hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • chinese restorantlarda sushi satilmamasi gerektigini bilmeyen ana-kiz icerir.

    bi ogrenemediniz, sushi cin degil japon mutfagi. -10000 ile ugurlayalim kendilerini

  • kız desen dalgınlıktan uçmuş kaptırmış gidiyor, yanındaki gözetmen ne kendi tarafındaki frene basıyor ne el frenini çekiyor ne de direksiyona müdahale ediyor. kaza oluyor ona rağmen kıza sağa çek diyor. * toros desen ayrı bir değişik, yolun ortasında naptığı belli değil.

    kısaca nerden tutsan elinde kalıyor.

  • yakında sevgilimle yaşadığım ufak bir tartışma neticesinde çıkıp demeç verip azarlamasından korktuğum birinin sözleri. kadına karşı şiddeti kınayanı, kınayan biri...

  • 7 ağustos 1912 tarihinde, gece saat 3'te meydana gelen deprem, mürefte ve şarköy havalisi ile tekirdağ, gelibolu ve çanakkale'yi etkilemiştir. depremden önce meydana gelen hadiseler hissedilmemiş, fakat, istanbul kadıköy'de denizde kabarmalar olduğu ve kum fırtınası şeklinde rüzgar oluştuğu fransızca yayınlanan stamboul gazetesinde zikredilmiştir.

    gece yarısı israfil'in suru gibi bir sesle meydana gelen depremde, mürefte'de 850 ve şarköy'de 1085 haneden sağlam bina kalmamıştır. o günkü nüfus ile kıyas edince yüksek bulunabilecek 1115 ölüm hadisesi ve deprem sonrası meydana gelen yangınlar bölge halkını perişan etmiştir.

    depremin hemen akabinde çevreden yardımların gelmeye başladığından bahsedilen eserde, devletin bölgeye geç geldiği vurgulanıyor. "17 ağustos depremi" ile kıyas edildiğinde, ülke olarak, bu konuda fazla bir ilerleme sağlanmamış olduğunu görmek ayrı bir üzüntü kaynağı. fakat bölgeye geç ulaşılmış olmasına rağmen sağlık ekipleriyle, hilâl-i ahmer cemiyeti'nin çalışmalarından sitâyişle bahsediliyor olması ilgi çekici. hele bu depremde bir hastahane gemisine sahip olduğumuzu okumak ayrı bir heyecan veriyor.

    kaynak: tarih ve düşünce

  • fenerbahçe'nin son maçı* kazanamaması ilahi adalet olabilir mi? sorusuna "dünyada kötü giden bu kadar çok şey varken tanrı'nın bir maçla uğraşacağını sanmıyorum" demiş topçu.

  • efendim bu ismin verilmesindeki hikâye şudur: "dursun, durmuş, satı, satılmış, hediye, ömür yaşar gibi adlar çocuk ölümlerine karşı tedbir olarak konulan adlardır. bebekleri ölen aileler, bu adları tercih ederek ad büyüsü yapmaktadırlar. 'satmak' kökünden türetilen adlarda, bebeğe musallat olan kötü ruhları, bebeğin o aileye ait olmadığına, başkasına satıldığına inandırarak kandırma hilesi yatmaktadır. bazı yörelerde bebek, 'satıldığı' yeni anasının eteklerinin altından geçirilip yakasından çıkartılarak satma işlemi, gerçekte doğurma işlemi yapılmaktadır. eski türk*ler de aynı yöntemi uygulayarak kötü ruhları bebeklerin değersizliğine inandırıp kaçırtmak için çocuklarına itilmas, itboku, çoçkabay (domuzbay) gibi adlar koymuşlardır."

    kaynak: gündelik hayatımızın tarihi, kudret emiroğlu, dost kitapevi . . .

  • 3 sene önce tazminatsız işten çıkartılanlardan kontra beklediğim video.

    ne lanet bir sektördür bu ilaç sektörü.