hesabın var mı? giriş yap

  • bosna hersekteyiz efendim halk horon ekibiyle. günlerden cuma kemençecimiz ezanı duyuyor ve yardırıyor..

    - heriif.. purta da ezan dürkce okunuyu..

    birebir yazılmıştır söylediği. yalandan komik değildir.

  • nurettin cibril bin cacabey.
    kırşehir emiri olarak keyhüsrev döneminde selçuklu için görevde bulunmuştur.

    zekası genç yaşlarda anlaşılmıştır ve daha yaşı gelmeden büyükler ile birlikte durmaya başlamıştır. mevlana da kendisini bolca övmektedir. hacı bektaş veli kendisinin idaresinde yaşamaktadır ve himayesi altındadır. cami, zaviye, hayır kurumu gibi kamu alanlarının onarımını da üstlenmiştir ve bu sebeple anadolu’da ismi duyulmuştur. 1301 senesinde bizanslılar ile yapılan savaşta şehit düşmüştür. kırşehirde kendi eseri olan medresenin yanında bir türbesi yapılmıştır ve buraya gömülmüştür.

    kırşehir’deki caca bey medresesi o zamanın fakültesi olarak görülmektedir. türk diline de sahip çıkmıştır ve kendi medresesinde türkçe eğitim verdirmiştir. devlet işlerinde ve yazışmalarda da türkçe kullanmaktadır.

    türk tarihinde oldukça önemli bir isim olan cacabey, 12. yüzyılın önemli astronomi ve bilim insanlarındandır. kendisinin tam olarak hangi gün ve ayda doğduğu bilinmese de, 1240 yılında dünyaya geldiği araştırmacılar tarafından tahmin edilmektedir.

    cacabey’in nasıl bir gençlik yaşadığı bilinmese de zekası ve sorumluluk alabilen yapısı neticesinde kırşehir emiri yapılabildiği düşünülmektedir. kırşehir iline o zamanlarda oldukça iyi hizmetler yapan cacabey, 3. gıyasettin keyhüsrev zamanında da anadolu bölgelerine yaptırdığı çok sayıda hayratla adından sıklıkla söz ettirmiştir. kendisinin kırşehir’e tayininden önce ilk olarak eskişehir’e, oradan tokat’a son olarak da kırşehir’e gönderildiği söylenmekte; bu tayinlerin hepsinin kendisinin devletine verdiği iyi hizmetle paralel olarak meydana geldiği düşünülmektedir.

    kırşehir’de bulunduğu dönemde bir ara, emirhor esededdin ile aralarında bir sürtüşme olmuş ve bu sürtüşme kendi aralarında bir savaşa dönüşmüştür. galip gelen taraf ise cacabey olmuştur.

    1270 yılında kendisi ile görüşen ilk önemli isim hacı bektaşi veli olmuştur. bu görüşmeden 3 yıl sonra da bir başka önemli ve değerli isim olan mevlana ile de görüşebilme fırsatı yakalamıştır.

    ilk görüşmeden sonraki dönemlerde, kendisinin astronomiyle olan yakın ilgisi ve bu konuda eğitim verebilecek donanım ve yeterlilikte olması, kendisini bir medrese açma kararını almaya itmiştir. kendi adıyla bir medrese açan cacabey, bu medreseyi kırşehir’in tam ortasına açmıştır.

    bu kurulan medresenin de kubbe kısmı açık olarak inşa edilmiş, alt kısmına da su kuyusu yaptırılmıştır. bu sayede akşamları kuyuya görüntüsü akseden yıldızların da izlenebilme imkanı bulunurdu.

    kendisinin bilim dünyasına kattığı dört ayrı vakıfname eseri de var olmaktadır. bazıları moğolca dilinde, bazıları arapça dilinde yazılan bu eserlerin içeriğinde mektep hakkında, zaviye hakkında, medrese hakkında, türbe hakkında; ayrıca eskişehir’de, iskilip’te ve kayseri’de yaptırdığı pek çok eser hakkında pek çok detaylı bilgi yer almaktadır.

  • bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.

    kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.

    şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.

    ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*

  • mendeburlardır. hatta kadını ayrı, erkeği ayrı mendeburdur. en sevdikleri şey asansörden inerken asansör kapısında durup sohbete devam etmek. tam o sırada dünyayı kurtardığından, sizin düdük gibi kapı önünde sevgili plaza insanının keyfini beklemeniz gerekir.

    domuz ötesi olurlar. her gün yüzlerini gördüğünüz insanlarla nezaketen de olsa selamlaşırsınız, sevmediğiniz komşunuzla, kapıcınızla, sokağı süpüren çöpçüyle, nihayetinde en azından yüz aşinalığı olur. plazada iyi günler diyerek asansörden inerken arkanızdan kimse ses etmez zira kendini bir sikim sanan suratsız bir insan olmak plaza insanı olmanın ilk şartıdır. çalıştığım plazada dış kapıdaki güvenlikten, tuvaleti temizleyenlere kadar herkes ismimi biliyor, hatrımı soruyor. bi bok yaptığımdan değil, sadece "günaydın" ve "kolay gelsin" diyorum. plaza insanları her daim çevresindeki insanlara selam veremeyecek kadar yoğun ve ayak işi yapanlarla muhatap olmayacak kadar kıymetli olduklarından, kimsenin hizmetlileri umursadığı yok. o yüzden hatır sorana saygı duyuyorlar.

    ciddi bir kısmı sanılandan düşük maaşlıdır ama plazada çalıştığından çevrelerindeki gelir algısı yüksektir ve bu algıyı korumak için oradan buradan kısıp kıyafete, ıvır zıvıra gereksiz harcarlar. bütün dertleri sanıldıkları kadar iyi kazanıyormuş gibi görünmektir.

    plaza insanı kapı tutmak, yol vermek gibi nezaketen yapılan hareketler için teşekkür etmez zira sen nezaketten değil, yükümlülükten yapıyorsundur. bi de zaten dünyayı kurtarıyor ya, ondan. o kadar işi arasında seninle mi muhatap olsun.

    en belirgin ayrıntıları kemer askısına takılmış manyetik kart, elinde laptopla katlar arasında koşturmak(aynı firma bir kaç kata yayılmış olabiliyor.), aşırı topuklu giymek(erkeklerde sık rastlanmıyor), ortak alanlarda sahte kahkahalar, yemek getiren elemanlara bi sebepten çatmak felan.

    insanlıklarına dair güzelliklerini bile isteye solduruyorlar, mekanik, ruhsuz, materyalist garip canlılara dönüşüyorlar. ama günahlarını almayayım, bizim plazada çok iyi plaza insanları da var, yapı kredi plaza'nın önünde takılan kedileri besliyorlar, hatta öyle besliyorlar ki, ben yemek verdiğimde önceden doyduklarından kafayı çevirip bakmıyor şerefsiz kediler. yemeğe sırtını dönüp oturan kedi olur mu, burada oluyor.

    bu da böyle bir tespitimdir.

  • ikea ile başlaması gerekmektedir.

    keza mango'da her an mızıkçılık yapıp kendinizi dışarı atma şansınız vardır.

    ancak ikea'da kapıyı bulup dışarı çıkabilmeniz için gereken yürüme süresi, minimum iki saattir.

    (bkz: zayıflama merkezi olarak ikea)

  • 10 yıl önceydi. çalışanlar bilir, yeni işe başlayan mühendis maaşları 1500 tl (1000 dolar) civarındaydı. iphone’lar 2000 tl civarıydı. iyi bir araba 35-45 bin arasına alınırken , iyi evler 250-300 bin civarındaydı. halkın ağırlıklı kısmı asgari almıyordu, mavi yaka çalışan maaşları sektöre bağlı değişmekle birlikte genelde 750-800 tl net ücretten başlıyordu. bu da 500 dolar yapar.

    özetle durum daha iyiydi, genel olarak iphone, ev, araba herkes için alınabilir fiyatlardaydı. 10 yılda ekonomik olarak inanılmaz fakirleştik. alım gücündeki düşüş berbat boyutta.

    gelen mesajlar üzerine edit : konut fiyatları lokasyon ve büyüklüğe göre değişir. iphone içinde vergili türkiye fiyatını yaklaşık olarak yazdım. bu noktada önemli olan kısa sürede ekonomik olarak nereye gittiğimiz.

  • dedem onunla rakı içerdi. babam onunla, annem onunla içti. benim de black eyed peas ile içecek halim yoktu herhalde, ben de onunla içtim. o olmasaydı da rakı içerdik biz elbette ama aynı tadı alır mıydık, orası şüpheli. hatta şüpheli bile değil. net bir biçimde almazdık.

    tanım gerekirse eğer, benim için anadilimin türkçe olmasının en güzel yanıdır kendisi.