ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vedat milor
-
keske beyaz show'a cikmasaymis dediğim adam. sen o kadar kültür gor, rüyamızda göremediğimiz okullarda öğretim gorevliligi yap, inanılmaz bir gecmisin olsun, sonra yanında şafak sezer diye bir adam civiklik yapsın. bu adam üzerinden komiklik yapmaya çalışmayın arkadas. soru sorun cevaplasın feyiz alın biraz.
karşılıksız aşk
-
(bkz: bir siklenmeyenli denklem)
zengin semtlerin ortak özellikleri
-
sokaktaki ağaçlar bile kalitelidir. sonbahar gelince öyle hemen yaprak dökmezler.
yalnızlık
-
''yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. onu çekilmez yapan tek şey ise yenilmişlik duygusudur.'
rene descartes - düşünceler
hakan ural'ın muhalefete hainler ordusu demesi
-
bu adam sahte rapor alarak askere gitmeyen adam değil mi yaw:)))) bu sebepten dolayı da 4 ay hapis cezası almış bir utanmaz, kendince muhalefet saflarında konumlanmış insanları vatan hainliği ile suçluyor. utanmaz, ahlâksız, onursuz sefil.
vy canis majoris
-
hakkında yok hypergiant'tır odur budur diye söylentilerden ötürü büyüklüğünün akla zarar vermesi açısından ortalıkta bi sürü örneklemesinden başka çok bir bilgi mevcut değildir. hatta bi tanesini de ben yazayım; dünyanın etrafını günde 8 saatlik bir yolculukla 2 yılda tamamlarken vy canis majoris'te aynı şeyi yapmaya kalkarsanız yolculuk 650.000 yıl sürermiş. daha da meraklıları için küçükten büyüğe derin kolda...
merkür = 4880 km
mars = 6794 km
venüs= 12104 km
dünya= 12756 km
neptün= 49532km
satürn= 108728 km
jupiter= 142984 km
güneş= 1292500 km
sirius= 2506500 km (dünyadan baktığımızda en parlak -görünür kadiri en fazla olan- yıldız.)
pollux= 6962500 km
arcturus= 4177500 km
riegel= 86335000 km
aldebaran= ??????
betelgeuse= 905125000 km
antares= 1128430000 km
v283 carinae= ??????
v838 monocerotis=??????
v509 cassiopeiae=??????
mu cephei= ??????
ky cygni= ??????
v354 cephei=??????
my cephei= 3481250000 km
w cephei= 3676200000 km (dünyanın 288.194 katı)
vy canis majoris=??????
edit: imla + düzeltme + teşekkür*
edit2: düzeltme + teşekkür *
cemaatin nba takımını satın alması
-
(bkz: houston rekats)
29 ekim kutlamalarında sinir krizi geçiren kadın
-
afganistan'da kara daşşaklı bir talibanın dördüncü karısı olmanın daha çekici olduğunu düşünen bir tipin zırlamasıdır.
acun ılıcalı'nın ekşi sözlük'e laf atması
-
ekşiye dahi müdahale edebileceğini sanan bir ego delisinin çok da şey olmadığı laftır.
gerçekler acıdır acun efendi! öyle dilediğince yaşayacan, biz de eleştirmeyecez öyle mi? çok beklersin!
twittera ekşi sözlüğe kalsa burada olamazdık demiş. sen zaten orda olmamalısın ama bunu ekşi sözlük ya da twitter istiyor diye değil, normali bu olduğu için. sen şartlara (!) uydun ve yandaş rolünü çok güzel oynadın. seni eleştirdiğimiz noktaları bi düşün istersen.
kızından küçük kızdan başkasıyla evliyken çocuk yaptın. ses etmeyelim mi ?
işine gelmeyene hakaret ettin, gelene eyvallah ettin, yazmayalım mı?
sesini çıkarman gereken yerde sustun, gereksiz yerlerde sesini çıkardın, görmeyelim mi?
hiç kusura bakma. senin sözün ancak yarışmacına ve işini kaybetmekten korkan çalışanına geçer. zerre kadar laf etme durumun yok sözlüğe.
14 nisan 2019 bahçeli'nin imamoğlu açıklaması
türk otomobil sürücülerinin en çok yaptığı hata
-
kaza yapan aracı izlemek.
bu beyin yoksunu ama bir o kadar da meraklı insan sürüsü yüzünden 30 dakikada gideceğiniz yere 2 saatte varıyorsunuz.
sözlük yazarlarının çocuklarına düşündüğü isimler
-
adıyaman. okan bayülgen istanbul koydu. ilham verdi bana. adı yaman olsun bari.
satın alınan ürünlerin çoğunun gereksiz olması
-
eduardo galeano'dan alıntıyla, bir epigrafla başlayalım:
"büyüyün ve çoğalın dedik, makineler de büyüyüp çoğaldılar. bizim için çalışacaklarına söz vermiştiler. şimdi biz onlar için çalışıyoruz. gıda miktarını artırsınlar diye icat ettiğimiz makineler açlığı çoğaltıyorlar. kendimizi savunmak için icat ettiğimiz makineler bizi öldürüyorlar. hareket etmek için icat ettiğimiz otomobiller bizi hareketsiz hale getiriyorlar. buluşmak için icat ettiğimiz şehirler bizi yalnızlaştırıyorlar. iletişim kurmak için icat ettiğimiz öncü büyük iletişim araçları, ne bizi dinliyorlar ne de bizi görüyorlar. biz makinelerimizin makineleriyiz. onlar masum olduklarını iddia ediyorlar. ve bunda haklılar."
tüketim toplumu da bu yolla oluşturulmadı mı zaten?! bence tükettiğimiz şunca ürün(hatta hizmetleri de katabiliriz) gereksiz ve boş beleş. insanlar neden buna uyanamaz anlamış değilim. her şeyi ihtiyaçmış gibi, ne bileyim olmazsa ezik kalırmışız gibi ya da egomuzu okşamak adına bize kakalamıyorlar mı?!
mesela şişelenmiş meyve suyu diyelim. bakıyorsun bunun reklamları oluyor. olağanüstü estetik portakallar havada uçuşuyor; mandalinaları, narları ninjalar ortadan ikiye ayırıyor. bembeyaz dişleriyle sağlıklı bir kadın, öğle sıcağının altında bunu yudumluyor falan filan. sonra da adam gidip bunu satın alıyor. bu kadar salakça bir şey olabilir mi? biz şişelenmiş, paketlenmiş meyve suyundan önce de vardık. ben portakal seviyorsam giderim, onu alırım; istersem basit bir aparatla bunun suyunu da çıkarırım. senin "renklendirici içermez" sempatikliğine gerek duymadan, zaten benim için gerekli olan formda onu tüketirim.
şöyle güzel bir söz var; "insan nedir biliyor musun? ağaçları kesip kağıt yapan, sonra o kağıda, ağaçları koruyun, yazandır.'
insanlara bu tarz tüketim alışkanlığı kakalanıyor. neden? belki de sürekli sistemin çarkları arasında kalsın diyerek. doğanın bana sunduğu şeyleri, basit dönüşümlerle tüketmek varken, neden bu çeşitlendirilmiş, üstelik temsil ettiği gıdanın, kıyafetin yerini tutamayan işleri tüketeyim ki? bir insanın ihtiyaçları genel olarak bellidir; kapasitesi de öyle. şurada kaç litre kapasiteli miden olduğu; günlük kalori ihtiyacın belliyken; boyun posun ortadayken neden bu tüketim çılgınlığı.
ben kendimce bu ürünlere "ürün gereksinim oranı" ile yaklaşıyorum. gereksinimim olmayan şeyleri satın almıyorum. mesela kişisel olarak otomobil sahibi olmak aptalcadır. ama tabii konfor satın alıyorsun; araban kapının önünden kalkıyor diyeceksiniz. "bas düğmeye, bak keyfine" diyerek kontralar yapacaksınız. zaten bu yüzden eduardo galeano'nun sözlerini paylaştım yukarıda. size konforunuz karşılığında bir adet eylemsizlik kakalıyorlar. pekala işlerinizi toplu taşıma araçlarıyla da halledebilirsiniz. "ama orada ebemiz belleniyor" diyeceksiniz. işte araba satın alıp, hayatla mücadeleye girmek size zor geliyor. kendi doğanıza ters düşüyorsunuz. bizlerin nefsini, egosunu okşuyorlar.
insanlar birbirlerine caka satmak derdinde. halbuki şöyle dikkatlice baksak, dünya ekonomisi her an resesyona girebilecek, kritik bir çizgide dönüşüyor. şöyle bir hayatıma baktığımda bir çok üründen çok kolayca vazgeçebileceğimi, hatta bunlar olmayınca, bir miktar iyileşeceğimi de öngörüyorum.
senin için geçmiş kardeşim, diyebilirsin. belki de öyledir. ama artık bu salaklığa başkaldırmak istiyorum ve bu yazdıklarım ideolojiler üstü bir yazıdır dünyanın aptal gidişatını kaldıramıyorum. başkasının ağzıyla konuşan bu yüzeysel toplum; ucuz zevklerin yönlendirdiği bu barkod karşılığı değiş edilmiş canlı etten tiksiniyorum adeta.
http://www.youtube.com/…vyhvt_jebg&feature=youtu.be