hesabın var mı? giriş yap

  • çok değil bundan 10-12 sene öncesine gidildiğinde görülecektir ki letonya'ya elendikten sonra ya ben 2002 dünya kupasında 2003 konfederasyon kupasında bu takımı üçüncü yaptım "it is the football, that is the football" diyip aradan sıyrılıp devam etmek varken "şerefiyle" istifa etmiş teknik direktördür. belki vizyonsuzdur ama şerefli bir "adamdır".

  • bir hafta sonra deprem bölgesine gökten sihirli ışıklar mı düşecekmiş?
    '6 ay bizden olsun, para almıyoruz' diyememişler mi sermayenin uşakları?

  • keske burada olsaydın, yalova feribotunda üst kattayım.
    martılara simit atıyor bir baba-oğul. martılar kadar çocuk da çığlık çığlığa. sen çocukları hele de mutlu çocukları çok seversin.
    sabahın beşindeyiz. günesin denizdeki rengi tarifsiz.
    sabah serinliği ve rüzgar darmadağın etti saçlarımı.
    üşüyorum.
    keşke burada olsaydın, kollarımızı dolardık birbirimize, soğuktan kızaran yanaklarımızı ısıtırdık nefesimizle.
    bak bir sigara daha yakıyorum, sen yoksun diye, ellerim bari ısınsın diye, bir cay daha söylüyorum açlığıma rağmen.
    karşı kıyıya varmamın bir anlamı yok. yıllar da sürebilir bu yolculuk. karşı kıyıda da sen yoksun.

    keşke burada olsaydın. bayram öncesi eminönüdeyim.
    sen bu kargaşayı seversin.
    ben çerezlere bakardım, sen peynirlerden tadardın. ne alırsan bir milyona, ben kerpeten alırdım sen ince uzun şamdan mumlarından.

    mısır çarşısından tarçın alırdık, saten bir kılıfla çamaşır çekmecesine koyardık. boynun gibi tarçın koksun tüm çamaşırlar.

    tahtakaleden sana bir hasır kutu alırdım. bak şu kenarları kırmızı boyalı olabilirdi. içine atamadığın tüm çocukluk hatıralarını koyardın, kurmalı metal horozun ve ziraat bankası kumbaran gibi.

    elimdeki poşette sadece bir bakır cezve olmazdı sen burada olsaydın. yalnızlık kahveleri içmezdim küçük salonumda, beşiktaşta çay bahçeleri dururken.

    keşke burada olsaydın, balkonu yıkadım.
    lambasını değiştirdim ve turuncu minderler serdim yerlere.
    bir battaniyeye sarılıp yıldızlara baksaydık.
    sen ince sesten bir şarkı söyleseydin.
    sonra bana karşıki harabe binaya ilişkin dedikodular uydursaydın. miras davası mıdır nedir.

    sıcak şarap yapmayı deneseydik. olmayınca üzülmeseydik. rutubetten yumuşamış çerezleri tavada kavursaydın sen, ben aklına hayran olsaydım.

    gece duvardaki poster bantlarından kurtulup üzerimize düşseydi. sen hırsız sansaydın. teselli edenin ben olsaydım, bir bardak su getirseydim, saçlarını okşayıp uyutsaydım.

    keşke burada olsaydın, depremler altında kalan ben olaydım. bir ömür depreminde kalmaktansa...

  • her icraatı için her yerde hesap sorabiliyorsunuz. şeffaf adam.

    dışarıdan bakınca olaylardan bihaber sanıyorsunuz ama öyle değil.

    "sabri üçlü cektirince iyi melo cektirince mi kötü" çatoooonk diye geçirmiş.

    "engin takım oyuncusu değil. neden kadro disi olduğunu demeçlerinden görebilirsiniz" çatırt.

    "hala futboldan anlamıyorum. sadece izliyorum teknik islere karışmıyorum." çok güzel.

    "teknik direktörlerin istemediği oyuncuları asla almadık." güzel.

    "sabri'yi seviyorum ama oynamasını sağlayamam" helal.

    şahsım adına konuşuyorum. medyanın gazıyla son zamanlarda ufaktan soru işaretleri oluşturmuştu kafamda ama şu an benim mütevazı destegimi tekrardan almıştır.

    umarım aday olur, güçlü bi kadroyla tekrar baskan olursun.

  • anasinin karninda 9 ay durup da hiz tumsegine gelindiginde kisilik bozuklugu gosterenlere inat ozellikle yapilmasi gereken eylemdir. gerekirse geri vitese takip heyecan yaratmak da bir alternatiftir. arabada yasli, hasta, bebek vs olabilir. ayrica o hiz tumseginin konma amaci yayaya yol da verilebiliyor olabilir. ama memlekette hiyar bol.

  • cumhuriyet deyip cumhuriyetimizin kurucusu atatürk’e yer verilmeyen pankartta cumhuriyet ile alakası olmayan osmanlı imparatorluğu padişahlarının pankartını açan bir garip memleket. tamam en tayyipçi sizsiniz.

  • önce akhisar'ı yen genj de denilebilir mesela... heyecan tabi...

    çok sonra gelen edit: şimdi tekrar gündem olunca hatırlatayım dedim. başlığı ben açmadım, açan genç gerçekten heyecanla nasıl şampiyon olacaklarını anlatıyordu gs maçını alıp. ama daha oynamadıkları bir akhisar maçı vardı. ben de yazıverdim üstteki kısa cümleyi. sonra yenememişlerdi akhisar’ı ve o arkadaş da siliverdi başlığın ilk yazısını... böyle...

  • ticaret odası başkanlığına bağlı en sevdiğim 2 kişiden bahsedeyim biraz da :) bir bileşeni değiştiren elemanlar sınıfından ikisi de. birisi kürk üretiminin pamuklu kumaş yerine koyun yünü ile yapılmasını sağlıyor ki bu size yeni dünyada onlarca pamuk tarlasının kapladığı alandan ve işçiliğinden ve nakliyesinden kurtarıyor. veli nimet resmen bu eleman. pamuk ekmeye gerek kalmıyor. eski dünyadaki koyunlarınızdan yün çıkarsanız yeter kürk için. hatta ve hatta bu elmanın bir üst amiri var o da kürk için avcı kulübesi gerekmez hacı abi diyor. sen bana demir madeni ve koyun yünü ver ben sana yardımcı olurum kürk imalatında diyor. böylede avcı kulübelerinden de kurtuluyoruz. bahsetmek istediğim ikinci en bomba bileşen değiştiren adam ise konserve imalatı için sığır etine gerek yok domuzla çözeriz bu işi diyen kadın bizi sığır çiftliklerinden kurtarıyor. hatta bu hanımefendinin de bir üst amiri var. ki kendisi ne sığır eti ne de bibere gerek yok diyor. böylece hem sığır çiftliklerinden hem biber tarlalarından hem de demir yiyen mutfaklardan kurtuluyoruz. sadece son aşama olan konserve fabrikası tek başına yetiyor. velhasılı "bir bileşeni değiştiren" elemanlar çok faydalı.

    ulan o değil de ben docklands paketini yeni aldım. eskiden ne amelelikler yapıyormuşuz. şimdi oyunun başlarında sabuna abanıyorum. gemiler dolusu sabun ihraç etmekten sabun baronu oldum. kaptan tobias bana "limana yanaşıyorum hacı şakir " diyor. sonra gözlük cep saati ve nihayetinde buhar motoru ki özellikle de gramafon ihraç ederek baya bi rahatladım. bol bol demir bakır çinko pirinç levha ithal ediyorum ki böylece hammadde ithal edip bitmiş ürün satarak kendi kendini besleyen güzel bir döngü harika bir ekonomi sistemi kurmuş oluyorsunuz. bu oyunda yapılabilecekleri şu ülkede yapamadılar ya yıllardır neyse. son tavsiyem bu oyuna hiç başlamamışlara gelsin: hiç başlamayın. 1 hafta sonra eczaneye gidip kuruyan gözleriniz için göz damlası alırsınız. bu oyun öyle 1 saat oynar kapatırım türü bi oyun değil. adamız çok kirlendi şu domuz çiftliklerini ve metal dökümcüleri yan adaya taşıyayım da hava kirliliği azalsın dersen bunu yapmak sistemi yeni baştan kurmak min 2 saat. kahve işini çözeyim de kapatcam dedin geçti 1saat. bari şu rom şeker kamışı çikolatayı ayarlayıp kapatayım dedin geçti 1 saat. şunu da bitiriyim de kapatcam bunu da bitiriyim de son derken illet gibi amk oyunu. bi ara günde 14 saatimi aldı 4 gün üst üste. sildim de kurtuldum.