hesabın var mı? giriş yap

  • işim gereği yılın %70'i seyahat ediyorum. bu uçuşların önemli bir kısmı yurt dışı. uçuşlarım da genelde thy ile. tabi thy nezdinde çok çok çok küçük bir kalem olsa da ben de thy'ye para kazandırıyorum. benim kazandırdığım para ile sponsorluğu destekliyorum. helal olsun benim param müjdat gezen gibi aydın sanatçılara verilen sponsorluklara.

  • öncelikle aya gitmek bizim için oldukça zahmetli bir işti. çünkü aya hemen gitmedik. bu belli aşamalardan sonra gerçekleşen bir sefer idi. aya insan gitmeden önce, insansız uzay araçları ile keşifler yapılıyordu. yani pat diye gidilmedi. insanoğlunun aya gitmek istemesi ile aya gittiği tarih arasında aşağı yukarı dokuz, on yıllık bir süre vardır. tabiki de insanoğlu her zaman aya gitmek istemiştir, ben modern anlamda demek istedim. aya gidilmeye karar verildiğinde aşağıdaki gibi bir diyalog gerçekleşmiş midir? ,

    -+ evet, aya gidiyoruz!. uzay aracını derhal hazırlayın.
    - peki efendim
    + peki kimler gitmek istiyor. hmmm, sadece üç kişi gidecek.
    - ben!
    - ben!
    - ben!
    + tamam sen, sen ve sen. derhal uzay kıyafeti giyin. uzay aracı hazır mı?
    - hazır efendim.
    + peki siz binin ondan geriye sayıp sizi fırlatıcaz.

    tabi ki de hayır. herşey bu kadar oldu bitti olmadı. yirminci yüzyılın başında insanoğlu ay hakkında geniş bilgilere sahip değildi. evet, ay yanıbaşımızda idi ve yüzyıllardır gözlüyorduk. lakin bu insanlı seyahat ciddi bir işti ve hala yüzyıl başında ( 20.) ay hakkında ve insanlı uzay uçuşları hakkında bilgi sahibi değildik. herşey aşama aşama meydana geldi. ilk önce astronotların ineceği yer belirlendi. sonra o bölgeye insansız uçuşlar yapıldı ve her seferde ay hakkında yeni bilgiler öğrendik. astronotların ineceği yerin haritası çıkarıldı, topraklar incelendi, ayın ısısı, atmosferi hakkında bilgi sahibi olduk. ve sonra 5,4,3,2,1,0 ve fırlat!!!!

    bu yazımda üstüme çokta vazife olmayan ama yinede ilgi alanım olan, aya insanlı seferin öncesine yapılmış olan çalışmaları yazacağım. eğer bir yanlışım olursa, bu işin bilginleri beni uyarabilirler.

    uzay çalışmaları ya da uzay çağı sscb'nin sputnik 1 uzay aracını fırlatması ile başlamıştı. çok kısa bir süre sonra abd explorer 1 uzay aracını uzaya fırlatıyordu. hatta explorer'in uzaya fırlatıldığı gün, sputnik 1 uzay aracı atmosfere girerek yanıyordu... tabii benim bu yazıda anlatmak istediğim komple uzay çalışmalarını anlatmak değil. insanlığın aya gitmeden önce bu uğurda yapmış oldukları hazırlıklardan bahsetmektir. tabiki de aya amerikalılar gittiği için sadece onların yapmış oldukları çalışmaları yazacağım. kısacası sputnik ve explorer uzay araçlarının fırlatılmaları ile uzay çağı başlamıştı.

    nasa 1958'de kurulduktan bir yıl sonra hedefini ay olarak belirledi. 1961 yılında başkanlık koltuğuna oturan kennedy bu hedefi benimsedi ve 1969 yılına kadar ayın yüzeyine insan göndereceklerini açıkladı.

    dediğim gibi insanoğlu ayı her zaman gözlemlenmiştir ancak bu uzun bir süre teleskopik bir gözlem olarak kalmıştır. hala ay o zamanlar bir çok noktada muamma idi. madem ki oraya insan göndereceğiz o zaman ayı iyice tanımamız gerekiyordu.
    3 mart 1959 günü pioneer 4 uzay kapsülü aya fırlatıldı. araç 4 mart günü ayın 56.000 yakınından geçti ve güneşin yörüngesine girdi.
    28 mayıs 1959'da bu sefer baker ve able adında iki hint maymunu uzaya gönderildi. sorunsuz bir şekilde 1 saat 33 dakika sonra dünyaya döndüler. bu iki maymun uzaya sorunsuz bir şekilde gidip gelen ilk canlılar oldular. fakat able'ye takılan elektrotlar'ın çıkarılma işlemi sırasında maymun öldü ( 1 haziran). 2 haziran'da ise bakerin vücuduna konan elektrot başarılı bir operasyon ile çıkarıldı.

    abd, surveyor uzay aracını aya gönderdi. araç ayın üzerine yumuşak bir iniş yaptı. bu aya indirilen insan eli ile yapılmış ilk araçtı (1966). bu araç 112.377 resim çekti. bütün resimleri başarılı bir şekilde dünyaya gönderdi. başarısız olan surveyor 2'nin ardından surveyor 3 gönderildi. ayın gündüz bölgesinde iki hafta çalıştı. 6300 fotoğraf çekti ve dünyaya gönderdi. bu fotoğrafların büyük bir kısmı ayın toprak yapısı hakkında bilgi vermek içindi. bu araç yüzey üzerinde araştırmalar yaptı. artık ay hakkında yeni bir bilgi sahibi olmuştuk. ay toprağının deniz kumlarına benzediği anlaşılmıştı.

    tüm bunlar aya insanlı seferler için yeterli değildi. nasa hala apollo görevleri için yeterince bilgi sahibi olmalıydı. bir sonraki adım ayın ekvator bölgesini incelemekti. bunun için beş tane lunar yörünge uzay aracı hazırlandı. hepsinde fotoğraf makinesi vardı.
    lunar orbiter 1 uzay aracının ayın yüzeyinden göndermiş olduğu fotoğraflar, kamera hatasından dolayı bulanık çıkmıştı. ama yine de işler sanıldığı gibi kötü değildi. görevin %75'i tamamlanmıştı. apollon'un inmesi düşünülen bölgenin 41.500 km'lik bölümü, onun yakınındaki 360.000 km'lik alan ve daha uzakta bulunan 2.007. 917'lik alanın fotoğrafları çekildi.

    lunar orbiter 2 ise apollo uzay araçlarının göremeyeceği alanların fotoğrafını çekti. lunar orbiter 3 ise 182 resimle döndü. bu resimlerden 10'u apollon'un ineceği bölgeler idi. bir tane surveyor 1'in resmi idi. lunar orbiter projelerinin 4 ve 5'incsi yakın yörüngelerde ayın fotoğrafını çektiler. lunar orbiter 4, tam 163 fotoğraf, lunar orbiter 5 ise 213 resim çekmişti.
    ayrıca lunar orbiter projesinin bir diğer önemli misyonu ayın yer çekimi ile ilgiliydi. küçük meteorid ve radyasyon verileri topladılar. bunların yörüngesi izlenerek ayın yer çekimi 'nin haritası çıkarıldı.
    ayrıca explorer 35 uzay aracı ayın yörüngesine yerleştirildi. görevi radyasyon aramaktı. çıkan sonuca göre ayın manyetik alanı yok denecek kadar azdı ve radyasyon kemerleriyle iyon kümelerinin olmadığını keşfetti. bu araştırmadan çıkan sonuç şöyle idi: dünya da olduğu gibi ay yüzeyinde de güneşten gelen rüzgarların bütün güçleriyle ay yüzeyine vurmasını engelleyecek bir güç yoktu.

    aya gidilmeden bir yıl önce yani 1968 yılında surveyor 7 aya gönderildi. aynı yılın aralık ayında apollo 8, ay yörüngesinde başarılı bir yolculuk yaptı.
    tabi bu uğurda kayıplarda yok değildi.
    1967 yılının 27 ocak günü apollo projesinin ilk mürettebatı kennedy uzay merkezinde yanarak öldüler.

    kaynak: uzay ansiklopedisi, milliyet, 1991

    işte yukarıda yazdığım gibi aya ha deyince gidilmemiş, onun öncesinde insansız uzay araçları ile planlı bir ay keşifleri yapılmıştır. her bir görevin bir amacı vardı. bilim adamları aya gönderdikleri her araçtan mutlaka ay hakkında yeni bir bilgi sahibi olmuş ve bu sayede 21 temmuz 1969'da saat 01:56'da onun için küçük bizim için büyük bir adım atılmış oluyordu.

  • 1763'te viyana sarayinda daha 6 yasini doldurmamisken konser verir. imparatorice maria theresia'nin huzuruna cikarken ayagi kayan wolfgang'i, imparatoricenin kizi ve gelecegin fransa kralicesi marie antoinette'in yerden kaldirmasi uzerine wolfgang buyuk bir ciddiyetle "bana karsi cok iyi davrandiniz. buyuyunce sizinle evlenecegim" der.

  • lisedeyim. üstüm başım biraz pasaklı bir şekilde ykm'ye girmek istedim. yavşağın evladı güvenlik içeri almadı beni.

  • geçen yıl aralık ayında bir arkadaşım bana, acil kan aranıyor ilanlarından birini attı. hani hepimizin şu bir yerlerde denk geldiği ve çok da önemsemediği ilanlardan birini. iletişim numarası ve hasta adıyla beraber, çok acil yazısı göze çarpıyor. arıyorum, durumu öğreniyorum. sürekli kana ihtiyaçları varmış. kan bağışı için geleceğimi söylüyorum.

    ertesi gün dersten çıkıp gidiyorum. bu arada protokol numarasını, hasta adını tam olarak öğrenmek ve geldiğimi haber vermek için tekrar arıyorum. babası, bilgileri mesaj atıyor. ama şu an hastanede olmadığını söylüyor. isterseniz bekleyin ben gelince yardımcı olayım diyor. gelmesine gerek olmadığını, bir sorun olursa arayacağımı söylüyorum.

    daha önce kan bağışında bulundum fakat ilk kez belli bir kişiye bağışçı oluyorum. formu doldurup muayeneye giriyorum. kan bağışına engel bir durumum olmadığını öğrenip çıkıyorum. kapının önünde 30'lu yaşlarda biri bekliyor. alperen'in babasıymış. beklerken alperen'in durumunu daha yakından öğreniyorum. 3 yaşında henüz diyor. sürekli kana ihtiyacı var ama bulmakta zorlanıyoruz. sabahtan beri o kadar insanla görüştüm ama kan vermeye gelen sadece siz oldunuz diyor. ne diyeceğimi şaşırıyorum. o esnada sıra bana geliyor, kan vermek için içeri giriyorum. 15-20 dakikadan sonra kan verme işlemi bitiyor. çıkıyorum, babası hala kapıda bekliyor. öyle teşekkür ediyor ki, ne söylesem eksik kalır.

    yurda kadar bırakmayı teklif ediyor, kendim gidebileceğimi söylüyorum. tekrar geçmiş olsun deyip ayrılıyorum hastaneden. ondan sonra tanıdığım tanımadığım kim varsa, sınıftan, fakülteden, arkadaşlarımdan o acil kan aranıyor ilanını gösteriyorum. kan bağışında bulunmaları için konuşuyorum, ikna ediyorum. iki hafta sonunda çabalarım sonuç veriyor ve iki haftada sadece alperen için 10 kişi bağışçı oluyor. birçoğuyla hastaneye ben de gidiyorum. bu arada alperen'in annesiyle ve alperen ile de tanışıyorum. o iki hafta boyunca ne hissettiğimi nasıl tarif edeyim bilmiyorum.

    o günden bu zamana kadar sürekli iletişim halindeyiz. dün itibariyle alperen'in tedavisinde sona gelinmiş. alperen iyileşmiş. artık hastaneye sadece kontrol amaçlı gidecekmiş. babası arayıp haber verdi. nasıl sevindim anlatamam.

    ardından bir video attı. alperen; yüzünde maskesi, gözlerinin içi gülüyor ve gogeziplamakistiyorum ablamı çok seviyorum, özledim diyor. dün geceden beri o videoyu kaç kere izledim bilmiyorum. ne denilir ki, umarım yolun bundan sonra hep iyilik ve güzelliklerle kesişir alperen.

    alperen ile tanışma hikayemiz böyle. biraz uzun oldu ama bir kişinin bile okuyup kan bağışında bulunmasına katkı sağlarsa çok mutlu olurum.

    kan bağışı, organ bağışı, kök hücre bağışı bütün bunlar sizin de bir insanın hayatına dokunmanıza vesile olabilir. bir kişiden ne olur demeyin. lütfen bağışçı olun.

    bunu da aylar önce kan bağışında bulunduğumda yazmışım.
    (bkz: #99311532)

    debe editi: her şey insanları sevmekle başlıyor. içimizdeki iyilik böylece kendine yol buluyor. çok iyi tanıdığınız ya da hiç tanımadığınız biri için bir şeyler yapma, onu mutlu etme isteği böylece baş gösteriyor.

    sevdiği kişiye hediye vermek ve sevdasını haykırmak isteyen seycik'in ricası üzerine paylaşıyorum.

    " seycik'ten muhteşem'e "

  • toplu taşıma aracında ön kapıya çok yakın bir amca, inmek için orta kapıya yanaşmaya çalışıyor.

    x: amca ön kapıdan inersin acele etme.
    amcadan cevap : ön kapı yasak. ben sadece devletin koyduğu kuralları çiğnerim. halkın koyduğu kuralları çiğnemem, çünkü onlar halkın iyiliği içindir.

  • bu ülkenin partisi olduğunu iddia eden partinin, bu ülkenin görev başındaki askerine karşı yaptığı provokasyonun sahibi milletvekili.

  • türk dizileri için;

    yıllarca sektör yalandan '3 saat olmasa çok güzel şeyler çıkarırız, 3 saat olduğu için her şey saçma türk dizilerinde' şeklinde herkesi yedi.
    netflix geldi ve ellerine de fırsat geldi bu şekilde.
    bekledik ki efsane işler çıkar. e malum tv'deki gibi upuzuuuuuun olmayacak diziler.
    e malum beklentiyi yükselttiler.

    ama o da ne. dünyanın en salak dizileri çekilmeye devam etti. sorun 3 saatte değilmiş. sorun tüm ekipteymiş zaten. aynı kafa aynı salaklık. sadece bu sefer 1 saat.

    tüm ekipleri tebrik ediyorum. bir daha da tvlere, saatlerin uzunluğuna bok atıp herkesi salak yerine koymazlar umarım.