hesabın var mı? giriş yap

  • kişinin herhangi bir nesnede kendinden bir şey bulma, aşina olma halinde rahatlayıp o nesneye karşı daha olumlu düşünmesi ve sempati hissetmesi durumu.

    peki bu bilgi gerçek hayatta ne işimize yarayacak hocam? hemen bakalım nerelere uzanıyormuş bu kavram.

    -2004'te psikolog john jones ve arkadaşları 15 bin evliliğe ilişkin kayıtları inceliyor ve neyi fark ediyorlar dersiniz? kişiler, tesadüfi olmayacak kadar yüksek bir oranda isimleri kendi baş harfleriyle başlayan insanlarla evlenmişler.

    -başka bir çalışmada katılımcıların önüne iki ayrı çay konuyor. çaylardan birinin ismi katılımcının isminin ilk üç hanesiyle başlıyor. örneğin katılımcının adı berfin olsun. çay markalarından birinin adı berrak çay, diğerinin adı leziz çay olsun. katılımcı berrak çayı seçecektir. nitekim hemen hemen bütün katılımcılar kendi isimleriyle ilişkilendirdikleri marka çayı tercih etmişlerdir! tabi bilinçli farkındalık olmadan. yani bu kavram sizin marka seçimlerinizi bile etkiliyor.

    -üniversite öğrencilerinin rus keşiş rasputin ile ilgili bir makale okudukları bir çalışmada öğrencilerin yarısının makalesine rasputinin doğum tarihi olarak öğrencilerin kendi doğum tarihleri yazılmıştır. sonuçta ne mi olmuş? rasputin ile aynı günde doğduklarını zanneden öğrenciler diğer öğrencilere nazaran hakkında çok daha olumlu şeyler yazmış ve sevmişlerdir. bu da yine bilinçsizce! çünkü rasputinde kendilerinden bir şey buldular.

    -son bir örnek daha verelim. seçtiğiniz mesleğin bile bu kavramdan etkilendiğini biliyor musunuz? pelham ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, denise ya da dennis ismine sahip kişilerin diş hekimliğini(dentist), laura ya da lawrance ismine sahip olanların avukatlığı (law), george ya da georgina isimli kişilerin jeolog (geologist) olma olasılığının istatistiki olarak anlamlı derecede yüksek olduğunu bulmuşlar.

    özetle, aslında hiçbirimiz düşündüğümüz kadar özgür değiliz. beyniniz size sormadan örtülü bir şekilde birçok seçimi yapıyor zaten. seçtiğiniz meslekten evleneceğiniz insana kadar örtülü olarak etki altındasınız. ve hepimiz, bize en çok benzeyenin peşindeyiz.

    (bkz: benzerlik etkisi)

  • hanımefendinin instagramında 5 dk gezince bir arkadaşımı hatırladım. pendikte bir gecekonduda yaşıyorlardı. çok büyük bir şirkete sekreter olarak girdi ne yaptı ne etti 6 ay içinde şirketin sahibini kafaladı evlendi. aynı bu abladaki gibi 20-30 yaş fark var. ondan sonra yüce dağları ben yarattım tribinden çıkamadı. konuşurken ben bu şirkete ömrümü verdim diyor 2 gün gitmesem batar diyor. terfi etti tabi muhasebe müdürü gibi bir şey oldu. en son birlikte happy moonsa gittiğimizde garsona benim yemeğimi herkesten önce getireceksin!!! deyince son görüşmemiz oldu.

    bu ablamızda da onu hissediyorum bir şeyleri hazmedememiş gibi. sürekli tüm postlarda ben buraya tırnaklarımla kazıya kazıya geldim imajı vermeye çalışıyor da içi boş çok belli.

    -yazan arkadaşa telafi edebiliriz bir aksaklık olmuş olabilir deseydi bugün kimse bunları yazmayacaktı ama onun yerine arkadaşın yaşadığı evin neminden( yani sen fakirsin rutubetli evde oturuyorsun diyor ) bahsetmeyi daha uygun görmüş. kibir en büyük günah.

  • çevremde bir çok üniversite öğrencisinin burs aradığını gördükten sonra yazma gereği duydum. bir çoğumuz universiteyi zorluklarla okuduk. ben hem çalıştım hem okudum. zorlandim elbette. besinci sene zar zor bitirdim okulu.
    kyk alanlar geri ödemesinin ne kadar zor olduğunu bilir. binbir güçlükle ödedim.
    çalışılan pozisyon ve maaşları başlığına bakınca sözlük yazarlarının ister bireysel ister bir iki yazar ortak bunu yapabileceklerini düşündüm.
    eğer içinizde bunu yapmayı isteyen yazarlar varsa burdan iletişim kurarak bir öğrencinin günlerini rahat geçirmesini sağlayabilir.
    hadi sözlük.

    edit :part time iş bulma ve para dışında ihtiyaçlarını karşılama teklifleri geldi. elbette her türlü teklifi öğrencilerle değerlendirmek gerek. bu şekilde yardım edecek yazarları da başlığa bekliyoruz.

    edit editi: part time iş ve işçi arayan arkadaşlar bunu başlığa yazarsaniz daha çok işe yarar teklifiyle geldiler. iş vermek isteyenler varsa başlığa bekliyoruz.

    yeni edit : entryi debe olsun diyenler var. arkadaşlar kendi kendime yapamıyorum hak verirsiniz.

  • iletişim fakültelerinde örnek vaka olarak okutulabilecek kurumsal iletişim kazası. müşteriye "yalancısın sen" demeler, müşterinin karısına yazdığı özel mesajı twitter'dan herkese duyurmalar ve defalarca üste çıktıktan sonra "neyse özrünü dilersin bir ara" diye son sözü söylemeler.

    http://i.imgur.com/ehgmpqk.png

    memleketin yeni zaman girişimcisi bile otogardaki biletçiden öte gidemiyor müşteri ilişkileri konusunda, adamın bir "çıkışa gel delikanlıysan" demediği kalmış resmen.

    ha ben hiç şaşırmadım, en son burayı kullandığımda çiçek gönderilen kişiye çiçeğin faturasını da göndermişlerdi ve kendi hataları olduğunu kanıtlamama rağmen ne özür dilemişler ne de neden kızdığımı anlamışlardı. başlarındaki adamdan belliymiş meğer, keşke o zaman bileydim de yarım günümü noşa harcamayaydım bunların müşteri hizmetlerine laf anlatmakla

  • genelde bati karadenizde, ilkbaharda kirac yerlerde yetisen minik, ve siddetli derecede aromatik mantar. latince bilenler icin: tricholoma terreum.

  • bulgaristan'dan bekledigim sevgilim gibi ayni. ver kardes ver, ihtiyaci var kizin.

  • lan borsa kaplani.

    deprem olmus binlerce insan olmus. hala siyaset pesindesin.

    sen ne karaktersiz bir insanlin lan boyle. onurlu olun lan biraz.

    olenlere sayginiz olsun.

  • 23 nisan'ın bdp'lilerin bayramı olmadığı doğrudur. eşek kadar adamsınız lan elinizde balonla gezecek haliniz yok ya.

  • edit: kazlarla video çekmişler, kazlar mutlu gerçekten kadınlarınmış. videoyu görünce mutlu oldum.
    hadi şimdi gidin suratına kezzap atılan çocukla video çekin.

    edit: kezzap da yalan çıktı ya da atan türk diyenler önce bir izlesin

    bunun peşine bu kadar düşmeyi biliyorsunuz madem kezzap atılan çocuğun peşine niye düşmüyorsunuz? hiç haberini yapmıyorsunuz?

    aman aman ıraklı bacılarımıza ayıp ettik, hadi len ordan. iki yüzlüler.

    edit: bu türk insanındaki arap aşkı neymiş böyle ya kendi milletinden üstün tutacak kadar.

    çok sinirlendim, iki gündür kazın peşine düştüler, git o kezzap atılan çocuğun da peşine düş.

    istemiyoruz kardeşim istemiyoruz, sabaha kadar allasanız da pullasanız da ülkemizde arap istemiyoruz.

    edit: dün de polis dövüyordu bu bedeviler, o polisi bir kürt dövse evinin önüne toma yığardınız, ulan ne arap seviciliğiymiş.
    kaç para ulan bir arap sevmek?

  • şanslı piçin tekidir. bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum. ne ağlaması lan? ühü.

  • böyle bir olayda polisin yapmasını istediğim şey, vergisini veren, suça karışmayan bir vatandaş olarak bu!
    eleşireceklere şimdiden bir şey söylemek istiyorum, ülkemizde katil, sapık, deli, psikopat çok biliyorsunuz...
    ya yarın annenizi yürürken delinin biri çevirir de boğazına bıçağı dayarsa?
    polise diyeceğiniz ilk cümle ''abi vurun allah aşkına'' olur.
    böyle olaylarda polis, kendinden emin olduğu anda vurmalı.
    hem bu şerefsizlere ders olur!
    ''ulan bıçağı silahı elime alıp artislik yaptığım an indirirler beni'' demeli!!!
    ama yapma kardeş etme kardeş dedikçe psikopatlar bir şey olmaz diye sokakta pompalıyla sıka sıka geziyor.
    tanım: hakkımın helal olduğu polistir.