ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'de türklerin kurduğu hiçbir şehir olmaması
-
ulan bırak türkiye'de türklerin kurduğu şehri, ben hala tek başıma oyun kuramıyorum kendi bilgisarayıma. crack nedir ya. şu oyunu next next next diyerek kurdurtacak program bulamıyorlar mı hala. ben 3 yıl botsuz half-life oynamış adamım, gelmiş bana konya'yı vikingler kurdu diyor.
ordu-giresun havalimanı
-
dülülülü dülülülü
-alo?
-- hoca ben nereye gelicem?
- orgiye gelceksin.
-- hö? nası ya?
- bak orgiye gelince sizi karşılayacak kalabalık grup olacak, ben aralarından senin adın yazılı bi karton kaldırırım.
-- abi naaptın ya? yanımıza almamız gereken bişi var mı peki? ne biliyim madem orgiye gidiyoz, hazırlıklı olalım.
- yav sadece taksiciye verecek kadar olsa yeter.
-- bi de taksiciye mi vercez?
- vermezsen binemiyosun.
-- kapat telefonu abi, ben fena oldum bir an...
- alo?
......
halloween
-
cadilar bayrami, cadilarin birbirini ziyaret ettigi, kuskun cadilarin baristigi, kucuk cadilarin buyuk cadilarin ellerini opmek suretiyle harclik seker vs aldiklari gun
bolu belediyesi'nin suriyelilere yardımı kesmesi
-
darısı ankara ve istanbul'un başına dediğim olay.
kapıyı açsaydınız kürtler ışid'i tükürükle boğardı
-
herkss bisey salliyo amk.
ordan kacan 200000 kisi turk muydu?
onlarin tukuruk bezleri mi yoktu yoksa?
kol mu bozuk selo?
gereksiz show.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
karadul örümceği, bir günde 20 eşini yiyebilirmiş.. böcek bile günde 20 eş buluyor.. böcek lan.. böcek.
game of thrones
ötv kalkarsa arabamın değeri düşer
-
araba 300 binken 1.3 milyon olunca oh ah uh düşünce ağla. ağla gözüm ağla ağla.
hdp'li vekillerin istiklal marşı'nı okumaması
-
ateist ve sol geçmişe sahip oldukları için oldukça normal bir durummuş. hımm, tabi tabi. tüm hdp milletvekilleri solcu, ateist falan filan. hüda kaya, altan tan neden okumuyor? bunlar ateist ya da solcu değil. ulan oğlum erkek gibi çıkıp deyin ki, bu ülkenin marşından da, bayrağından da nefret ediyoruz. ne sikime bin dereden su getiriyorsunuz?
en sadık kadın burcu
-
"burcu"yu tebrik etmeyi gerektirir...
(bkz: tebrikler "burcu")
az kişi tarafından bilinen şaheser filmler
-
(bkz: make way for tomorrow) 1937 yapımı leo mccarey klasiği. borçları nedeniyle banka tarafından evlerine el konulması neticesinde ayrı düşen yaşlı bir çiftin, yeniden bir araya gelme yollarını aramasını aktarır. konunun evrenselliği nedeniyle çeşitli coğrafyalardan yönetmenleri etkilemiştir. herkese her zaman tanıdık gelebilir. son yarım saati duygusal insanları bayıltabilir.
(bkz: ballada o soldate) ikinci dünya savaşı'nda, gösterdiği cesaretin karşılığı olarak ailesini ziyaret etmek isteyen bir askerin, kısa izin süresince annesine ulaşmaya çalışmasını anlatan 1959 yapımı sovyet filmi. bu bakımdan yol filmi olarak bile sayılabilir. haliyle eğlenceli yanları vardır. ancak körüklü bir dramadır. tren istasyonunda askerin kepini takıp şirinlik yapan zhanna prokhorenko'nun o hâlleri ise hâlâ aklımdan çıkmamıştır.
(bkz: ko to tamo peva) 1980 yapımı harika bir yugoslav filmi. kara mizah nasıl yapılmalı sorusunun iyi cevaplarından biri aynı zamanda. tıpkı balkanlar gibi bir yanıyla komedi (komedi olması için filmdeki otobüs yetiyor), bir yanı savaş, diğer yanı trajedi. çamurlu yollarda giden döküntü bir otobüs ve içindeki birbiriyle alakasız yolcular, onların her birinin alakasız sorunları, inatlaşmaları, absürt absürt olaylar, çingene müzikleri, savaşın bazı bambaşka yüzleri ilgi çekici geliyorsa, bu film ilginizi çeker.
(bkz: le plaisir) 1952 yapımı, max ophüls imzalı, ortak teması zevk olan üç farklı hikayeden oluşan bir film. zevkin etrafı saflık, aşk ve ölümle çevrilidir. stanley kubrick ve jean-luc godard'ın da favori filmlerinden biri.
(bkz: yoidore tenshi) bir kurosawa filmi ne kadar kıyıda köşede kalmıştır emin değilim. gerçek anlamda bataklığın yanıbaşında mesleğini icra eden alkolik bir doktor ile suç bataklığına saplanmış bir çete üyesinin yollarının kesişmesini anlatır. doktor alkolik ve huysuz, hastası da bir çete üyesi ve en az onun kadar huysuz olmasına rağmen, birbirlerine kimseye güvenmedikleri kadar güveneceklerdir. bu arada savaş sonrası japonya'sına dair izleri takip etmek de mümkün olacaktır.
(bkz: az ötödik pecset) yine savaş yılları. bu sefer adres macaristan. dört arkadaş, arkadaşlarının restoranında içip sohbet ederlerken, bir yabancı aralarına dahil olur. gündelik konuşmalarını tüketip sohbetin sonlarına yaklaştıkları sırada, içlerinden biri ortamdakilere bir soru yöneltir. sonrasında filmi izleyenler de dahil olmak üzere herkesin iç hesaplaşması başlar. bana göre gerçek bir başyapıttır.
kişinin mesleği öğrenilince sorulan sorular
-
- ne iş yapıyorsun?
+ öğrenciyim ben.
- nasıl hayatta kalıyorsunuz?
ne yapıyorum lan ben burada hissi
-
(bkz: halay çekerken düşünülenler)