hesabın var mı? giriş yap

  • bu ne olm saksıda ekilen kenevirlere kadar mı düştünüz? venezuela'dan getirilen malların 13. dereceden kökünü alsan bundan fazla çıkar.

  • muhtar köye gelen milletvekiline “iki büyük problemimiz var.” der.
    milletvekili: “lafı mı olur muhtar, söyle halledelim.”

    “birinci sorun” der muhtar “köyde sağlık ocağı var ama doktor yok.”
    “hemen sağlık bakanını arayıp hallediyorum.” der milletvekili. cep telefonuna çıkarıp birisiyle konuşur.

    “tamam, doktor yarın sabah burada olacak. ikinci sorun neydi?”
    muhtar: “köyümüzde hiçbir cep telefonu çekmiyor.”

    debe editi: du bist eine komplette enttäuschung.

  • bu gaspçılardan, sapıklardan kendini korumak için biber gazı taşıyorsun, polis el koyuyor. yasakmış. böyle olayları görüp duydukça bisturisiz, çakısız sokağa çıkamaz oldum. onlar el koysun, ben yenisini alırım. ki bir gece vakti ara sokakta ufacık bisturi sayesinde artık tacizden mi tecavüzden mi ölümden mi kurtulmuşluğum var, adamın elini parçaladığım için gerisini yaşamadığımdan bilemeyeceğim. başka bir vakit de sustalının şak sesinden korkup depar atan piçin tekinden kurtulmuştum kaçmasa bıçaklardım ama normal gündüz saatinde de mi elimde baltayla mı gezeyim ne yapayım, bu ne biçim ülke? hayır bir de saldırgana kesici delici aletle karşılık verdiğinde ''orantısız güç'' bilmem ne geyiğine, cezayı sana veriyorlar. ulan benim etim ne budum ne? hayvan gibi adamla bilek güreşi mi yapayım yani bu mudur orantılısı?

    hanımlar alın çakınızı yanınıza. özellikle kendinizi güvende hissetmediğiniz yerlerden geçerken, montun ceketin cebinde elinizde hazır bekletin. olur ya saldırıya uğrarsanız, soğukkanlılığınızı koruyabilirseniz eğer adamın dış bacak, kol, karın boşluğu gibi yerlerine saplayın çekin. o acıyla kıpırdayamaz zaten biraz. hemen kaçıyorsunuz. beklemeyin. çakınız büyük olmasın. beş-altı santimetrelik olanı yeterli. yaratık ölür mölür başınıza kalır sonra kıymetlenir, insan yerine koyup size ceza keserler.

    edit: kalçanın riski ve olası mahkeme durumunda cezası daha azmış.
    ayrıca şu da var, böyle bir insan zannetmiyorum ki gidip sizden şikayetçi olsun. ama diyelim ki şikayetçi oldu. birincisi sizi nasıl bulacaklar? ikincisi haydi kamera falan vardı, oradan buldular. adamın ne bok yemeye çalıştığı da ortada olacak zaten. ceza alınsa dahi paraya çevrilme ihtimali yüksekmiş, bana öyle bi bilgi geldi. ve şahsen tecavüze falan uğramaktansa ya da ölmektense mahkemelerde uğraşmayı tercih ederim.

  • iki kova boya atmışlar, alt tarafı mazgal sökmüşlermişmiş.

    o otogar mafyanın elindeyken içerde otopark haracı kavgası bitmiyordu. otobüs manevra için alt katlara indiğinde midemiz bulanıyordu. tuvaletleri saymıyorum...

    e yapılsaymış madem bu kadar kolaysa?

    25 sene neden yapılmadı? anca tıraş.

  • bir türkiye gerçeği.

    saat 19:00'dan sonra;

    - herkes evine kapanır,
    - sokaklarda araba park edebilecek yer bulunmaz (herkes evde çünkü)
    - toplu taşıma araçları; caddeler, sokaklar bomboş olur,
    - insanlar tv'nin karşısına geçip program izler,
    - yetişkin çocuklar odasına geçip nette takılır,
    - kimi müzik dinler,
    - kimi yalnızlıktan dem vurur,
    - kimi işini düşünür,
    - kimi sevgilisini..

    aslında herkes asosyaldir.
    sosyal olmak; pazar günü avm'ye gitmektir.

  • bekleme yapmayın,
    aşkını alan acıya doğru ilerlesin...

    dizeleriyle önünde eğildiğim büyük üstad.
    mekanı cennet olsun...

  • yıllardır özel gün ve haftalara mesafeli duruşumuz gün itibariyle değişime uğradı. 22 yıllık sevgilim ve dahi 16 yıllık kocam, bu sabah şaşırttı beni.

    canım benim, sabahın altısında kalkmış, kahvaltı için çayı demlemiş, masayı hazırlamış ve bize kaşarlı sucuklu tost yapmış. masada bir gül eksik. sabah karga bokunu yemeden nerden bulsun adam gülü değil mi ama? laf.

    neyse tost yapmış. yapmış ama; çıkarmış bir kangal sucuk, bir paket kaşar. doldurmuş içine doldurmuş malzemeyi elinin ayarını sevdiğim. basmış tereyağını. yarısını yakmış, yarısını söndürmüş. böyle yıvış yıvış mı desem, çiğ mi desem, yanık mı desem? mutfak desen savaş alanı gibi. bir tost için 20 ayrı mutfak eşyası yağa banıp çıkar mı? çıkmış anacım, çıkmııış. mutfağın ağzına sıçmış mı seninki, afedersin sıçmış bırakmış. yani bi kıçı kırık sucuklu kaşarlı tost için sabah sabah...

    öhöm. evet ne diyordum; bu sevgililer gününde kocam sürpriz yapmış sabahın körü, kedi canını onun. kedi canını da, sanırım 22 yıl çok uzun bir zaman.

    oha 10 yıl geçmiş editi : az önce aradı "turna balığı aldım üf süper, kızartırız akşama ha ne dersin?" diyor. sevgililer günü içinmiş. dev seviyorum ;)