hesabın var mı? giriş yap

  • sebebi sen ve senin gibiler olmasın? ülkenin a. koy, bir hakaret olarak atayiz bunlaaar diye binlerce insanın önünde haykır, oruç tutmayanı döv, her gün bir din adamı çıkıp acayip fetvalar versin ve mahalle baskısı artsın, sonra mutlu ateist yok. bu topraklarda ateistin mutlu olması mümkün mü amk?

  • çiprasçılardan da, yunanistan'a tatile gidenlerden de, kürtlerden, zazalardan, kıpçaklardan, eskimolardan ziyade akp'lilere çaktığı yazı. öyle bir robotlaşmışsınız ki okuduğunuzu anlamaktan aciz hale gelmişsiniz. yılmaz özdil görünce "faşist ulusalcı izmirli tukaka". ulan bi okuyun be. adam araştırmış. resimlerle belgelemiş, yazmış. sabah'taki, yeni şafak'taki sikimsonik yazarlar gibi "ben dedim oldu, nasıl olsa ne yazsam inanırlar" yapmamış. oturun o yazdıkları, koyduğu resimler gerçek mi onu tartışın ilk önce.

    sayenizde akp'nin rezillikleri yine arada kaynayıp gidiyor.

  • prensipte basit bir oyundur ancak bir kaç ekstra kuralla çok daha zevkli bir hale döndürelebilir...

    işte ekstra kurallar (belki bir kısmı ekstra değidir zaten öyledir, ben bildim bileli böyle oynadığım için gerçek kuralları unuttum):

    -uno: uno'ya kalan kişi uno demezse ve kendinden sonraki oynamadan biri farkedip uyarırsa, iki kart çeker... kendinden sonraki kişi oynadıysa iş işten geçer, istediği gibi biter... uno'ya kalan kişi, kendisini uno'ya bırakan kartı desteye değmeden "uno" deme hakkına sahiptir, kart desteye değdiği anda ise diğer oyuncular "uno demedin" diye müdahele edebilirler. burada uno'ya kalan zaten avantajlıdır, kartı daha elindeyken uno diyip kartı sonra atabilir, ancak kart desteye değdiği anda başka biri "uno demedin" cümlesine bir salise önce bile başlasa (kişinin kendi bunu görüp unooooooo diye çığıracaktır), dememiş sayılır ve 2 kartı çeker... yok "daha yeni attım vaktim olmadı" gibi mazeretler dinlenmez...

    - hatalarda kart çekme: sıra onda olduğu halde oynamayıp etrafına bakan, sıra onda olmadığı halde oynayan herkese birer kart verilir... yanlış kart oynayanlara da (oynamak kartın desteye değmesi anında olur) birer kart verilir...

    -kesme: destedeki kartın aynısı elinizde varsa (birebir aynı, hem renk hem rakam), sıra sizde olmasa bile oynayabilirsiniz... bu kural herkese hızlı oynama mecburiyeti getirir, çok oyalananı çat diye kesebilirler... bu arada, kesilen reverse'ler, +2'ler, skip'ler oyun sırasında karmaşa yarattığından bir sürü insan hatalı oynamaktan ceza kartı yiyebilir,.. bu kural da oyunu sıkı takip etme zorunluluğu getirir...

    -çift: aynı karttan elinizde iki tane varsa ikisini aynı anda atabilirsiniz (kendi kendinizi kesmek gibi gereksiz bir olaya girmemek için), ancak atarken "çift" denmelidir,denmezse bir ceza kartı çekilir...

    -blöf: +4'ü sadece ve sadece elinizde oynanacak başka kart kalmadığında atma hakkı olması... mesela ortada sarı 5 var, +4 atarak elimde ne sarı, ne 5 ne de renk değiştirme kartı var demiş oluyorsunuz... +4'ü alan size inanıp direk 4 çekip devam edebilir... ya da blöfünüzü görmek isteyebilir, o zaman o kişiye elinizi gösterirsiniz... gerçekten blöf yapmamışsanız o kişi 4 değil 8 çeker, yok blöf yaptıysanız 4'ü siz çekersiniz, o devam eder...

    tabi +4'ü de kesmek mümkün fakat nasıl? ilk +4'ü atanın, atarken hemen istediği rengi söylemesi kritik burada (biliyorsunuz +4 hem sizden sonrakine 4 kart çektirir hem de sizin belirlediğiniz bir renkten devam etmesi gerekir)... sizin +4'ün üstüne +4 atan kişi, sizin söylediğiniz renge atmış olur... örnek: ortada sarı 5 var siz +4 attınız (elimde sarı, 5 ve renk değiştirme yok demiş oluyorsunuz), ve "mavi" dediniz, sizden sonraki kişi (ya da kesen başka biri) de üstüne +4 atabilir, fakat o atar atmaz, "bende mavi ya da renk değişim kartı yok" demiş olur... o noktadan sonra sizin blöfünüzü kimse göremez, olayın sizle alakası kalmaz.... 2inci +4'ü atandan sonraki kişi +8'e muattap olur (blöf deyip yanılırsa +16) ve blöf kararını maviye göre verir... buradaki hassas nokta, insanların +4'ü atarken hemen renk söylemesidir, genelde insanlar "nası çaktım +4'ü" diyip kurbanlarına pis pis bakmaktan bu detayı unutur (bunu kartla cezalandırmak mümkün), eh böyle olunca da bazı heycanlı kişilikler daha rengi duymadan kendi +4'leri ile kesme olayına girerler, renk 1 2 saniye sonra gelir; dolayısıyla da aslında neye blöf yaptıklarını bilmezler (unutmayalım ki kart desteye değdiği anda oynanmış sayılır -tam olarak bırakılmamış ve sadece ucu değmiş olsa bile- ve hatalı bir oyun olmadığı sürece -yanlış kart, yanlış sıra- geri alınıp değiştirelemez)... her ne kadar bir sonraki kişi için blöfü görüp yanılmak +16 demek olsa da, dediğim gibi genelde şuursuzca yapılan bu +4 kesmelerinde genelde blöf olur...

    başka bir hassas nokta ise yine bir +4 atıldığında, onun üstüne başka bir +4 çakma imkanı olan kişinin önce beklemesi, 1inci +4'e maruz olana kartları çektirmesi, fakat oynamasına fırsat vermeden +4'ü kesmesi olabilir (tabi çektiği kartlara bakması için minimum bir sürü vererek)... böylece eğer blöf yapıyorsa kendi üstundeki riski azaltmış olur, ya da 1inci +4'e maruz kalan kişi uno'da ise ona çektirmek farz olmuştur...

    güle güle oynayın...

    ps: tabi bütün bu kuralları ve oyunu takip edip herkese ceza kağıtlarını dağıtan kişi (ben), oyunun nefret toplayan oyuncusu olur, psikolojik olarak hazır olmak lazım...

  • bu duruma yol açan şikayeti gerçekleştiren şirketin ifşa edilmesi ve hiçbir ürününün satın alınmaması gerekmektedir.

    sağlıklı gıdaya ulaşmak temel bir haktır.

  • üstteki yazar realiteden o kadar uzak ki tam olarak neye yakın bir türlü anlayamadığım başlık,her argümanına bir cevap mutlaka var ama (bkz: burasi turkiye) burda at,avrat,silah emanet edilmez.toplu taşıma hiç de öyle avrupadaki gibi rahat bir ulaşım yöntemi değil.sana ütopyanda tatlı rüyalar

    çok sayıda yazarın ısrarı üzerine gelen edit:şükela modu kullananlar için üstteki yazar: (bkz: #92175541)

  • huntelaar'ın kendisi oyuna girdikten 30 saniye sonra verilen su molasında suya sarıldığı maç. lan bırak da arkadaşların içsin

  • kendisiyle sorunu olan bir insanın, başkasıyla mutlu olması mümkün değildir. en temel problem burdan başlıyor. hiç bir şeyden mutlu olmazsınız, sadece evlilik değil, hiç bir şeyden.

  • ölüm oranına göre tarihin en ölümcül savaşı mö 216'daki yapılan cannae muharebesi'ymiş ve en iyi ihtimalle %52'lik bir ölüm oranına sahiptir. savaşa katılanların yarısından fazlası ölür ve kayıpların çoğu romalıdır.

    antik kaynaklara göre cannae muharebesi'nde 136.000 asker vardı. roma, 6.000 süvari dahil 86.000 adamla savaştı ve kartacalı hannibal tarafında 10.000 süvari dahil 50.000 adam vardı.

    savaşın sonunda en az 54.000 asker ölmüş olacaktır.

    roma kuvvetleri: 86.000

    kartaca kuvvetleri: 50.000

    roma ölüleri: 49.000–85.000

    kartacalı ölü: 5.000–5.900

    bazı kaynaklar, cannae savaşı'ndan yalnızca 770 romalı'nın sağ çıktığını da iddia etmiştir. bu bilgiye göre savaşta 85.230 romalı ölmüştür. bu sayıya alıp 5.700 ölü kartacalı eklenirse, duyulmamış bir şekilde %66'lık bir ölüm oranına yaklaşılır.

    cannae savaşı, kaydedilen askeri tarihte ilk kez kıskaç hareketinin kullanımına yer verdiği için ünlüdür. hanibal, kendisininkinden çok daha büyük olan roma kuvvetlerini görünüşte zayıf bir pozisyonda hücum etmeye teşvik etmişti. bugün bu askeri manevra çok iyi bilinmesine rağmen o zamanlar yeniydi.

    görsel

    bizdeki hilal taktiği işte.

    hanibal, roma ordusunu kuşattığında kaçma şansları kalmamıştı. kartaca'nın ölüm oranı sadece %10 iken roma'nın ölüm oranı %60 veya daha fazla olmasının nedeni buydu. kartacalılar, savaş kazanıldığında romalı askerleri 10:1 oranında öldürmeyi başarmışlardı.

    cannae muharebesi yenilgisi roma açısından tam bir yıkım olmuştur. roma'nın savaşta kullanılabilir insan kaynaklarının neredeyse yüzde yirmisi erimiştir.

    ikinci dünya savaşı'nda daha fazla asker öldü diyenler haklıdır, burada tek bir muharebeden bahsediyoruz.