hesabın var mı? giriş yap

  • polonya'nın torun şehrinde, zamanında kopernik'in de tırmanarak gökyüzüne baktığı kilisenin kulesine tırmanılır. kule o kadar yüksek ve basamaklar o kadar dardır ki normal bir insan 3-4 kere dinlenerek ancak çıkabilir. kulenin tepesine geldiğimizde duvarda bir yazı dikkatimizi çeker;

    "bacaklarım koptu aq, huzur islamda"

  • kendisinin hangi eylemleri sonucunda sanatci
    vasfi kazandigindan da pek emin degilim.
    varsin iki gunluk popcularin sanatci oldugu dunyada
    o da sanatci olsun varsin kilicdaroglu lider olmasin varsin rte de dunya lideri olsun.

  • 4 ay önce set çalışanlarına aşı hakkı tanınmalı biz sürekli dışardayız diye ağlıyordu, dün covid şüphesiyle hastaneye gitmiş story atmış diyor ki 'negatif çıkayım hemen aşı olacağım vakitsizlikten olamadım.' tatillerden sıra gelmedi yan etkisinden tırstım demiyor da.

    bu kadını daha kimse bilmezken ve sosyal medyada yeni yeni aktifken çok severdim, sonra her şeyi şov her şeyi reklam oldu.

  • pek guzel hijyenik filan yapilmali tamam ama
    lakin bole her bir tarafi killi bir insansaniz cok komik oluyor kardesim
    yani bole yumak gibisiniz her tarafiniz kil sonra orta bir yerde boyle cillop gibi bir bolge yama gibi post yirtilmis gibi ne bilim kaptan magaraadaminin etek trasi oldugunu hayal edin (et bi) oyle bir sey iste hic estetik durmuyor acikcasi

  • deprem dalgalarının bir yayılma hızı var. ilk dalgaların hızı yaklaşık saniyede 5-6 km. ardından gelen yıkıcı dalgaların hızı saniyede 1-3 km. bunlar yayıldıkları ortamın sıkılığına göre değişir. yani fay hattından ne kadar uzaksanız o kadar erken uyarı süremiz oluyor. bu da fay hattı üzerindeyseniz, herhangi bir erken uyarı şansınız yok demek oluyor.

    japonya gibi okyanus tabanında devasa depremlerin olduğu yerlerde merkez üstü ile şehirler arasıda 100 km üzerinde mesafe olduğu için bayağı vakit oluyor. ama mesela gölcük depreminde herhangi bir erken uyarı şansı olmayacaktı. ülkemize şehirlerin içindeki sığ depremler yıkım yarattığı için en iyi durumda 1-2 saniye kazanmış olacağız. bu depremler sığ olduğu için de genelde sadece yakın çevresinde hasar yaratıyor.

    yine gölcük depreminde avcılar'da yaşanan etki gibi durumlar olabiliyor, bu koşullar için belli bir süre kazandıracaktır. ya da izmir depremi gibi, aslında yunan adasında, çok uzakta olan bir deprem izmir'de statik yükler altında bile yıkılabilecek kadar kötü binaları yıkabiliyor. ya da kaçmaya yetmese de eşyalarını sabitlememiş insanlara sığınma fırsatı olabilir bu uygulama. aslında ne binaların çökmesini, ne de eşya düşmesini artık konuşmuyor olmamız lazım ama hala hangi bina çürük hangisi değil bilmiyoruz. doğal olarak insanlar bu tarz uyarılara muhtaç kalıyor.

    benim en büyük korkum, ölmeyeceği depremde camdan atlayıp ya da dışarı kaçıp başına kiremit düştüğü için ölebilecek insanlar. umarım bu uyarı sistemini sakince değerlendirir insanlar.

  • kendisi bugünlerde "kriz yönetimi" moduna geçmiş olduğundan hakkındaki "psikolog olma, psikoloji lisans/yüksek lisans/doktora derecesine sahip olma" ve "boğaziçi psikoloji" bağlantıları hakkında geçmişte durum neymiş, şimdi azra hanım durumu nasıl savunuyor sıralamak isterim.

    elde iki tür kanıt var: birincisi azra hanım'ın bizzat ağzından ya da klavyesinden çıkanlar, ikincisi ise kendi beyanı olmayan ama istese müdahele edip düzelttirebileceği durumlar. ikincisi önemli, çünkü sanırım konunun gündeme gelmesine sebep olan habertürk yayınında hakkında kullanılan psikolog sıfatı için "ben psikoloğum demedim, öyle yazmışlar" savunması gündemde.

    - kronolojik açıdan ilk bilgi ekşisözlük'den gelsin:
    (bkz: #45758450)
    kendisi ile ilgili ilk ekşisözlük entry'sinde, "boğaziçi üniversitesi klinik psikoloji master programına katılmıştır" yazılmış. entry'i 2014 yılında yazan yazar makarnacanavarı da bunu zaten o dönem internetteki bilgilerden aldığını söylüyor. o sıralarda çok da meşhur olmayan azra hanım'ın biyografik bilgilerini internet kaynaklarına kendisi veya ekibi dışında biri kasıtlı olarak yanlış vermediyse, o dönem için azra kohen boğaziçi psikoloji master programına "katıldığı" bilgisini kabullenmiş görünüyor. burada "katılmak" tabirine de dikkat çekelim, zira genelde "katılmak", "bulunmak", "bazı dersler almak" , "programa devam etmek" gibi tabirler bu süreçte çok karşımıza çıkıyor. asla "mezun olmak", ya da "bitirmek" denmiyor. böylece hareket alanı geniş tutuluyor.

    - ikinci olarak 2015 yılında ayşe arman ile yapılan röportaj var. röportajın girişinde ayşe arman kendisi için "yetmemiş, boğaziçi üniversitesi’nde çeşitli programlara katılmış. şimdi de liverpool üniversitesi’nde davranış bilimleri üzerine uzmanlık eğitimine devam ediyor." demiş. röportajın sonunda da, bu sefer azra hanım kendi ağzından "ben liverpool üniversitesi’nin biyopsikososyal ekolünden geliyorum." diyor. bugün liverpool üniversitesi web sitesinde adı bile bulunamayan, zamanında da en iyi ihtimalle bir online eğitim programı olan bu eğitim, az buz değil azra hanım'a göre psikolojide bir ekolün bile temsilciliği iddiasında olabilecek kadar ciddi.

    bu röportajda boğaziçi üniversitesi iddiası ayşe arman üzerinden devam ediyor, ancak psikoloji bölümü ya da master lafı geçmiyor. bunlar azra hanım'ın ağzından verilmemiş ama kendisi ile yapılan bir röportajda herhalde hakkında kendisinden onay alınmayan hatalı bir bilgi verilmiş olması zor. ek olarak liverpool üniversitesi'ndeki eğitimin ne olduğu da muallak. ayşe arman buna davranış bilimleri uzmanlık eğitimi diyor. azra hanım ise söz konusu üniversitede aldığı eğitimin "biyopsikososyal" ekolün etkisinde kaldığını ifade ediyor. ancak buna ne psikoloji master'ı ne de doktorası diyor.

    - daha sonra ise gözüme 29 mayıs 2019 tarihinde atılan bazı tweet'ler çarptı:

    https://twitter.com/…tatus/1133785704968925186?s=20

    burada kendi "ağzından" açıkça "bir psikolog olarak(...)'a sormak istediğim sorular" ifadesi çıkmış. yani açıkça psikolog olduğu iddiasını ortaya koymuş.

    https://twitter.com/…hfi/status/1133812449801588736

    burada ise kendisini muhtemelen"psikoloji mezunu musunuz" diye eleştiren bir kullanıcıya karışık bir cevap veriyor. öncelikle liverpool'daki programı hala okuyor mu yoksa bitirdi mi net değil. sonra da "psikolog olmak için psikoloji okuyup üzerine master yapmanız yeter, ama ben doktora yapıyorum" iddiasında bulunuyor.

    https://twitter.com/…hfi/status/1133809922506993664

    sonra da muhtemelen kendisine destek çıkan bir kullanıcıya cevaben "sadece türkiye’de değil tüm dünyada psikologluk yapabileceğim bir eğitimim var liverpool üniversitesinden" diyerek psikolog olduğu iddiasını bir kez daha tekrarlıyor. gene liverpool üniversitesi'nde okuduğu programın adı, derecenin ne olduğu ve mezun mu yoksa öğrenci mi olduğu net değil.

    bu tweet silsilesine dün denk geldiğimde kendisince atılmış bir tweet daha vardı ama maalesef bugün silinmiş. kelimesi kelimesine hatırlayamayacağım ama birisine cevaben "boğaziçi mezunu değilim, sadece bazı derslerimi orada aldım" gibi bir ifade vardı diye hatırlıyorum. ancak boğaziçi üniversitesi psikoloji bölüm başkanının "azra kohen'in bölümümüzde resmi hiçbir öğrenciliği olmamıştır" açıklaması sonrası sanırım bu tweet artık savunulamaz olmuş.

    - buna ek olarak link vermeyeceğim ama katıldığı birden çok sosyal medya ve ana akım tv programında görüntüsünün altına "psikolog/yazar" ibaresi konduğu örnekler var. bir kere olsa yayıncının hatası dersiniz ama birden çok örnek, ve azra hanım tarafından hiç düzeltme çabası olmayınca burada kendi sorumluluğu da var diye düşünmemek imkansız.

    ilginç olan azra hanım olaylar üzerine "bir konuda uzman olmayan o konuda konuşamaz mı?" içerikli bir yazı yayınlayarak kendince konuyu çarpıtmaya çalıştı. ancak bu düşüncede olan bir kişi, uzun yıllarca kendi görüşlerine anlaşılan ek bir saygınlık kazandırmak için henüz kanıtı ortaya konamamış bir "psikoloji mezunu/psikolog" ünvanından faydalanmaya çalışmış. üstelik üzerinde fikir yürüttüğü konuların önemli bir kısmı psikolojinin alanı bile değilken...

    son sorum da dikkat çekmeyen bir konuda: azra hanım hakkında internetteki hemen hemen her kaynakta "iyi derecede italyanca biliyor" yazıyor. kendi ağzından bu iddiayı duymadım ama eğer doğruysa, ben eğitim hayatında ne bir italya macerası, ne de italyanca bir eğitim programı gördüm. bir dönem kanada, bir dönem de ingiltere var. kursa gitmiş olabilir mi acaba diye merak ettim.

    edit: bu entry'de bahsettiğim ancak silindiğini farkettiğim tweet'in google cache sayesinde screenshot'ını buldum. benim farkettiğim, 29 mayıs 2019'da atılan bu tweet 7 nisan 2020'de silinmiş.

    https://eksiup.com/p/dk368460dujt

    burada açıkça "boğaziçi üniversitesi'nde bazı dersler aldım" diyor. oysa adil sarıbay, "bölümümüzde hiç bir zaman resmi öğrenciliği olmamıştır" diyor. yani mezun değildir demiyor, hiç bir zaman burada öğrenci olmadı diyor. zaten tweet'in silinmiş olması da bir tutarsızlık oluşturduğunun sanırım kabulü.

  • cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, mansur yavaş için ''mansur yavaş, seçimlere girebilse dahi, seçimden sonra bunun bedelini kendisi ödeyeceği gibi bedelini ankaralılara da ödetme durumuna düşürür'' demiş.

    kaynak

    bu açıklamayla bir bakıma mansur yavas'ın belediye başkanlığını kazandığı kabul ediyor ve kulak çekmeye çalışıyor. başka bir kapıya çıkmaz bu yorum.

  • bizim zamanımızda fazla naza çekmekti. hemen evet demeyeyim, atlamış gibi olmayayım diye haftalar, hatta aylarca havada bırakır, "çok ısrar etti, çok peşimden koştu da öyle ikna oldum" diyebilmek için flört dönemini sakız gibi uzatırlardı. tabi o arada gururlu, doğru sinyalleri alamayan, ya da "istemiyor galiba" diye düşünüp saygılı davranarak uzaklaşan bir çok iyi taliplerini kaçırmış olurlar, en yapışkan tiplere kalırlardı. şu sıralar ne gibi hatalar yapıyorlar, ben de okuyup öğreneyim bakalım.