ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vatan haini değil büyük vatan dostu vahidüddin
-
ingiliz zırhlısı malaya gemisine 20 bin altın ile binip kaçan bir vatan hainidir.
paşa'nın da dediği gibi “gaflet,dalalet, hıyanet” içindeydi. bağımsızlık isteyen yürekli subaylar için idam fermanı çıkarttı.
yurdu işgal edilirken beşinci karısı ile zevk-ü sefada idi
en sonunda papa'nın da heykelini diktirip gitti.
godot'yu bekleyemeyeceğim
-
(bkz: çok da fifi)
30 aralık 2014 siber dünya savaşı
-
türkiye'nin şimdilik 9 saldırıyla listede olduğu savaştır.
yalnız çankırı yozgat taraflarından ateş edenler var, kim lan onlar? (bkz: ayyıldız hack team)
isp müşterisi tripleri
-
müş. adınız neydi sizin
ben: ozan efendim
müş. okan
ben. hayır ozan
müş. ohan?
ben.( oha) ozan
müş. ogan
ben . bakın efendim zonguldakın z si ozzan
müş. peki zogan bey
ben. ordu zonguldak adana niğdeee
müş. benim problemim sizin adınızdan daha önemli zogan bey
ben. peki efendim neydi problem?
ali koç'un erden timur taklidi
-
bu adamda zeka geriliği olduğunu düşünüyorum.
sevgilinin ölmesi
-
ömür boyu yüreğinize takılan büyük yumru.
ne yapsan geçer, ne yapsan hatırlamazsın, sırrı yok..
o’nun olmadığını bilerek yaşamanın rengi ruhsarı yok…
yapma derdim..bu kadar hızlı kullanma, "bir yanım böyle ölmek istiyor" derdin hep…
o gece kavga ettik , meydandaki fırının önünde.. bas bas bağırdım sana. gençtim, hatta hala içim çocuk, “gözüm görmesin seni dedim”. o kadar emindim ki ertesi gün göreceğimden…doğumgünümdü, kıyamazdın..
gençtim, o kadar fevriydim ki…pişman olmanın ne demek olmadığını bilmiyordum henüz.
o kadar emindim ki…sinirle uzaklaştım yanından, son defa kokunu bile duymadan, sarılmadan…
ertesi sabah şarkı söyleyerek uyandım barış.
kapının önünde seni ya da çiçeğini göreceğim diye oyalandım, nazlandım.
ölüm soğukmuş, ölüme nazlanılmıyormuş.
neşeyle atladım merdivenleri, hep buluştuğumuz yere gidecektim ve sen orada bana sürpriz yapacaktın hesapta…yokuşu inerken biri geldi nefes nefese koşarak..“ duydun mu? ” “barış yoğun bakımda…” ben o anki bakışımı bir daha bakabilir miyim barış?
nasıl arabaya bindim.. nasıl hastaneye geldim…
eve gidince babana anlatmışsın beni. “görmek istemiyor beni” demişsin. göstermediler seni bana. son bir defa tutturmadılar ellerinden. diyemedim..bilemezdim..diyemedim…
cenazeni, toprağını bile elleyemedim..bilemedim..böyle olacağını bilemedim…görmeyeceğimi bilemedim..
hışımla çıkmışsın evden. motora atladığın gibi edremit e gitmişsin. dövme yaptırmışsın.
sol göğsünün üzerine bir kalp. içine de adımı yazdırmışsın..bilemedim..bir hışımla dönmüşsün. tam da “barış yoğun bakımda” dedikleri yerde savrulmuş motor. paramparça olmuş. bilerek mi yaptın? bir yanın hep gitmek isterdi..hep gitmek. bilerek mi gittin..
hastanede ailenden uzak bir köşeye çökmüşken duydum annenin feryadını. yanmaz mı, o yürek yanmaz mı?..benden bilmez mi, haksız mı..
senden sonra doğumgünlerimi kutlayabilir miyim ben barış?
sevinebilir miyim doğduğuma?
affet beni..bilemedim..
adımı karıştırıp tenine, gideceğini bilemedim…
son bir defa “seviyorum” diyemedim…
edit: 8 sene önce yasanmıştır ve tamamen gerçektir..keske olmasaydi ama gercek.
arnold schwarzenegger'e soyadının anlamını sormak
-
"cennete düşen ilk kas parçası" şeklinde bir cevap alınmasına sebep olacak olan olay.
sayıştay başkan yardımcısının görevden alınması
-
hukuk devletinde olunsaydı gündemi epey meşgul edecek bir hadise ama biz diktatörlük simülatöründe olduğumuz için 2 gün sonra unutulacak hadisedir.