hesabın var mı? giriş yap

  • 6 lahmacundan sonra artık o bir kız değil, bir mahmuttur bir süleymandır. en acıklısı da kız bedenine hapsedilmiş olmasıdır.

  • diger bir adi deger celmecesi olan paradoks. suyun elmastan daha faydalı olduguna kusku yoktur. o halde,nasıl olur da elmas sudan daha degerli olabilir. bu paradoksu farkedenler degerin fayda ile aciklanamayacagi sonucuna varmislardir. daha sonra burada karsilasilan acmazin, toplam fayda ile marjinal faydayi karistirmaktan kaynaklandigi anlasilmistir.sorunun aciklanmasi marjinal fayda ilkesinin ortaya atilmasindan sonra kolaylasmistir. bir malin veya hizmetin degeri ve fiyati toplam faydasi ile degil marjinal faydasi ile tayin edilir denilmistir. elmasin uretimi guc oldugundan ve yeryuzunde mevcut stoku sinirli bulunudugundan marjinal faydasi ve dolayisiyla fiyati yuksektir. ote yandan, su cok gerekli ve faydali olmasina karsilik yeryuzunde bol miktarda bulundugundan marjinal faydasi dusuktur ve fiyati ucuzdur. ancak suyun toplam faydasi elmasin toplam faydasindan daha yuksektir.

  • kürtajı yaptıracak kişi dışında kimsenin söz hakkı falan olmadığı eylemdir efendim. o bebek dediğiniz şey annenin vücuduna tamamen bağımlı bir varlık. anne olmazsa yaşayamaz ve sen de kalkıp anneye bu varlığı beslemek zorundasın deme hakkını nerden buluyorsun merak ettim. kısacası o varlığın anneden bağımsız bir "hayat"ı yok ki zaten bu hayat konusunda annenin daha üstünde bir makamın söz hakki olsun. ha varsa öyle bir teknolojiniz, 2 aylık fetusu anne karnından alıp başka yerde büyütebiliyorsanız, buyrun sunun kürtaja alternatif olarak. yoksa kesin sesinizi bi zahmet.

  • e uçağı kim kapattı o zaman? mısırlı eleman, "üstümde yok şimdi, sen ver, dönünce ben sana veririm" mi dedi acaba şeyma'ya?

  • operasyondan sayılıyor mu bilemem ama uzak ara dudak dolgusu.
    yaptırmayın şunu.
    asla ayar tutturulamıyor ve sonuç o dudaklar evlerden uzak eşekarısı sokmuş gibi.
    yaptıran kimle konuştuysam da, aa yok böyle kalmayacak, bir iki aya bu şişlik kayboluyor.
    sonuç, kaybolmadı.

  • tamirat tadilat işleri için whatsapp üzerinden yazıştığım ustalara karşı zorunda hissettiğim eylem. temiz bir istanbul türkçesi kullandığımda hayatın sillesini yememiş, kazıklanmaya açık enayi profili çiziyorum. işimin görülmesi için böyle laftan anlamayan, adam yaralamadan içeri girmiş, denetimli serbestlikle salıverilmiş, kolları façalı bir tip gibi görünmeye çalışıyorum. bağlaçları yanlış yazarak başladım bu işe fakat hiçbir işe yaramadı. süreç içerisinde dozu gitgide artırmak zorunda kaldım. "ağnadım agbey" falan yazıyorum artık. bu yüzden son bir ayda türkçe bilgim de bir hayli geriledi. ana dilimde b2 seviyesine falan düşmüş olabilirim. bu sorunu yaşayan suserler ile bir türkçe şurası toplayıp ustalarla iletişim için özel bir dil geliştirebiliriz diye düşünüyorum. saygılarımla

  • kyk’da kalırken oda arkadaşım yurtta kendi yemek hakkıyla aldığı meyve sularını biriktirmişti sırf memlekette mevlüt okutacakları için. en büyük boy valize zor sığdırmıştı.

  • benim için bunun en temel nedeni karşıdaki kişinin seni adam yerine koymadığını hissetmesidir. kızın birine "nasılsın?" diye sordum, tamı tamına beş gün sonra cevap verdi. bu süre zarfında da defalarca whatsapp'a girmişti üstelik. üşenmeden girip bakıyordum arada bir. verdiği cevaba anında yanıt verdim, cevabı yine birkaç saat sonra oldu. sonra da bir şey yazmadım. bir hafta sonra utanmadan gelip de bana "küstün mü, hiç yazmıyorsun." gibi abuk bir soru sordu. bana böyle davranan biri ile neden konuşayım ki?

    kadın kısmının biz erkekleri odun olarak gördüğü bilinen bir gerçek, ancak bizim de hislerimiz var be. ağaç gövdesi değiliz, hissediyoruz. size, sizin bize davrandığınız gibi davranınca bizi kötülüyorsunuz.

    kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yaparsan, gün gelir karşındaki kişi senin tarafından kendisine yapılmasını istemediği şeyi, sen daha ona yapmadan önce sana yapar.