ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2010 kainat güzellik yarışması
-
ilkinden bu yana şike var, hep dünyadan çıkıyor.
hayali dünyayı gezmek olan üniversiteli kız
-
öncelikle kendi yaşadığı şehri gezmeli bence. misal, benim bir arkadaşım vardı bu hayalini gerçekleştirmeye çalışan, havaalanına gitmeye çalışırken kurtköy dolaylarında kayboldu.
teyze kızı amca kızı dayı kızı hepsi caiz
-
(bkz: hepsicaiz.com)
akit medya'nın sahibinin ölmesi
-
(bkz: allah rahmet eylemesin)
yalnızlığın anlaşıldığı anlar
-
birazcık ilgi gösteren biri çıktığında kafanızın karıştığı andır.
2014 seçimlerinde ülkenin mansur yavaş'ı kazanması
-
türkiye'nin bu seçimlerdeki en büyük kazancıdır.
siyasetimiz, hiçbir makamı bir insanın burnunun kanamasına değişmem diyebilecek tertemiz bir karakter kazanmıştır. kendisine siyasi kariyerinde başarılar diliyorum.
ethem'in vurulduğu yere katili öven ve cesaretlendiren melih gökçek bir tarafta, bu adam bir tarafta.
kimse melih gökçek için milli iradenin seçimi falan demesin. bu tedhişle sindirilip efsunlanan ve iradesine milli denilen kitlenin seçimidir.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
-
babam öleli henüz 20 gün olmuştu.
babam öldüğünde hastanede yoğun bakımda yatan anneme bu durumu söylemedik.
cenazeden bir hafta sonra annemi taburcu ettiler çünkü yapacak bir şeyleri kalmamıştı.
annem evde bir hastane yatağında solunum cihazıyla yatıyor
ben, kardeşlerim ve bakıcısı hep çevresindeyiz.
bir gün ablamı çağırdı yanına büyük bir telaşla ve dedi ki
"yarın perşembe yumurtacı gelecek, yumurta alın ondan
mutfakta cüzdanım var ve içinde 20 tl para..."
oysa yarın çarşambaydı.
kimse bu siparişi dikkate almadı tabi, çünkü daha önemli kaygılarımız vardı.
artık günleri de karıştırıyor, bilinci gidiyor yavaş yavaş dedik.
"tamam sen merak etme" deyip annemi geçiştirdik.
sonra bu mevzu unutuldu haliyle...
bundan dört gün sonra bir cumartesi sabahı annemi de kaybettik.
annemin ölümü üzerinden iki ay geçmişti evdeki eşya, mobilya,
anne babama ait kıyafetleri birilerine vermek için toplamaya başladık.
işte o gün mutfaktaki bir çekmecede anneme ait
eski, siyah, annem kadar yorgun görünen o küçük el çantasını gördüm.
elim istemsizce çantaya gitti. küçük çıtçıtını açıp açmamakta tereddüt ettim
ama sonra açtım.
içi boştu, sonra çantanın içindeki küçük ceplere soktum parmaklarımı.
elime bir şey değdi. çıkarıp baktım. 4'e katlanmış bir 20 tl...
gözlerimden yaşlar boşandı.
annem 3 aya yakın hastane, yoğun bakım hastalığıyla uğraşıyordu
ve o cüzdandan uzaktı ama içindeki o 20 lirayı hatırlıyordu.
o cüzdan ve arasından çıkmış 20 tl artık benim evimde.
onu yakında çerçeveletip evimin mutena bir köşesine asacağım.
66 yıllık bir evlilikten sonra 24 gün arayla ve
babamın ölümünden haberi olmadan ölen annem gideli bugün tam 4 ay oluyor.
ve bu benim annesiz ilk anneler günüm.
yaran sahibinden.com ilanları
-
"ayrılık esnasında kaskı ver dediğimde" al be al senin 100 liralık kaskınamı kaldım" dediği için 110 tl ye veriyorum" kısmı ile yaran ilandır.
serkan inci'nin doktorlar hakkındaki açıklaması
-
"ya bu doktorların kafası çok garip.adam yıllarca benim vergilerimle tıp eğitimi almış ve 6 yıl okudum diye utanacağına ego yapıyor"
serkancım senin vergileri hastalarla kadavralarla falan hiç ettik ya.helal et anam.