hesabın var mı? giriş yap

  • yeni bir yaşa giren birinin yazabileceği bir başlığı bulamadığım için girdiğim yaş olan 26'nın altına bir şeyler karalamanın uygun olabileceğini düşündüm. izninizle:

    çeyrek asrı geride bıraktım, 27 yaşında ölen starlara 1 senecik daha yaklaştım. bu bir seneye 2 single, 1 uzun metrajlı film, 3 anadolu turnesi sıkıştırmayı düşünüyorum. hehhh, güldürme çocuk. 1 senelik ömrün kaldı, gez dolaş eğlen, seni bekliyorum öptüğüm yerde dese azrail; ''önümüzdeki 1 sene o kadar yoğunuz ki başımı kaşıyacak vaktim yok, çok çalışmam lazım, bilgilerinize'' deyip cc'ye allah'ı, bcc'ye de müdürü eklersin.

    sigaram, kokom, otum yok. alkol desen, kim yataklara düşmüş şuncacıktan. kumar hiç bilmem, ki iddaa hiç oynamadım, hatta elime geçen tek kupon babamın oynadığı sayısal lotolar, onu da teleteks'ten sonuçlara bakarken elime alıyorum. yemekleri tuzlu yemem. sadece sabahın ilk çayını ağzım tatlansın diye şekerli içerim, diğer sıcak içeceklerime şeker atmam. bununla beraber biraz böbrek taşım, mütemadiyen burun akıntım ve tatlı bi baş ağrım var. gözlüksüz göremediğim, gözlüğümü bulamadığımda da emekleyerek gözlük aradığım bir gerçek.

    bana çok konuşmuyorsun, çok sessizsin, dinlemiyorsun diyorlar. 26. yaşımda da demagoji, küçüksemecilik ve samimiyetsizliğin olduğu her ortamda suskunluğumun ve somurtkanlığımın devam edeceğini cânı gönülden umuyorum. prosedür gereği ve bir iki güzel hatıranın hatırına bunlara katlanıyorum.

    26. yaşımda da sokaktaki her kedi ve köpek benim kedim, köpeğim; her bebek benim bebeğim. onları siz de sevin. başlarını okşayın, gülümseyin. kedilere pisi pisi, köpeklere moh moh, bebeklere de abiiiiiiim ablaaaaaam diye seslenin. karıncaları ezmeyin, lamalara tükürmeyin, horozları dövüştürmeyin, ayıları oynatmayın. gül dikin ellerinizin değdiği yere, atlara su verin, daha bir sevin dağları.

    seviyorsanız konuşun, hiç ayrı kalamıyorsanız evlenin. hediye olarak saksı çiçekler alın, onları birlikte besleyin, büyütün. çocuk yapın çocuk. güzel isimler verin bebeklerinize. benim oğlum olsa bir adına da münir korum mesela. kızım olursa da nihal ya da yonca, belki zarife. annesi ne der bilmem ki, vardır aklında onun da isimler. konuşuruz.

    barbunya, biber dolması, karnabahar, mantar, kapuska, bezelye, taze fasulye, yumurtalı ıspanak, havuçlu sulu patates gibi yemekleri çok seviyorum. umarım bunları son nefesime kadar yiyebilirim. etsiz yapın şunları lütfen. sebze yemekleri etsiz güzel. dışarıda yediğim hiçbir yemek annemin yaptığı yemek kadar güzel olamadı. ben razıyım dışarılarda doymamaya; annem çok yaşasın, çok eli ayağı tutsun, yapsın yine en güzel yemekleri.

    26 senede konuşacak bir şeyler birikti, anlatmak isterdim. araya bi vtr girip yaşamımdan kesitler izletmek isterdim. çay koyup sizleri de dinlemek isterdim. ama ocakta yemeğim var, gitmem lazım.

    benim adıma son sözü orhan veli yazacak, ezginin günlüğü söyleyecek. ben zaten en çok orhan veli gibi yazar, ezginin günlüğü gibi söylerim:

    ''bakakalırım giden geminin ardından;
    atamam kendimi denize, dünya güzel;
    serde erkeklik var, ağlayamam.''

  • "nuricim haberi aldım.stop. evde havalara uçtuk.stop. türkiye'ye dönünce uğra da iki laflayalım. stop. çakal seniiiii. stop. afferin lan.stop."

  • 29.12.22, saat kaç? şayet öğle paydosunda yapılıyorsa kimseyi alakadar etmeyen eğlencedir.

    edit: saat kaç diye bilerek yazdım. evet, tekrar soruyorum. saat kaç? arkadaşlar kapının önünde koskoca anabilim dalı yazıyor. orası ayaktan hasta bakan poliklinik değil. ayaktan tedavi hizmetinden bağımsız genelde prof.'ların özel ücreti mukabilinde randevulu hasta kabul ettiği bir yer. orası normal bir mesai saati içinde bile mahşer yeri gibi olur. kapının önü bomboş. evet, muayene ücreti olmasına rağmen kalabalık olur. hasta yakını önce kapı önünde yarım saattir bekliyoruz diyor, içeri girince zamanda sıçrama yaşayıp "bir saattir bekliyoruz. " diyor. hekim veya hoca olduğunu bilmediğimiz bir kişi de sizin neyiniz vardı diye sorduğunda "kayıt yaparsanız göreceksiniz. " diyor. gerçek anlamda orada mesai saatleri içinde bir saat bekleyen birinin verdiği yanıtlar bunlar olmaz. çatır çatır ne için beklediğini söyler ve çözüm sunulmasını talep eder. hasta mahremiyeti falan demeyin, ortodonti kliniğinde rektal tuşe için beklemiyor kimse. adamın şov yaptığı, sesinin titrek tınısından belli.

    bir yakını arrest geçirdiğinde diş hekimi müdahale etse başka doktor mu yoktu diye ortalığı ateşe verecekler, ortodonti anabilim dalındaki öğle paydosu üzerinden kardiyak acilleri kıyaslamış. evet arkadaşlar, mavi kodlara da ortodontistler gidiyordu zaten. hatta yoğun bakımlarda da bütün sağlık personeli yemeden içmeden paydos vermeden hazır kıta çalışıyor.

  • dünyanin her yerinde bu böyledir, bankalarda fiziki olarak para bulundurulmaz.
    2 ana sebebi vardir;

    1- guvenlik

    2- bankada o paranin durmasi bankaya riskten baska hic bi sey kazandirmaz, banka fiziki parayi merkez bankasi ve diger araclara vakit kaybetmeden yatirarak saatlik&gunluk kazanç elde eder.
    yoksa bir banka fiziki olarak o “dükkan”da parayi tutmasinin hic bir anlami yoktur.

  • beklemede olandır. okuyun. online olarak okuyun, sözlüğü her gün ziyaret edin ve hesabınıza giriş yapın. entry'lere şukela verin. bunların çaylak olarak bekleme süresini azalttığını ve sıranızı hızla düşürdüğünü düşünüyorum.

  • kanki bişeyler olsun artık ya. sıkıldım amk insan görmekten. ama bence var bişeyler bu ibneler dünyaya gelip gidiyor büyük ihtimalle. kovalamak lazım vakit bulamıyoruz ki bilader.

    nasa'nın canlı yayını kesmesiyle kıllandıran görüntüler.

  • az önce gittim muhteşem bir insan seli genci,yaşlısı,çocuğu,bebeği herkes orada..insan, o kadar insanı bir arada atatürk'ün huzurunda görünce umutlanıyor,bu millet daha bitmemiş ulan diye bağırasım var...

    eğer ankarada yaşıyorsanız mutlaka bu gece ziyaret edin..

  • eger 0,74 gibi bir faiz orani yakalarsaniz, kredi ile ev almak diyorum. 1500 tl lik bir evde kiraci oldugunuzu ve kiraniza yilda ortalama yuzde 12 zam geldigini farz edelim. 15 yilin sonunda 671.000 tl odeme yapmis oluyorsunuz.

    yuzde 10 pesinatla 365.000 tl lik ev icin 15 yilda, pesinat dahil odeyeceginiz miktar 635.000 tl. yani 36.000 tl kar ediyorsunuz birde mulk sahibi oluyorsunuz.