hesabın var mı? giriş yap

  • amerika'lıların terimleştirme hastalığının güzel yansımalarından biri. aslında modern basketbolun arayışı olan hücum seti diyebiliriz pace and space için. ben de ilk kez kaan kural kullanınca duymuştum.

    pace- takımın temposunu refer ediyor aslında. yani takımın olabildiğince hızlı hücumları bitirmesi. set kurup 24 saniyeyi tamamiyle kullanmak yerine bir an önce şutu bulup, skora çabuk ulaşmayı baz alan bir terim.

    space- yukarıda yazıldığı üzere golden state ofansını baz aldığımızda üçlük tehdidi üzerine karşı takımın savunmacılarının bu tehdide yani şut tehditine yönelmesinden mütevellit boyalı alanı boş bırakmaları üzerine bir terim. yani 3'lük tehdidinden korktuğunuz bir adam bir anda şuta kalktığında önünde 2 savunmacı yükseldiğinde o adamın içerideki boş adamı bir anda görmesiyle şutunu pasa çevirip, boyalı alandaki boş adama pas attığını düşünün.

    bütün bu durumun kombinasyonlarını golden state hücumlarında görüyoruz zaten.
    ama bence bu sene doğu'da da boston hücumlarında göreceğimizi düşünüyorum. dahası, diğer takımların da oyuncu özellikleri ve kadro yapıları da bu plana uyum sağlayacak gibi gözüküyor. tabi san antonio gibi baya yerleşik düzenler bunun dışında kalabilir.

  • açıktan teşekküre gerek yoktu be abicim.

    edit:

    türk kaynaklarından yapılan açıklamaya göre boğazların kapatılması haberi doğru değilmiş. https://twitter.com/…glu/status/1497570960811175938

    zelenskinin tweetini biz türkler yanlış anlamadık, ana dili ingilizce olan the guardian zelenskinin tweetini "russia-ukraine latest news: turkey will block russian warship access to black sea, says zelenskiy, in blow to putin" diyerek yorumlamış. https://twitter.com/…ian/status/1497570442944651271

    yani zelenski açık bir şekilde boğazların kapatılacağını iddia etti.

    kişisel yorum: bir milletin egemenliğine bir başka ülke tarafından darbe yapılması atatürkçü türk gençliğinin kabul edebileceği bir durum değil elbette ancak özellikle son 10 yıldır her açıdan yapayalnız bırakılmış türk halkının sonunu göremediği bir yola girmesi de mümkün değil.

    ayrıca iki yüzlü batıdan daha net bir şekilde ukraynaya destek olan türk devleti ve türk milleti dünya arenasında duruşunu gösterdi. pkk güzellemeleri yapmaya devam eden, hiçbir işi yokmuşcasına ermeni tehcirinı soykırım gibi göstermekle uğraşan batılı devletlere yüzüncü yaşına girmeye hazırlanan türkiye cumhuriyeti'nin bir şey kanıtlamaya ihtiyacı yok. biz halihazırda bedellerini ödemiş bir milletiz.

    ayrıca dünyanın doğrucu davutu biz miyiz kardeşim? ben artık sıradan bir vatandaş olarak adaletin kılıcı olmak istemiyorum. natonun sergilediği tavırdan fazlasını gerçekleştirmek bize zarar verecektir.

  • bir süper kahraman filminin sanat eserine dönüştürülmüş halidir. süper kötü kovalayan ve filmin sonunda zor da olsa hepsinin hakkından gelen klişe süper kahraman filmlerinden çok ötede bir filmdir. hakkında anlatılacak onlarca şey var. heath ledger'ın harika oyunculuğu ve christopher nolan'ın yönetmenliği karakterlere verilen diyaloglarla birleştiğinde ortaya bir sanat eseri çıkmış. hans zimmer'ın müziklerini de es geçmemek lazım tabii ki.

    filmde doğruları söyleyen hep kötü karakterler olmuştur. gerçekleri konuşan karakterler joker ve harvey dent'dir. yozlaşmanın ve kötülüğün günden güne arttığı dünyamızı çok iyi özetlemişlerdir ve film, 'insanlar aslında iyi kalpli, dünya bir gün düzelecek' yalanını gözler önüne sermiştir. insanların kendi çıkarları için ya da işlerine gelmediğinde nasıl başkalarının hayatlarını hiçe saydıklarını gözümüze soka soka işlemiştir film.

    heath ledger için ayrı bir paragraf yazmamak olmaz tabii ki. joker karakterine öyle bir kalıbını bastı ki bugüne kadar animasyonlardaki ve filmlerdeki canlandırlamaları silip süpürdü hafızalardan. daha sonra yapılacak olanlara da geçilmesi zor bir engel koydu. başka yapımlardaki bir çok psikopat karaktere ilham kaynağı oldu. ne kadar cani olsa da dünyanın hak ettiği kişi aslında joker'dir.

    filmin eksikleri de yok değil tabii ki. objektif olmak gerekir. joker'in planları fazla ütopik kurgulanmıştı. bir çok yeri spontane gelişen olayların her kısmına önceden planladığı oyunlarla müdahale etmesi hiç gerçekçi ve mantıklı değildi. gölgeler birliği'nin o kadar alt yapı ve yetkili insanlarla hayata geçirebildiği planların çok benzerlerini tek başına yapabilmesi çok saçmaydı. bir de batman'in dövüş sahneleri çok kötüydü. en az 15. kattan aşağıya rachel'a sarılarak düşüyor ama ikisine de hiç bir şey olmuyor. hadi süper ütopik, bizim bilmediğimiz bir teknoloji var kostümünde; ya rachel? ayrıca dövüşürken neden robot gibi hareket ediyordu batman anlayabilmiş değilim.

    sonuç olarak eksiklere rağmen film, bittiğinde size çok farklı duygular hissettiriyor. etrafınızdaki düzeni ve insanları bir kez daha sorgulatıyor. üstüne bir de aksiyon eklenince tadından yenmez bir film haline dönüşüyor. bir daha benzerini zor görebileceğimiz bir film.

  • birazdan şu pastane bu dondurmacı diyenler doluşur. he kardeş istanbul dan maraş a gideriz dondurma yemeye.

  • biri inancı gereği kapanmayı seçmişken öbürü istediği gibi giyinmeyi seçmiştir kimseye de bir şey söyleme hakkı vermez bu seçimler.

    iki tarafın da yobazları eleştiriye başlamışlar yine.

  • 26 nisanda tutanak tutulmuş. 27 nisan'da görevlendirme adı altında sürgüne gönderilmiştir. bir de adliyeler yavaş çalışıyor diyorlar.

  • şu fani hayatta görmeyi en çok sevdiğim suratlar sıralı tam listesi;

    *kırmızı kart yemiş emre belözoğlu face
    *canlı yayında ayar yemiş melih gökçek face
    *iddialı olduğu oyunda hakan hatipoğlu tarafından tokatlanmış turabi face

    teşekkürler hakan..