacirdilar) yasadigi organizasyonel vasatlik maalesef oyuncu yetistirme kapasitelerine ragmen hicbir zaman takim olarak rekabetci hale gelememesine sebep olacak gibi duruyor. takimin backstage staff'indan vasatlik akiyor. belcika federasyonu tff kadar olmasa bile gunluk tartismalari takip etseniz televizyonu kapatma istegi uyandiracak derecede parazit bir olusum.
kisacasi, cocuk yasta cok iyi oyuncu yetistirme kapasitesine sahip ve bunun altyapisini iyi kurmus belcika, ust duzey saglik/fizik/teknik/organizasyonel altyapi eksikliginden dolayi kendi yetistirdigi oyunculari oynatma becerisi gosteremiyor, profesyonellige gecis asamasinda yeterli imkana ve yatirima sahip degil. ama yetistirdigi oyuncular ingiliz, alman, fransiz, italyan kuluplerinde tum takim ve çevre etkenler kusursuz oldugu zaman farklarini gosteriyorlar.
20 ocak 2023 acun'un çöküşünün başlaması
-
malak gibi oturup bunları seyredenler azaldı ha? vay be. evrim mi geçiriyoruz?
a 101'den aldığı milupa süte isyan eden vatandaş
-
nasihat team gelmeden yazayım dedim gelmişler bile. çiftlikten alacak ortamı yok okula giderken çantasına koymalik alıyor belki adam. adamın neden o sütü aldığı sorgulanana kadar bunların neden böyle bir sut sattığını sorgulasak daha başarılı oluruz herhalde.
sınıfta aczimendi taklidi yapmış efsane nesil
-
bunlardan bazıları iyice gaza gelip kemerini çıkartır, kendi sırtına şlak şlak diye vurarak ritim yapardı.
ayrıca bu nesil queen'in "we will rock you" isimli parçasını sıralara vurarak icra eden son nesildir.
demirtaş'a selahattin demeyeceğim
-
bir davutoğlu ifadesi. selahattin kendisine selahattin eyyubi'yi hatırlatıyormuş. selo başgan ise "kudüs musevilerin kutsal mekanıdır" demiş. ahmet'ciğim de gönül koymuş, bu yüzden artık ona selahattin demeyecekmiş.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28894702.asp
bu da selahattin'in sandalyeden düşüren cevabı:
https://www.youtube.com/watch?v=xydab7ght3i
___
edit: 'birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde' selahattin demirtaş türkiye siyasetine ilaç gibi geliyor. tüm kesimleri kucaklıyor, ezilenleri savunuyor, emeği, barışı, özgürlüğü temel alıyor. zira türkiye'nin bunlardan daha acil sorunları yok. karizması, özgüveni, espri yeteneği malum zaten. ancak bu adam ve partisi iktidar olmaya oynamak yerine barajı geçme kavgası veriyor. enteresan memleket dostlar.
diyanet'in 2020 yılı bütçesinin 11.5 milyar olması
-
sanırım islamiyet yerine farklı bir din arayışı için ar-ge bütçesi olarak ayırdılar.araplarin son kez bizi arkamızdan vurmasindan ötürü elzemdi zaten.
hepsiburada.com
-
hepsi oradadır doğrudur. siparişler müşteriye ulaşmadığı sürece de orada kalacaktır.
o kadar strong bir presence var ki
-
- tayyar içimde o kadar strong bir presence var ki anlatamam.
- sıçarsan geçer hayatım...
- nasıl yani!?...
- sıç anlarsın...