ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lisedeki herkesi tanıyan hafif kilolu merve
-
gidene asla üzülmezdi, çünkü giden kaybetmişti.
yetimi okşayınca öbür tarafa eft yapıyorsun
-
aile ve sosyal politikalar bakanı fatma şahin'in tamamı “nerede mağdur varsa, nerede mazlum varsa onun yanındayız. öyle kolay bir inançtan geliyoruz ki başını eğmiş bir yetimin başını okşadığın zaman öbür tarafa eft yapmış oluyorsun. çok kolay aslında” şeklinde olan açıklaması. habertürk'ün haberi
sayın bakanımızın inançla parayı böyle güzel şekilde sentezleyebilmesine hayran kaldım. ben de şimdi gidip koca türkiyedeki 24 sokak çocuğundan birini bulup başını okşayıp eft yollayacağım. gelsin sevaplar, bonuslar.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: beyin göcünde araya kaynadim amk simdi nasadayim
entry: lise terk halimle beyin göçü yapan tayfaya katıldım. nasa'da büyük bir ekrandan giriyom sözlüğe.
müdür geliyor, uzayı açıyorum.
facebook.gov.tr
-
devletin yeni facebook projesi. mesai bitince kapanan, yapılan paylaşımların evrak kayıttan geçtikten sonra ertesi gün yayına girdiği bir deli oğlan.
boğazda kahve keyfi için gereğini arz ederim.
annemlerlen tatilya'ya gidiyoruz
sıla gençoğlu
-
dinleyeni, seveni, sayanı gözümde otomatik olarak kalitesizleşen kişi. adına aşk dedikleri ve büyük çoğunlukla salt aşk ile zerre alakası olmayan taklit ve kopya ilişkileri hayatının merkezine koyan zavallılarca girdiği o ağır abla tripleri karizmatik bulunur. "ah ulan biz neler çektik be" temalı leş arabesk kültürün on yıllardır genelde erkeklere hitap etmesi ulaşılmamış kitleler doğurdu, bu durum da aynı kültürün pop soslu lacivertini günümüzde doğurdu. benzerleri hep vardı ancak imaj olarak bu en güncellenmişi ve genele hitap edeni. sürekli bir dert hali, 1.çoğul şahıs ekli kopya sözler. "'rakı candır'cı kadın modeli" de bunu dinleyen kitle işte. erkekler de geri kalır mı tabii modern arabeskten, hemen nasipleniyorlar.
özet tanım: türkiye'ye yakışan kalitedeki pop yıldızı.
bdp'lilerin 23 nisan'ı protesto etmesi
-
23 nisan'ın bdp'lilerin bayramı olmadığı doğrudur. eşek kadar adamsınız lan elinizde balonla gezecek haliniz yok ya.
kendi çocukluğunu evlat edinmek
-
bugün rüyamda görerek çok etkilendiğim bir durumdur.
o kadar ilginç geldi ki...
onu küçükken yaşadığım evden aldım şu an yaşadığım eve getirdim.
odasını gösterdim. saçlarını taradım.
bunlar sanırım küçükken özlemini duyduğum şeylerdi.
bir an gerçek olmasını diledim. küçük yaşta annesiz kalmanın yarası sanırım hiç geçmiyor.
rüyamda kendimin annesiydim.
*sözlüğü ankete çevirdinizciler ötede dursun lütfen.
*sadece bu başlığı okuma zahmetinde bulunanların kendi çocukluğunu evlat edinseydi onunla neler yapacağını merak ettim.
saygılar selamlar
türkiye'de en fakir insanın 4 dairesi var
-
doğru olabilecek iddia. aha da buraya bıraktım dört daire, kusura bakmayın.
o o o o
the settlers of catan
-
bir çok açıdan yeni moda oyun akımı yaratma gücüne sahip, zekice düşünülüp basit kurgulanmış bir board game. catan, 1995'te almanya'da yılın oyunu, 1996'da abd'de yılın oyunu seçilmiştir. 10 seneyi aşkın yolculuğunda türlü dillere çevrilmiş, bir sürü expansion pack'leri, add-on'ları çıkmıştır. nedendir inceleyelim:
1) oyunun ana kurgusu:
oyunda önemli olan, yerleşim merkezleri kurmak, bu yerleşim merkezlerine yollar ile bağlantılar yapmak ve haritanın olabilecek en uzak yerlerine ulaşmaktır. her yerleşim merkezi ayrı bi puan ve her turn ayrı bir kart hakkı tanır diyebiliriz kabaca. oyunda şans faktörü zarlarla sağlansa da, bu bir baharat olarak konmuştur. kazananı belirleyen, daha ziyade yerleşim yerlerinin stratejik konumudur.
2) oyunun zayıf yönleri:
ilk oynadığımda haritanın küçüklüğü, kartların çeşitli olmayışı gibi detayların oyunu bir süre sonra sıkıcılaştıracağını farkettiysem de, ne mutlu benden önce farkedenler olmuş, hem deniz hem de kara temelli türlü türlü haritalar ve grafikleri birbirinden güzel kartlar piyasaya sürülmüştür. telafi edilmiştir yani.
3) oyunun güçlü yönleri:
hızlı öğrenebilmek, kolay oynayabilmek, kurallarının karmaşık olmaması, grafiklerinin ortalamanın çok üzerinde oluşu ve değişik oyun seçenekleri olarak sayabilirim. risk'teki bir süre sonra rutine binen saldırma meselesi ve monopoly'deki aldım verdim ben seni yendim yaklaşımı burada daha farklı işlenmiş, hoş da olmuş. bu oyuna dinamizm katmış.
kısaca böyle.
(bkz: ben kısa konuşmayı seve)
fatih terim'in mourinho ile konuştuğu dil
-
eğer portekizce konuşmuşsa, hamit'i alacağım derken selçuk'u satmış olabilir.
the revenant
-
filmi beğenmediğini söyleyenler "biliyorum çok tepki alacağım", "çok kızacaksınız bana" falan diyor. arkadaşlar size bir şey söyleyeyim mi? sizin film hakkındaki görüşlerinizi zerre sikine takan yok. sanırsın ki adam film eleştirmeni, akademi üyesi falan. sana niye tepki gösterelim amk, sen kimsin? iyi ya da kötü eleştirini yap filme sonra çek git. çok tepki alacakmış. evet sinema dünyası karışacak sen filmi beğenmediğin için, izleyecekler izlemekten vazgeçecek, "x adlı sözlü yazarı beğenmemiş, o zaman bu film iyi değildir." diyeceğiz. tövbe tövbe ya.
öğretmene hediye almayan çocuğu sınıftan sürmek
-
genelleme yapmak yanlış olur biliyorum ama bu kadın öğretmen şımarıklığı ne olacak bilmiyorum, bir öğretmen olarak söylüyorum bunu.
kuşadasılı mı kuşadalı mı sorunsalı
-
dilimizde var olan ancak tdk kanunu*'nda hükme bağlanmayan ikiliklerden biridir.
dilde sürekli bir değişim söz konusudur ki bu değişim sadece söz varlığında değil, eklerde de meydana gelir. bu nedenle günümüz türkçesinde biçimce karşıt iki yerleşik örneği bulunan yapılarda mantıklı olan, konuya sözcük özelinde yaklaşmak.
bana göre estetik, en az çaba yasasına uygunluk, yaygın kullanım gibi özellikleri taşıdığı için "kuşadası" sözcüğü özelinde makul kullanım "kuşadalı" şeklinde.
konunun teorik kısmıyla ilgilenenler için bulabildiğim en net ve detaylı açıklama aşağıda yer alıyor.
--- spoiler ---
bilindiği gibi isim tamlamalarında tamlanan unsurda iyelik eki bulunur. bu isim tamlamaları isimden isim yapan +li eki aldıklarında tamlanan unsurdaki iyelik eki düşer:
asker şapkası + lı -> asker şapkasılı değil asker şapkalı
türk bayrağı + lı -> türk bayrağılı değil türk bayraklı
kaldırım taşı + lı -> kaldırım taşılı değil kaldırım taşlı
bartın üniversitesi + li -> bartın üniversitesi+li değil bartın üniversiteli
üstünova*, bu düşmeyi hem iyelik ekinin hem de +ili +ıu ekinin belirtme işlevi taşımasına bağlar (üstünova, 2008, 100). türkçede yapım ekinin çekim ekinden sonra gelememesi de bu düşmede etkilidir. ancak iyelik ekinin düşmediği ve -li ekini rahatlıkla aldığı durumlar vardır:
buzdolabı + lı -> buzdolaplı (ev) --> iyelik eki düşmüş
ayakkabı + lı -> ayakkabılı (çocuk) --> iyelik eki düşmemiş
kuşbaşı + lı -> kuşbaşılı (pide) --> iyelik eki düşmemiş
görüldüğü gibi ayakkabı ve kuşbaşı kelimesindeki iyelik eki, kendisinden sonra +li ekini rahatlıkla alabilmektedir ama buzdolabı kelimesine -li eklenince iyelik eki düşmüştür. iyelik ekinin bu durumu, bazı yer adlarında ikili bir kullanıma neden olmaktadır:
kuşadasılıyım mı doğru yoksa kuşadalıyım mı?
nurdağılıyım mı doğru yoksa nurdağlıyım mı?
suşehriliyim mi doğru yoksa suşehirliyim mi?
derepazarılıyım mı doğru yoksa derepazarlıyım mı?
kadıhanılıyım mı doğru yoksa kadıhanlıyım mı?
aslında bu yapılar için "şu kullanım doğrudur" demek, uygun değildir. bazı yer isimlerinde ikili kullanım devam edecektir ve zaman geçtikçe bu yapılardan biri kalıcı olacaktır. dil, doğal olarak iyelik ekini düşürme eğilimindedir ama iyelik eki düşünce yer isminin - yani özel ismin - yapısı bozulduğu için (kuşada, nurdağ, suşehir) iyelik ekini düşürme konusunda bir direnme söz konusudur. zaten birçok yer adında iyelik eki düşmemektedir: gölbaşılı, kırklarelili, pınarbaşılı, kocaelili...
iyelik ekinden sonra +sız ve +ki ekleri gelirse de iyelik eki düşer:
asker şapkası + sız -> asker şapkasız (adam)
çamaşır makinesi + siz -> çamaşır makinesiz (ev)
pazar günü + ki -> pazar günkü (toplantı)
kaynak: balyemez*, s. (2016). dil bilgisi üzerine açıklamalar. ankara: pegem akademi
--- spoiler ---