hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadın akp’yi terketmez, ona diyorlar ki akp parlementer sistemde hep iktidar kalır ama biz parlementer sistem dersek, dönmüş oluruz, şu an dönmeyelim, isteksiz gibi görünelim.
    sen şimdilik yolunu aç.

  • şaşırtıcı değildir. çünkü solcu olmamak:
    ihaledir
    ayakkabı kutusudur.
    içinde işçilerin öldüğü madenin kapısında selfiedir.
    madenci yakınına tekmedir.
    ağaç kesmektir, derelere hestir.
    bunu yapma diyenlere coptur, gazdır.
    sokak arasındaki son tekmedir.
    cihatçıyı hastanede ağırlamak sonra da işidi lanetliyor gibi yapmaktır.
    para alınca mavi marmara konusunu kapatmaktır.
    rusya' ya ses çıkartamayacağını anlayınca halep dememiş gibi yapmaktır.
    pişkinliktir.

  • 20 yıl sonra bir gençlik dizisinde idealist bir basketbol koçunu canlandıracak oyuncu kişi.

  • "keşke dylan devamını da yazsa" dedirten tadına doyulmaz eser. tahmin edilebileceği gibi, sadece dylan'ın kendi kaleminden çıkması bile metni eşsiz kılmaya yetiyor.

    tipik bir dylan işi gibi, beklentilerin uzağında, belli bir akışa bağlı kalmadan, kafasına estiği gibi ve edebi bir değer kaygısı gütmeden yazması kitabı uzun bir dylan şarkısına benzetmiş, güzel de olmuş. söz konusu tür otobiyografi olunca, tüm mitlerin ve abartıların, medya şişirmelerinin uzağında, sakin ve ailesiyle ilgilenmek isteyen, yer yer bunalmış bir adam portresi okuyorsunuz. dylan'ın ilhamını nasıl aldığını, en ufak ve önemsiz görünen şeylerden bile nasıl yoğun duygular çıkardığını birinci elden tecrübe etme fırsatınız oluyor, özellikle insan betimlemeleri şarkılarındaki karakter tarifleriyle oldukça benzer. en sevdiğim albümlerinden biri olan oh mercy'nin yapım sürecini bu kadar detaylı anlatmasını beklemezdim, o da ayrı bir boyut kattı benim için.

    tek sıkıntım yalnızca üç dönemini ele alıp bitirmesi, başlangıçta üç cilt olarak planlandığı için anlaşılabilir bir durum ancak devamının gelmeyeceği artık belli olduğu için insan ister istemez üzülüyor. tüm biyografi/otobiyografi sevenlere değil, doğrudan dylan severlere ya da en azından müziğe ayrı bir önem atfedenlere tavsiye edilebilecek kıvamda bir metin ortaya çıkartmış dylan efendi.

  • -hata penceresini kapatalım lütfen
    -tamam
    - efendim su an ne var ekranınızda?
    -safranbolu
    -hmmm(wallpaper olsa gerek)

  • evet, hazırsanız size evinizde kolaylıkla yapabileceğiniz ve tadına baktığınızda %100 mutlu olacağınız bir cupcake tarifi vereceğim. ben cupcake'i çikolatalı ve kremasını da vanilyalı yaptım. eğer çikolatayı çok seviyorsanız bu tarif tam size göre. öncelikle malzemelerden başlayalım.

    çikolatalı cupcake için malzemeler

    4-5 avuç bitter damla çikolata
    2 yumurta
    yarım su bardağı toz şeker
    yarım su bardağı sıvı yağ
    yarım su bardağı yoğurt
    1 yemek kaşığı kakao
    1 paket kabartma tozu
    1 su bardağı un

    vanilyalı krema için malzemeler

    2 su bardağı süt
    1 paket vanilya
    3 yumurta
    yarım su bardağı toz şeker
    3 çorba kaşığı mısır nişastası

    size tavsiyem ilk kremayı yapmaya başlayın çünkü soğuması için 1 saat kadar buzdolabında bekletmeniz gerekecek. krema soğurken kekinizi hazırlamaya başlayabilirsiniz.

    ılık sütü kaynama noktasına gelene kadar ısıtıyoruz. süt ısınırken bir tencerenin içerisine toz şekeri, vanilyayı ve mısır nişastasını döküyoruz ve karıştırmaya başlıyoruz. topak kalmayana kadar bu işleme devam ediyoruz. daha sonra yumurtaları ekleyeceğiz ama yumurtanın yalnızca sarısını ekliyoruz. yumurtaları da ekledikten sonra mikserle çırpmaya başlayabilirsiniz. bu işleme devam ederken kaynama noktasına gelen sütü de yavaş yavaş ekliyoruz. sütün tamamını ekledikten sonra tencereyi orta ateşteki ocağa alıyoruz ve mikserle çırpma işlemine orda devam ediyoruz. kaynamaya başladıktan 1-2 dakika sonra ocaktan alabilirsiniz. şimdi sıra kremayı karıştırarak soğutma işleminde. vanilyayı eklemek için kremayı karıştırarak soğutmamız gerekiyor. vanilyayı da ekleyip mikserle çırptıktan sonra buzdolabında 1 saat kadar bekletebilirsiniz. şimdi keke geçebiliriz.

    öncelikle, fırınımızı 180 dereceye ayarlıyoruz. düğmemizi üst ve alt ısıtı+fan olan işarete getiriyoruz ve çikolatamızı eritmeye başlıyoruz. çikolatamızı tabii ki kısık ateşte benmari usulü eritiyoruz. tamamen eridiğinde, yani tamamen sıvı hale geçtiğinde tezgahınızın bir köşesine koyabilirsiniz.

    bundan sonrası kolay. malzemeleri birleştirmeye geliyor sıra. bir kaba ilk önce yumurta ve toz şekeri ekleyip, mikser yardımıyla iyice çırpıyoruz. tek bir renk olduklarında sıvı yağı, yoğurdu ve benmari usulü erittiğimiz çikolatayı da kaba ekliyoruz ve çırpmaya devam ediyoruz. yoğurdu eklediğimiz zaman kokusu biraz garip oluyor ama merak etmeyin fırından çıktığında tadı mükemmel olacak. son olarak da kakao, kabartma tozu ve unu ekleyerek büyük tahta kaşık yardımıyla dıştan içe doğru karıştırıyoruz. karıştırmak için başka bir alet de kullanabilirsiniz. ben tahta kaşıkla daha rahat ettiğim için onu kullanıyorum. karıştırma işlemini tek bir renk olana kadar devam ettiriyoruz ve daha sonra cupcake kaplarına karışımımızı döküp fırına atıyoruz. ben yaptığım kekleri 17-18 dakika içerisinde fırından çıkartıyorum. siz yine de 15-18 dakika arasında pişip pişmediklerini kontrol edin.

    kekler de piştikten ve krema soğuduktan sonra süsleme işlemine başlayabilirsiniz. ben aldığım pasta süslerini de kremanın üzerine döküyorum güzel bir görüntü oluyor. afiyet olsun.

  • başlık: 1.000 lira maaşla işbaşı yapacak

    autocad ve solidworks'u avucunun içi gibi bilen
    ingilizce , fransızca ve japonca dillerinden en az birini konuşabilecek
    prenzentabl , diksiyonu ve fiziği düzgün makina mühendisi arayışımız mevcuttur.

    şartları sağlayan adaylar pm atabilir.

    4. vazelini bizmi getiriyoruz yoksa siz temin ediyor musunuz!

  • şirket ile şahıs arasındaki farkı bilmeyenlerin beyanı. hissedarı olduğu şirket iflas eder, adam gene şahsi servetini korur. inşaat şirketi çok zarar ediyorsa iflasını ister, kendi kişisel servetinden zararı karşılamaz. anlayacağınız iflas, şirket sahibi zenginler için nimettir. şahıs olsa ölene kadar alacaklar peşini bırakmaz, öldükten sonra da borç çocuklarına kalır. onlar da mirası reddedeceğiz diye mahkemede sürünür.