ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nato ülkelerini 30 dakika içinde dünyadan sileriz
-
dünya kocaman bi ticaret meslek lisesine döndü amk.
koray çalışkan'ın beyin yakan letonya maçı tweet'i
-
valla haklı bir tweet.
tamam futbol 11'e 11 oynanıyor da futbolla yatıp futbolla kalkan, başka hiç bir spora destek vermeyen, en büyük spor eğlencesinin futbol olduğu 80 milyonluk ülke isen letonya'dan çok daha iyi olacaksın.
ısparta kadar nüfusu olan izlanda'dan 3 yemiş 80 milyonluk ülke mi olur lan?
depresyonda olanlara söylenmemesi gereken şeyler
-
"içme o ilaçları, seni mala çeviriyor. hem oraya gidip anlatacağına bana anlat. bir de dünya para veriyorsun."
- mala çevirmezse damarlarımı dikine keseceğim.
- ora dediğin yer benim doktorum. bir iki cümlemden bile kafamın içinde neler döndüğünü anlıyor ve hem ilaç veriyor hem terapi yapıyor. sen ise sinirlerimi daha çok bozuyorsun.
- tedavi oluyorum ve karşılığını ödüyorum.
abla sınav 15 geçe başlamıyor mu
-
bu kuşağın vakti çok değerli. 15 dakikasını boşa geçirmek istememiş sınıfta. gözetmen 2 saat önce okulda oluyor, adam hayatının sınavına son anda gelip girmeye çalışıyor.
sözlükçülerin kıskandıkları insanlar
rte'nin de ışid'i amerika kurdu demesi
-
akp'yi kim kurdu ? keza kim bop eşbaşkanı yapılmıştı ?
kesinlikle kılışştaroğlu yaptırmıştır.
9 ekim 2014 rusya'dan çok sert açıklama
1923 yılında manisa'da çekilmiş fotoğraf
-
gencecik cumhuriyetimizin güzel insanlarını yansıtan fotoğraftır. bugün çoğu kesimden farklı olarak kadınlar ön plana çıkartılmış, geride bırakılmamıştır. genci, yaşlısı, engellisi herkes birarada poz vermiştir. fotoğraftaki insanların gözlerinden umut ve yorgunluk akmaktadır. aralarında yaralı görülenlerin de olduğu düşünülürse belki de milli mücadele sırasında savaşmış insanların da yer aldığı fotoğraftır. arasıra da olsa yapılan savaş çağrılarına inat ille de barış diyelim. birbirimize sahip çıkalım.
manisa 1923
sığınmacıların milli marş isyanı
-
nezahat onbaşı vardı mesela.. annesi öldüğü için 9 yaşından itibaren alay komutanı olan babasının görev aldığı cephelerde yer aldı.. asker yetişti ve bir çok savaşta yer aldı.. neden biliyor musun ? bayrağı ve toprak bütünlüğü için, bağımsızlığını sağlayabilmek için.. kendi ülkende duracaktın, savaşacaktın o zaman.. madem milli marşın senin için bu kadar önemli, savaşacaktın.. iki mermi sesiyle kaçmayacaktın topraklarından.. halide edib adıvar gibi, şerife bacı gibi savaşıp kahraman olarak anılacaktın yüzyıllar sonra bile.. yok öyle iki mermi sesi duyunca topraklarını satmak.. bak biz de milli mücadele veriyoruz ülkeyi size bırakmamak için.. avucunuzu yalarsınız yani.. yakında hepiniz gideceksiniz..
bir oturuşta okunan kitaplar
-
(bkz: semerkant)(bkz: amin maalouf)
facebook'ta yaşayan acıların kadınları
-
biri bugün şöyle bir şey yazmış paylaştığı yazıya "can yücel yine döktürmüs" . şimdi kendisine can yücel in öldügünü söylesem, çektiği acılara yenisini eklemenin vebalini alacağımdan direkt listemden çıkardım. sanırım buna dayanabilir. çünkü o güçlü bi kadın ve bir lafa bakar laf mı diye....
bir erkeğin sevmediğini anlamanın yolları
-
bir başkasıyla evlendiyse sevmiyordur.
ben ancak o zaman anlayabildim.
kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek
-
insanın huzur dolduğu bir andır.
çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.