hesabın var mı? giriş yap

  • insanın kapı zili üstünden babanın isminin yazılı olduğu kağıdı söküp, kendi isminin yazılı olduğu kağıdı taktığı an. ufacık kağıt parçasının nasıl olur da bu kadar ağır olabileceğini açıklayabilecek herhangi bir bilim yok.

  • belki defalarca yazılmıştır fakat tekrar hatırlatmakta fayda var. en azından ben hep şu demeciyle hatırlayacağım kendisini.

    bir röportaj esnasında kendisine, en basit hazırlık maçında bile neden bu kadar çok koştuğunu, son ana kadar terlediğini soruyorlar.

    verdiği yanıt: ben fakir bir balıkçının oğluyum. babam bir kaç balık için bütün gününü harcardı. benim kazandığım paranın çok daha azı için insanlar çok ağır işlerde ve çok ağır şartlarda çalışıyor. ben 90 dakika koşmuşum çok mu?

    bu adamı en net özetleyen cümlesi budur arkadaş. helal olsun aldığın her kuruş. özleyeceğiz sarı reyiz.

  • bu iddia ofisteki milli iradeye saygısızlıktır. erkekseniz ofise bir sandık kurun ve görün bakalım çalınmış mı çalınmamış mı? buna ofis halkı karar vermeli. milli irade karar vermeli.

  • facebook'un sadece avrupa'da 10 bin mühendisi işe alacağını duyurmasıyla gündeme gelen neredeyse gerçek anlamdaki sanal evren. şu an metaverse ile ilgili dile getirilen ve hayal edilenlerin matrix'in "pre-alfa" sürümü gibi bir şey olduğunu söyleyebiliriz.

    şu an elimizdeki teknolojiyle metaverse'ün içerisine sanal gerçeklik gözlükleri ya da kaskları ve gelişmiş kulaklıklarla yarattığımız bir avatarla gireceğimiz söyleniyor. şu an için en basit bakış açısıyla baktığımızda karşımızdaki bir ekrandan içerisine daldığımız oyunların evrenine, avatarımızla gerçekten girebileceğiz. dijital dünyaya ve oyun dünyasına az çok yakın olan birisinin sadece bu seviyeye ulaşılmasıyla bile devasa bir ekonominin ortaya çıkacağını görmesi mümkün. avatarlarımız için alacağımız kozmetik eşyalar, hatta dijital arsalar yepyeni bir ekonomi oluşturacak.

    tabii sadece bir oyun içerisinde karakterimize kıyafet ya da kozmet eşyalar alacacak kadar sınırlı bir ekonomi olacağını düşünmek de basit kaçar. bu evren içerisinde asla gidemeyeceğimiz şarkıcıların konserlerine, asla gidemeyeceğimiz müzelere ve sergilere de gidebileceğiz. gerçekte verilen bir konserin katılımcılarının en fazla yüz binlerle ifade edileceğini düşünürsek metaverse'te milyonlarca, belki on milyonlarca seyircinin yer aldığı konserler düzenlenebilecek. mesela fortnite, bunu oyun içerisinde düzenlenen bir travis scott konseriyle gerçekleştirmişti.

    son günlerde patlama yapan nft'ler, metaverse içerisinde oluşturulan bir sergide ziyaretçilere gösterilebilecek. gerçekte bu tür bir sergiye katılacak ya da katılabilecek kişi sayısı binler, belki on binlerle sınırlıysa metaverse'te yüz binlerce kişi bu sergiyi ziyaret edebilecek.

    milyonlarca kişinin katılacağı bir konserde dev şirketlerin sponsor olmak ya da logosunun, adının orada yer alması için ödeyeceği miktarlar bile devasa boyutlarda olacaktır.

    ayrıca bu metaverse'e inanan ve bu konuda yatırım yapan tek şirket facebook da değil. buna ek olarak unity, epic games, nvidia gibi şirketler de metaverse için kendi yatırımlarını yapıp projelerini geliştiriyorlar.

    özellikle son zamanlarda oldukça dile getirilen ve "hype"lanan bir teknoloji olsa da bunun saman alevi gibi sönüp gideceğini düşünenler de var. açıkçası ben, bunun sönüp giden değil gittikçe büyüyen ve parlayan bir teknoloji olacağını düşünüyorum. şahsen "warning: the slayer has entered the facility" uyarısıyla doom evreninde yaratık kesip sinir stres atmak çok ilgi çekici geliyor.

    kaynak 1
    kaynak 2
    kaynak 3

  • genel olarak müşteriyi geren ve rahatsız eden mağaza çalışanıdır.

    -hoşgeldiniz.
    +merhaba.
    -ne bakmıştınız ?
    +bakıncam biraz.
    -tabi buyrun, ben yardımcı olayım.
    +yok ben bakınırım, gözüme çarpan bişey olursa...
    -beyfendi sikmiyim belanızı, düşün önüme.

  • ya aklımı kaciracağım, bunlar bir orusbu çocukluğu yapıyor ama idrak edemiyorum.

    üç ay önce bir saat aldım. kordonu plastik ve kullanışsız. saati öylece attım çekmeceye, bir yandan da aklımda "kordonu mu değiştirsem acaba" fikri dolanıyor. kimseye demedim, internete de yazmadım.

    bir haftadır önüme kordon reklamı çıkıyor. namussuz evladıyım bir şeyler çeviriyor bunlar.

    ek: @helal kesim domuz nickli yazardan çok mantıklı bir cevap geldi. eğer zihin okuma yoksa doğru cevap budur:

    muhtemelen aldığınız saatin marka modelini biliyor. daha önce o saati alanların bir süre sonra kordon arayışına girdiğini de biliyor ve buna istinaden istatistiksel bir sonuç olarak isabetli bir tahminle size o reklamları çıkarıyor. buna büyük veri ve onun kullanımı denir basit tabirle.

  • --------------------ezik--------------------------
    -----------şişko1-----şişko2-------------------
    --------------az göbekli------------------------
    --altyapı terk---başkasının yerine gelen--
    ----menisküsü olmasa fenere giderdi------

  • 1 dakikamı ayırıp bunu okuduğum için kendimden nefret ettim şu an.

    olmamış 1/10.