ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
15 temmuz darbesinden kemalistler de sorumludur
-
sadece kemalistler değil; ingiltere kralı, rahmetli başkan kennedy, taçsız kral pele, backenbauer, kaleci mayer, nadia komanaçi, brigitte bardot ve fenerbahçeli cemil de sorumludur.
400 olmadı da diyelim ki 335 oldu o da olumlu
-
cumhurbaşkanımızın yeni hedefi.
ya en son kaça olur sen onu söyle de verelim kurtulalım.
link
debe: ali ismail,berkin elvan,mehmet ayvalıtaş, ethem sarısülük , abdullah cömert
otorotasyon
-
arkasında basit bir fizik kanunu yatan helikopter acil iniş tekniği. görsel
pervane dönerken bıçakların uçları daha hızlı hareket ederken merkezine gittikçe dönüş hızı düşer. bu durumda merkezdeki bölüm alçalırkenki hava akışından faydalanarak rüzgar gülü gibi, uçtaki bölüm ise vantilatör gibi davranır. yani iç taraf pervaneyi döndürürken dış taraf bu dönmeyle kaldırma kuvveti oluşturur. bu iki kuvvet arasındaki dengeyi bıçakların açılarını ayarlayarak pilot sağlar ve hızla düşmek yerine tabiri caiz ise süzülürsünüz.
edit: konuyla ilgili güzel bir video: https://www.youtube.com/watch?v=btqu9imipiu&t=239s
13 nisan 2017 lyon beşiktaş maçı
-
hakemin yediği son golde fabri'yi teselli ettiği maç. adam gerçekten psikolog gibi. sağlık olsun. istanbul'da maçı almak dileğiyle...
vatanıma hakaret etseydim oscar vereceklerdi
-
çok gerçekçi gelmeyen açıklama. film kalitesi olarak öyle oscarlık bir film değildi. aslında bunu kendisi de biliyor, maksat prim yapmak.
nuri bilge ceylan, zeki demirkubuz filimleri oscar alamayacak, ayla filmi oscar alacak!
hatunların efendi adam yerine piç tercihi
-
yorgun parmaklarıyla çay bardağını kavradı; küçük bir yudumdan sonra gözlerime bakıp, hiç değişmemişsin dedi.
sen de dedim.
sesimdeki tereddüdü farketti, "hadi canım 22 sene geçti, 3 çocuk doğurdum, kilo aldım, kibar olma" dedi.
- 3 çocuk mu, 1 tane demiştin telefonda?
- üniversiteye hazırlanandan bahsetmiştim, bir de ikizler var. ya sende?
- 1 tane, kız.
- ne güzel, benimkiler de 2 kız 1 oğlan. ama oğlan çok üzüyor beni.
- niye?
- işte, boşandıktan sonra başedemiyorum, çok huysuz.
- o çocukla mı evlendiydiniz?
suratını ekşiterek hııı dedikten sonra, garsona baktı, bi çay daha verir misin.
gözlerini masadaki boş bardağa dikti. ne aptalmışım dedi.
- bilemezdin ki.
- annem söylemişti. ondan koca olmaz dediydi. ama seni çok severdi. çok efendi çocuk, kibar çocuk derdi.
sıkıldım bir an; konuyu değiştirmek istedim. annen nasıl? öldü, geçen sene . ne diyeceğimi bilemedim; başın sağolsun.
gözleri buğulandı ama gülümsemeye çalıştı; sağol seninkiler? - aynı, emekliler işte.
yumuşacık kahverengi gözlerine baktım..gülümsediği zaman düzgün dişleri yine ışıl ışıldı.
- niye boşandınız?
- çok kabaydı, sürekli hakaret, sürekli kavga, aşağılama..niye çekeyim dedim.
- o kadar seneden sonra, 3 çocuk?
- çekilmezdi, cehennem gibiydi hayat onunla. dayanamadım.
- seviyordun.
- aptalmışım dedim ya.
22 yıl önce en son görüştüğümüz günü hatırladım; kusura bakma demişti, ben onu seviyorum, ne yaparsa yapsın. evet!
peki demiştim. nasıl istersen.. şaşırmıştım, gururum kırılmıştı, ölecek gibiydim, çok seviyordum. hoşçakal o zaman deyip yürüyüp gitmiştim. o gencecik halimde kendime gelmem 2 yıl sürmüştü. içine kapanık, kırılgan birisiydim zaten. o yaz tanışmıştık. 2 yıldır beraber olduğu o çocuktan kavga edip ayrıldığı bir dönem olduğunu bilmiyordum tabi. ortak o kadar çok zevkimiz vardı ki..kitaplar, müzik, sinema.. o da benden etkilenmişti ama ben deli gibi aşık olmuştum.
1 yıl sonra geldiği gibi o çocuğa dönmüştü. bir anda, kusura bakma ben onu seviyorum diyerek. kusura bakma? ne kadar kolay bir özür. klasik cümleleri de sıralamayı ihmal etmemişti: sen çok iyisin, daha iyilerine layıksın vs. eve gidip hüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum. sevgilimi kaybettiğim için mi? yoksa bir başkası için terk edildiğim için mi? ikisi için de..20 yaşında bir erkek için ağırdı be.
- acıktım, bir şeyler yiyelim mi?
tabi dedim garsona işaret ettim. tatlı isterim dedi. sütlaç.
eskiden de çok severdi, tunalı'da el ele gezerken flamingo pastanesinde hep sütlaç yerdik. burnumun direği sızladı.
- bana kızgınsın di mi?
- yooo, nereden çıkarıyorsun. çocuktuk. nereden bilebilirdik ki? çok üzdün beni diyemedim, gülümsedim.
- çok yorgunum, çok yalnızım; nafaka da vermiyor.
gözleri yine doldu; ağlamaya başladı. neredeyse boş pastanedeki bir kaç kişi bize baktı. garsonlar bizim masaya kaçamak bakışlar atıp birşeyler fısıldaştılar.
seni çok üzdüm di mi dedi. biliyorum hata ettim şimdi olsa..sustu. neyse dedim en azından çocukların var.
- doğru. gözünün önüne düşen kumral telleri parmağıyla kenara attı. bu hareketini çok severdim, kumral saçlarını da.
işe dönmem lazım dedim. telaşlandı, tabi dedi. evine bırakayım deyince gözleri parladı. gerçekten mi? elbette dedim; bu yağmurda yürü git mi diycem sandın? halâ çok kibarsın dedi.
arabaya bindik. uzaktı evi; tarif etti. evin önünde durdum. el sıkıştık. arıycam dedi. ara dedim.
-------
edit : soran arkadaşlar için-bir daha görüşmedim..
adliyede ben devletim diye bağıran polis
-
polis, devlet değildir. polis memuru da devlet değildir.
mevcut anayasa diyor ki (madde 6) halk, tek egemen güçtür ve bu yetkisini hükümet, meclis ve yargı yoluyla kullanır. yani devlet, halkın yetki kullandığı araçtır.
polis ise, hükümete bağlı kolluk kuvvetidir. görevi ise egemenliğin asıl sahibi olan halkı suçlara karşı korumaktır. polis, halk adına hiçbir şey yapamaz, halk adına hükümet bir şey yapabilir, polis ise emirleri yerine getirir.
bir polis, "ben devletim" diyorsa o devlet, polis devleti olmuştur. anayasanın ilgili maddesi ise fiilen gasp altındadır.
ronaldinho'nun beşiktaş'tan istedikleri
-
(bkz: beşiktaş ronaldinho'da)
karısının erkek olduğunu 19 yıl sonra öğrenen adam
-
hiç mi anlamadın oğlum, insan bilir ne yaşadığını ya.
hastası olunan sözler
-
her zaman dogruyu soyleyin, ne dediginizi hatirlamak zorunda kalmazsiniz - mark twain