hesabın var mı? giriş yap

  • garip şekilde hoşlandığım yorgandır. ağır olsun, sıcak olsun hatta bir de kundak olayım oh mis.

  • valla 10 yıl oldu neredeyse çok mızmızlanacak bir şey yok aslında. yalnızca yaz olunca şöyle gönül rahatlığıyla koca bir karpuz alıp evimde yiyemiyorum ya ona canım sıkılıyor. minik karpuz üretilsin, tek kişilik. başka da bir derdim şikayetim kalmayacak bak söz.

  • yakında sevgilimle yaşadığım ufak bir tartışma neticesinde çıkıp demeç verip azarlamasından korktuğum birinin sözleri. kadına karşı şiddeti kınayanı, kınayan biri...

  • konya ovası, çukurova ve harran ovası gibi devasa büyüklükte tarım alanları olan bir ülkede gerçekleşmiştir.
    ek: menderes ovası ve söke ovasını da eklemem istendi.
    ek 2: çarşamba ovası, trakya ovası ve daha niceleri.
    bu büyük tarım arazilerinden sadece birkaçı bile bizim ülkemiz büyüklüğündeki bir ülkenin bütün tarımsal ürün ve gıda ihtiyacını karsiyalabilecek potansiyle sahip. hal böyleyken halâ dışardan tarım ürünü ithal etmemiz, bu konuda kıtlık çekiyor olmamız ciddi anlamda düşünmemiz gereken bir konu.
    örnekte olduğu gibi günü kurtaran hareketler bize birşey kazandırmaz ve ufak bir gösteri olmaktan öteye gidemez.

  • bugün yaptığım şey. arkadaşlar gerçekten sağolun ben de sizi seviyorum ama artık bana lütfen şurada şu gün patlama olacakmış diye mesaj atmayın. anneme de atmayın. zira sıradan bir ortadoğu ülkesinin talihsiz vatandaşları olarak artık başta turistik yerler olmak üzere her yerde patlama olabileceğini bilelim. bunun için ekstra bir istihbarat almama gerek yok. her yer tehlikeli. bugün boğaz köprüsü’nden geçerken tesadüf eseri annem aradı ve nerede olduğumu sordu..boğaz köprüsü’nde olduğumu öğrenince cinnet geçirdi çünkü bugün köprüde patlama olacakmış, onun için aramış. kadını da çıldırtmışsınız. “kim söyledi?” dedim. bilmem ne teyzenin oğlu binbaşıymış o söylemiş. o sırada önlerdeki bir araç aniden kaza yaptı ve zaten durma noktasındaki trafik o dakikadan sonra neredeyse geri geri akmaya başladı. “köprüden geçince arayım ben seni” dedim, “buradayım hoparlöre al” dedi. hayır hoparlöre aldım da..1 dakika, 5 dakika, 10 dakika..toplamda kat ettiğim mesafe 4 cm. bu gidişle bu kadın en az 1,5 saat telefonda mı kalacak? bu sorunun cevabını da biliyor mu acaba bilmem ne teyzenin oğlu binbaşı bey? bu iş böyle olmayacak dedim içimden, “oooo trafik akmaya başladı ya valla az kaldı” dedim dışımdan. böyle sanki sol şeritten yardırıyomuşum gibi şeyler söylüyorum anneme..o kadar inandırıcıyım ki annem “yavaş git” diyor. bu sırada ibre 0 (sıfır) dikkatinizi çekerim. en sonunda da ağzımla ogs taklidi yaptım “bip” diye. “duydun mu?” dedim..“ogs’den geçtim”. “oh çok şükür tamam hadi sen önüne bak oğlum” dedi kapattı. hayır ben neden takım elbise, kravat içinde çok ciddi bir görüşmeye doğru giderken ogs taklidi yapıyorum arkadaşım? bu nası bi ülke olm??

    edit: bunu yazdıktan 1 gün sonra taksim'de az önce patlama oldu (bkz: annenin her zaman haklı çıkması). hiçbirimiz güvende değiliz arkadaşlar. vasat bir ortadoğu ülkesinin vatandaşları olarak özellikle kalabalık turistik yerlerde dolaşmaktan kendinizi alıkoymanız için cebinize mesaj gelmesini beklemeyin.