ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vedat milor'a yapılan büyük saygısızlık
-
bu adamın naifliği türkiye için çok fazla. şu kibarlığa şu zarafete bakın ya. ayhan sicimoğlu deyişiyle “hastasıyız”
ayy ben yumurta bile kıramam
-
prensesim ben imajı yaratmaya çalışırken farkında olmadan gerizekalıyım, malım, bi halta yaramam mesajının alasını veren şahıs. biraz beynini kullanırsan belki daha iyi sonuç alabilirsin.
türk trafik kuralları
-
arabayı yolda yürürken görülen arkadaşın üzerine sürmek.
instagram'ın zengin türk çocukları
-
benim açimdan bir olayi olan fotograflar. helikopterler, jakuziler, lamborciniler havada ucusuyor amk. ben de geçenlerde yapi kredi'den vadaa kumbarasi almistim içine para atiyordum. dum, ama kirdim attim simdi.
fakirlerin ufak şımarıklıkları
-
kurban bayramında eti ekmeksiz yemek.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bere takınca yakışıklı oluyorum, güneş gözlüğü takınca daha da yakışıklı oluyorum. yüzüm ne kadar görünmezse o kadar yakışıklı oluyorum amk.
hayat felsefesi yapılabilecek en güzel söz
-
karşınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mı bekliyorsunuz ?
şişli beşiktaş sarıyer kadıköy bakırköy
-
nedense türbanlı sümeyyelerin ve sevgililerinin en çok takıldıkları istanbul semtleri.
haftasonları bol miktarda görebilirsiniz bu arkadaşlardan, hülasa gidip bağcılar'da, ümraniye'de takılmazlar da bu cehape zihniyetinin sınırlarında özgürce hareket ederler.
nişanlandım diye iş yerinde çikolata dağıtan kadın
-
sevincini paylaşmış kadın, kimi niye geriyor anlamadım. ilk işe girişte, evlenince ve nişanlanınca dağıtılır bu tarz şeyler. sevinç paylaşmaktır, gelenektir.
youngstown
-
springsteen’ den biraz da the river ı andıran nefis bir öykü.
“eğer işiniz birdenbire ortadan kaybolursa ne olur. 20 yılda kendinize iyi kötü bir hayat kurmuşken 45 ine ya da 50 yaşına geldiğinde birdenbire edindiğin tüm ustalığınız, tüm beceriniz artık para etmezse...” demiş patron.
uyku tutmayan bir gecede kitaplığından rastgele bir kitap çeker springsteen: a journey to nowhere. dale maharidge in yazıp michael williamson ın fotoğraflandırdığı kitabı bir oturuşta okur. kuzeydoğu ohio da demir çelik endüstrisinin çöküşüyle birdenbire işsiz kalan insanların manzaralarından youngstown doğmuştur.
i come home from 'nam worked my way to scarfer
a job that'd suit the devil as well
taconite, coke and limestone
fed my children and made my pay
yüksek fırınlarda çalışmak şeytana yakışan bir iştir ama o iş besler aileyi. o işi yapmaktan daha cehennemi tek şey ise artık o işin olmamasıdır.
my sweet jenny i’m sinking down
here darling in youngstown
dizelerinde bahsi geçen jenny nin bir insan değil de bir baca olduğunu anlamak atilla atalay ın fabriga sını okuyanlar için ya da sektörle ilgisi olanlar için zor değildir elbet. jeanette adı verilmiş bir bacaya seslenmektedir şarkıdaki karakter.
he said, "them big boys did what hitler couldn't do"
dizesi ise campbell works şirketinin tüm bacalarının dinamitlenerek yerle bir edildiği, 5000 kişinin işsiz kaldığı ve “kara pazartesi” olarak anılan güne bir göndermedir.
shoreline amphitheater daki bir yardım konserine davet eder springsteen maharidge ve williamson ı. ilk karşılaşmalarıdır. springsteen “a journey to nowhere” in bazı bölümlerinin haklarını satın almak istediğini söyler 1990 da “and their children after them” ile pulitzer kazanmış ikiliye.
“para asla konuşulmadı” demiş maharidge; “bence ilhamın telifi olmaz. bir yazar için bruce springsteen gibi birisinin sizin eserinizi alıp başka birşey haline getirmesinden daha büyük bir kompliman olamaz.” 1 dolar karşılığı kitabın tüm hakları springsteen inindir.
kitaptaki 50 sayfayı springsteen in 4 kıtada anlattığı şarkıyı ilk kez bir canlı performansta dinledikten sonra söyledikleri ise şöyle maharidge in:
“çığlık çığlığaydım. o’nun youngstown ın ruhundaki gurur ve yaralanmışlığı birkaç sözcükte tam onikiden yakalayışı hayrete düşürüyor.”
belki de neden ve nasıl patron sıfatını hakettiğini bir kez daha gözümüze sokuyor springsteen. bugün youngstown işsiz ve evsizlerin sayısının çalışan insanlardan daha fazla olduğu bir ohio kasabası imiş. en büyük istihdam kaynağının tutukevleri olduğu; eski maden işçilerinin, eski maden işçilerinin gardiyanı olduğu bir yer. sesi olmayan insanların öyküsü anlattığı öykü. sesleri yok çünkü springsteen anlatmadıkça farkında değiliz onların. belki bir gazetedeki bir haberde görürüz ve aklımızda sadece istatistiklere bir katkı olarak kalırlar. ama onların da hikayeleri vardır bizim hiç bilmediğimiz. işte patron bize o öyküyü anlatır ve onlar gibi sesleri olmayan pek çok insan olduğunu fark ederiz birdenbire.
harika bir ağıttır youngstown, hem youngstown ı hem de patrona dair bir şeyleri anlatan.
“özel bir şey yapmaya çalışmadım. sadece olanlar hakkında konuşuyorum. etrafa bakınıp gözlerimin bana söylediklerini dinlerim. benim derdim inandırıcı karakterlerle bir yere varabilen iyi bir öykü anlatmaktır. bir şeyler ima etmesini umduğum öyküler. insanlara bir şey söyleyemem, bir şeyleri göstermeye çalışırım.”
murat başoğlu
-
abisinin adı tahir mahir olan kişi. o nasıl isimdir arkadaş? sanki ebeveynleri koyacak isim bulamamış da en sonunda "ya tahir mahir bir şeyler koyalım gitsin" demişler gibi.
nejat işler'li yıldız tilbe klibi
-
klip, şarkı çok ilgilenmedim ama dikkatimi çeken detay
yıldız'ın sol orta parmağında neden french oje yok?
french ojesi eksik orta parmak saniyesi
evet tek derdim bu, hı hı, tşk.