ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
500t
-
topkapı'dan bekar olarak bindiğim, tuzla'ya varınca evli ve elimde bir çocukla indiğim otobüs hattı. iner inmez tuzla ilköğretime yazdırdık tabi çocuğu.
ismi xena olan kıza akrostiş şiir yazmak
-
x yok q yok w yok
e
ne var lan
at
ölümcül frp enstantaneleri
-
vampire oyunu:
vampirler artık çözüm yolu bulamaz ve içlerinden biri derki
-sabah ola hayır ola
erzurum'da keyif veren ucuz et kuyruğu
-
aslında arka arkaya duruyorlar. ete para vermeseler de olur.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
- keloğlan' ın kimi kimsesi yokmuş
+ annesi nerdeymiş?
- annesi yokmuş, ölmüş
+ babası nerdeymiş?
- babası da yokmuş, ölmüş
+ (ağlamaklı ) birsen teyzesi de mi ölmüş??
ankara fen lisesi'ne puansız öğrenci nakledilmesi
-
okulda verilen eğitim seviyesi seçme ögrencilere göre olduğundan, yerleştirilen öğrenciler mevcut düzene uyamayacak ve öğrencilikten başka herşeyi yapacaklardır.
basit gibi görünse de akp'nin sadece bugüne değil türkiye'nin geleceğine saldırmasının bir diğer şeklidir.
en kötü ilk randevu tecrübeleri
-
ah sizin derdiniz dert midir, benim derdim yanında?
çıktığım ilk kızdı, ilk ve son randevumuz oldu...
danışman göreviyle midir, bodyguard niyetiyle midir bilmem, yanında çam yarması gibi bi kızla çıkageldi. davet benden gelmişti, serde de centilmenlik var, hayatta hesabı ödetmem ama bu üçüncü şahıs yoktu ki gündemde? bütçe desen kısıtlı, finans nanay o günlerde...
sonradan öğreniyorum yemek işini halletmişler; benimle buluşmadan önce ikisi kadıköy’ün ara sokaklarından birinde bişeyler atıştırmak istemişler, abla da orda dört tane kıymalı gözlemeyi gömmüş. yarasın.
ama yaramamış işte... biz oturduk kafeye, bişeyler içtik, lakin iki lafın belini kırmak ne mümkün? abla devamlı karnını tutup inliyor. ben o an gözleme olayından bihaberim, regl sancısı diyorlar bana. abla gözlerimin önünde boncuk boncuk terliyor, titreme de var hafiften, durum iyi değil...
derken bi hışım kalkıp tuvaletin yer aldığı ikinci kata yöneliyor, fakat döner merdivenin metal basamağına attığı ilk adımla beraber tökezleyip düşüyor ve düştüğü yerde bildiğin altına sıçıyor abla.
çıkmaya çalıştığım kızla kafeden çıkıyoruz, karşı sokağa geçip cebimdeki son parayla alış veriş yapıyoruz, uygun bi don seçip ablaya getiriyoruz. özürler, kusura bakmalar, mahcup oldumlar... ya gözleme dokundular, ya açık ayran bozdular...
ne demek canım diyorum, insanlık hali. apar topar vedalaşıyoruz çıkmaya çalıştığım kızla, artık kafam nasıl allak bullak olduysa bilek güreşi tutuşu gibi bi tokalaşmayla ayrılıyorum mekandan. bir daha ne o beni arıyor, ne ben onu soruyorum...
8 yaş öncesi mizah anlayışı
-
koltukta mandalina soyuyorum, eşim yan koltukta, oğlan ortada dolanıyor ve bir anda beni ve annesini elleriyle göstererek;
"siz ikiniz şekerlerimsiniz" diyor.
tam keyifli bir gülümse otururken dudaklarıma ekliyor sabi,
"anne sen ve mandalina"
umarım espridir, sormaya çekindim o an. annesinin anıra anıra gülmesi de etkiledi biraz beni.
dünyanın yuvarlak olduğunu müslümanlar buldu
-
hükümetimizin bir bakanının sevindirici açıklaması. en azından dünyanın yuvarlak olduğunu kabullenmiş görünüyorlar.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bulaşıkların yemekten sonra değil de yemekten önce yıkandığı tek yer öğrenci evidir..
the trial of the chicago 7
-
yılın en iyi filmlerinden biri. bu tip filmler bir yerinde insanı sıkabiliyor genelde ama sorkin kusursuz bir senaryo yazmış. hiçbir anında kopamıyorsun filmden. oyuncular çok iyi seçilmiş .
bazı kıt zekalı arkadaşlar netflix filmi sonuçta, ondan ne beklenirse o kadar demişler ama filmin yapımcısı netflix değil.
paromount yapımı ve oscar da iddialı olmasını bekledikleri bir yapımdı. korona sonrası gişelere gidip para kaybetmektense dağıtım hakkını netflixe sattılar.
84/100