ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
laf anlatmak ve dövmek arasındaki kararsızlık anı
-
aritmetik bir islemin yapildigi andir.
lafin anlasilma ihtimali * (lafin anlasilmasinin getirisi - laf anlatma eforu) > etkisiz hale getirme ihtimali * (dunya iklimine marjinal fayda - dovme eforu)
onermesi dogru cikarsa laf anlatilir, yanlissa dovulur.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
emre aköz
-
arkadaşın evreni paralel olsa yine iyi, bizimkini dikine kesiyor.
aşk-ı memnu'dan akılda kalanlar
-
sen bihter ziyagilsin, aptallik etme.
milli piyango'da hile iddiası
-
bir vatandaşın ispatladığını iddia ettiği, herkesin bildiği olay.
https://www.youtube.com/watch?v=4u-tos1c17k
edit: bazılarınız derse ki "adam kendi tasarladığı bileti koymuş, silindi diye de sallıyor"
@buzluktakibira kurcalamış ve iddiaların doğruluğunu teyit etmiş: https://web.archive.org/…asters/documents/bilet.pdf
özet: mpi bileti gerçekten siteden kaldırmış.. badem bıyıklılar fena mat..
edit 2: saati karalama olayı bu bilete has bir olay diyor @too much radiation. saat ile bayi no'dan bayi tespit edilip kamera kayıtlarından oynayan tespit edilebilir. kişiyi korumak için karalansa, başka biletlerde neden karalanmamış? örn:
http://www.mpi.gov.tr/…documents/superlotobilet.pdf
ve diğer duyuru cache'leri
edit 2,5 videodaki muğla - yatağan bayine 13 kere ardı ardına çıkan ikramiye cache'i (pdf'in 9. sayfasında)
edit 3: @13thlegion ise biletin siteden kaldırılmadığını, duyurulardan kaldırıldığını söylüyor. o da hazırlanan bu videodan önceymiş.
http://www.mpi.gov.tr/…emasters/documents/bilet.pdf
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
digiturk alıp televizyonu bi türlü alamamak ve bir sene boyunca digiturk kutusuna boş boş bakmak.
soda içerken yapılan şişeye bakma hareketi
-
"ulan bu ne güzel bişeydir allah'ım" der gibi bir harekettir.
deli kuvveti
-
insana dair sınırların aslında ne kadar zihinsel olduğunun bir göstergesidir.
deliliği, insanın dünyayla bilinen zihinsel bağlarının kopması ya da gevşemesi diye tanımlayabilirim. uzunlamasına bir süreç olabildiği gibi, geçici de olabilir.
deli kuvveti ise bu durumun içindeki insanın olmadık yer ve biçimlerde ortaya koyduğu bedensel güçtür. onlarca örnek hatırlıyorum ama bir kaçı aklımda yer etmiş.
18 yaşında bir hastamız vardı. gencecik, ufak tefek bir kız. bipolar bozukluk tanısıyla izliyorduk. manik atakla servise yattı. ufak tefek dedim, gerçekten minicikti. 1.50 boylarında, 40-45 kilo bir şey. yattığında zaptedilemez haldeydi. hemşire odasından kırılmaz camla izlenebilen bir gözlem odamız vardı. geniş gözlem odasında, 4 tane yatak ve devlet malzeme ofisinin o kocaman, ağır, hantal masalarından bir tane var. bazen hastaları kendilerine zarar vermesinler diye yatak tespitine alıyoruz, bazense diğer hastaları korumak için ilaç etki edene kadar gözlem odasında serbest tutuyoruz.
neyse, kızı odaya aldık. ben alt servise indim bir sebeple. alt kattaki asistan odasındayım. yukarıdan bir ses geliyor. güm güm güm...tabii hemen yukarı koştum. gözlem odasının penceresinden baktığımda gördüğüm manzara şu: o minicik kız, o kocaman masayı kaldırıp kaldırıp yere vuruyor ve bunu sanki yastık kaldırır gibi kolayca yapıyor.
elbette adrenalin gibi hormonların da etkisi var ama asıl mesele, inhibisyon. insan başkalarıyla ve dünyayla kontağında kendini sınırlar. yapılması gerekenler ve yasaklar, ahlak, yasalar, kurallar zihnimizi dönüştürür. delilik, insanı bu akıştan koparır. aslında bir kertede zihni özgürleştirir. inhibisyon yani baskılanma ortadan kalkınca, beden de farklı işlev görmeye başlar. kas kuvveti, acı eşiği ve hatta sıcaklık algısı bile değişir. yaz günü paltoyla gezip terlemeyen şizofrenlere rastlamışsınızdır sokaklarda.
zihinsel zincirleri kırmak için 'delirmek' şart mı peki? dmo masasını tüy gibi kaldırabilir miyiz bilmiyorum ama zihnimizi kalıpların dışına çıkarmaya çalışırsak, doğru denileni sorgularsak, bize dayatılanları olduğu gibi kabul etmeden önce üzerine düşünürsek çok daha özgür ve güçlü olabileceğimize eminim.
"where other men blindly follow the truth, remember;
nothing is true."
anıtkabir için harcanan 24 ton altın
-
(bkz: beyler sikin)
tinder
-
şu sıralar ilginç bir şekilde çinli akımı olan platform.
çinli bir hatunla eşleştim. ilk önce saçma sapan muhabbetler döndü. sonra iş bitcoine geldi bir şekilde. işte ben bu işin uzmanıyım istersen sana yardım edeyim. kolayca para kazanmak istemez misin falan demeye başladı. neyse ben olayı sen nude at bakarız daha sonra para işlerine diye olayı sulandırınca muhabbet koptu.
sonra aklıma takıldı bunlar ne ayak diye. şimdi yeniden bir çinli ile eşleşip salak muhabbetleri geçtim. bu da hemen kripto paralara getirdi mevzuyu. işte amcam büyük bir bankada çalışıyor. içerden bilgi alıyorum falan diye gazladı. tesadüf olmadığını düşünüyorum. biraz salağa yatttım. ben bu işlerden anlamam bana yardım et falan diye. bkc coin diye bir sitenin linkini attı hemen. üye ol sonra yardım edeyim falan diyor.
arkadaşlar çekik gözlü kardeşlerimiz bizim uçkur ve kolay para sevdamızdan kombo bir dolandırıcılık yöntemi bulmuşlar sanırım. anadolunun kavruk delikanlıları olarak bu oyuna gelmeyin. zaten gönderdikleri virüsle yeterince öptüler bizi şimdi de cüzdanlarımıza göz dikmiş yarasa yiyiciler.
5 kasım 2020 süt fabrikasındaki skandal görüntüler
-
hahaha ulan süt banyosu da yapsan elinde masrapayla kafana süt döküyorsun, coğrafya harbiden kader amk dedirten olay.
1 ağustos 2021 ibrahim karagül'ün attığı tweet
-
ağır provokasyondur.
hesabı sorulmalıdır.
chp de kendini şamar oğlanına çevirtmesin iyice. namussuzca atılan iftiraların üzerine gidin, o soytarılara haddini bildirin artık! ne bekliyorsunuz?
snow white'ı pamuk prenses diye çeviren ilk insan
-
bence çevirinin en güzel kısmını
“mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)
“ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”
diye çevirerek yapmıştır.
aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.
yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.
bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.