ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
koğuş lütfen kalkınız
whiplash (film)
-
martin luther king'in çok sevdiğim bir sözü var.
"eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse michelangelo'nun resim yaptığı, beethoven'ın beste yaptığı veya shakespeare'in şiir yazdığı gibi süpürün. o kadar güzel süpürülsün ki gökteki ve yerdeki herkes durup burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş desin."
bu söze derin anlamlar katan, muhteşem bir film.
tecavüze uğrayan kıza eniştenin de tecavüz etmesi
-
hiç hümanizm, hak, hukuk geyiklerine girmeden hadım edilmesi gereken kişi.
o çok kıymetli sikini işemeye kullansın.
ingilizce öğrenirken yapılan hatalar
-
anadilinin yapısını, kurallarını, düşünce ve dil arasındaki bağı bilmemek en kritik olanıdır.
dalga geçmek için söylemiyorum türkçesi iyi olmayanların ingilizce öğrenmesi epey güçtür.
dexter'dan akılda kalanlar
-
akılda kalan çok şey var ama ben en çok dizideki herkesin rahat ve salaş giyiniş tarzına hastaydım. sürekli tatil modundaydılar sanki.
(bkz: miami)
fatih'te yaşanan halk otobüsü kavgası
-
yapilan haksizliga pasif-agresif bi tutumla karsilik verilmis olaydir. motorcu aracina verilen hasarin karsilanmayacagini anladiktan sonra daha fazlasini karsi tarafa vermekten cekinmemistir. hukuk sistemi ve adalet olmayan toplumlarda sikca karsilasilan bir cesit odesme yontemidir.
yazarların küçük ama etkili tasarruf yöntemleri
-
disardan yemek yemiyorum. bunu tasarruftan ziyade kullanilan yag, malzeme, mutfak gibi detaylari dusunerek yapmiyorum. fiyati ne olursa olsun evi de kendimi de esyaya bogmamak icin ihtiyac duymadigim hicbir seyi almiyorum. sahip olunan her esya kulfet gibi geliyor bana. sigara kullanmiyorum. ayda 2 sise sarap aliyorum ve onun disina nadiren cikiyorum. arabam yok, benzin almiyorum. cok sosyal bir hayatim da yok. yani genelde hayatimda bircok sey yok. bir kiraya bir de organik gidaya calisiyorum anlayacaginiz. ancak bu sekilde tasarruf edebiliyorum.
tekrar başlaması istenen diziler
-
(bkz: behzat ç.)
internette hastalık arama sendromu
-
genelde kanser teşhisi konmakla sonuçlanır. lakin bende hep tutuyor.
ılk defa araştırma yaptığımda 16 yaşındaydım, kendime varikosel teşhisi koydum ve ürolojiye gidip "bende varikosel var." dedim. bi böburlenme aşaması, "biz boşuna mı bunun okulunu okuyoz" tribini yiyip muayeneye geçtik. sonuç: 1 ay sonra varikosel ameliyatı için masaya yattım.
sonrası uyku apnesi tanısıydı. gittim ve bende uyku apnesi olduğunu ama neyden kaynaklı olduğunu bilmediğimi söyledim. burnumda et çıktı, ilaç verdi. apne için de uyku bozukluğu merkezine git dedi ama hala gitmedim. gidersem orada apne teşhisi konacak adım gibi eminim.
en son da spor sonrası çarpıntı problemi nedeniyle 3 ay önce kardiyolojiye gidip internet araştırmalarımdan aldigim güvenle "bende mitral kapak prolapsusu var." diye dikildim kardiyologun karşısına. ekoya gönderdi, hakikaten de 1. derece mvp çıktı.
birkaç seneye youtube'dan ameliyat videoları izleyip evde kendimi ameliyat etmeye başlayacağım kısmetse.
aleksandr hleb
yazarların kendilerini anlatan en iyi film repliği
elif şafak'ın et yemeye başlaması
-
(bkz: bu da benim beynim hüsnü)
kredi kartı geçmeyen işletme
-
inatla fiş/fatura istenmesi gereken yerlerdir. esnaf, bu durumda bir çakallık hamlesi ile çekmeceden eski fiş arayacaktır fakat özellikle yapılan işlemin/alışverişin fişi istenmeli, zorla vergi ödettirilmelidir bunlara.