hesabın var mı? giriş yap

  • belçika kralı ıı. leopold’un afrika’daki sömürgelerinden biri olan kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş fotoğraftaki adamdır. kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor.

    bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında kral leopold’un afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve kral leopold’un, afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi.

    internet’te bu fotoğrafın altındaki tartışmalardan birisinde belçikalı olduğunu söyleyen biri şu yorumu yazmıştı: “belçikalıyım, dahası bir tarihçiyim. belçika’nın geçmişindeki bu utancın 4 yıl boyunca aldığım dersler içinde bir kez olsun tartışılmamış olmasını son derece dehşet verici buluyorum”.

    dünya üzerinde benzer haksızlıkların hiç yaşanmamış olduğu bir karış toprak dahi yok. bu zehrin yegane antikoruysa insanın çirkinliğe yatkın doğasını kabullenip uğursuz tarihini öğrenmesi. nitekim ‘öğrenmek’, vakti geldiğinde benzeri haksızlıkları tanıyıp dur diyebilmenin biricik yolu. ironik olansa, bu iş için en uygun yer olması gereken eğitim sisteminin, otoritenin nezaretinde beklenenin neredeyse tam tersi bir işlev üstlenmiş olduğu gerçeği...

    edit: link güncellendi.

  • aksam rakiyi fazla kaçırınca oturup yazamadım. kısmet simdiyeymis. şimdi size tayfun uzbay ile ilgili bilmediklerinizi anlatayım. hocamız ile aktif olarak çalışan biriyim. bilirsiniz ki şizofreni konusunda çok iyi bir araştırma yaptı (bkz: agmatin) ben de kendisiyle çocuk şizofreni hastalarında beraber çalışıyorum.

    tayfun hoca nun bir lafı vardır. bilim adami kendini yanlislamalidir diye. öyle ortaya attığınız her hipotez doğru çıkacak değil. hocanın farkı bu. etik olmasi ve diğer uyduruk akademisyenler gibi her bulduğunu çözüm gibi sunmamasi; çözüm pozitif ise neden öyle olduğuna da bakması.

    başlıkta yazılara baktım ama goremedim; sizofreni denmiş ama asıl önemli bir bilgiyi aktarmak isterim madem burası kutsal bilgi kaynağı. agmatin denen molekülün anti depresan etkisi olduğunu iddia eden bir ilaç firması grubu fdaye bunu kabul ettirmeye çalışıp yeni ilaç piyasası oluşturmaya çalıştı. halbuki daha agmatinin geçerliliği bile sorgulaniyor. peki fda neden ruhsat vermedi? çünkü tayfun hoca öyle olmadığını gösterdi. fda de buna dayanarak olaya yanaşmadi.

    tayfun hoca ile tubitaka proje yazdık, sanırım 4-5 bin lira butceliydi. reddettiler. karar gerekçesini incelesen en iyi dansöz bile böyle kıvıramaz dersin. telefon açtım bu proje bitecek ben sana garantisini veriyorum, bi yolunu bulacağım dedi. o proje şimdi bitmek üzere.

    en ama en önemlisi. hocayla reyhan pastanesinde otururken anlatti. gerçekten tanıyıp etik ve naif bir insan olan bu adam neyle suçlandı biliyor musun? hayir sadece casusluk değil. kadin saticiligindan uyuşturucuya kadar herseyle. boynuna yazılı bu suçları cezaevinde ailesiyle görüşmeye giderken hep sakladı görüp de uzulmesinler diye. bu insanlar böyle işkenceler de çektiler.

    sen cezaevinde bilimsel makale yazan insan tanıyor musun? ben tanıyorum: tayfun hoca.

    bu adam bizim için çalışırken biz onu cezaevine sokup bağlama çaldırır, resim kursuna verdirdik ama şizofreni ile çalışmasına engel olduk.

    bilin istedim turkiye de neler yapıldığını. bu ülkede pezevenk olmak bilim insanı olmaktan daha kolay. bi iftiraya bakar.

  • başarısız olmasıyla büyük bir başarıya imza atan deney.

    deney, amerikalı fizikçiler albert michelson ve edward morley tarafından, o dönemde uzayı doldurduğuna inanılan esir ya da eter gibi isimlerle anılan bir maddenin varlığını ispatlamak için yapılmıştı ama bu iki fizikçi aksine, bu maddenin var olmadığını ispatladı.

    ***

    bir nehre girip karşı kıyıya yüzmeye çalıştığınızı düşünün. eğer nehirde akıntı varsa, sizin akıntıya karşı ya da akıntıyla aynı yönde yüzmeniz, karşıya geçme sürenizi etkileyecektir. eğer akıntıya karşı yüzerseniz, akıntı sizin karşıya geçmenizi geciktirir. akıntıyla aynı yönde yüzerseniz, karşıya daha hızlı ulaşırsınız. bu hepimizin bildiği, sıradan, günlük bir olay.

    interferometre kullanılan deneyde, eter rüzgârının, tıpkı nehirdeki akıntı gibi, ışığın hızını etkilemesi beklentisi önemli bir yer tutuyordu. bu aletin içerisinde yarı geçirgen bir ayna bulunur. ışığın bir kısmı bu ayna üzerinden yansır, diğer kısmı aynadan geçerek yoluna devam eder. yansıyan ve geçen bu iki ışık demeti farklı doğrultulara yönelirler ve yöneldikleri doğrultulardaki normal aynalardan yansıdıktan sonra bir ölçüm cihazına erişirler.

    ölçüm cihazına gelen iki ayrı ışık demeti bir girişim deseni oluşturur. eğer demetler cihaza aynı anda ulaşırsa düzgün bir desen oluşurken, demetler cihaza farklı anlarda ulaşırsa bu kez, oluşan girişim deseninde faz farkı gözlenir.

    eğer uzay, bahsi geçen maddeyle doluysa, bu maddenin rüzgârı ışık demetlerinin kaynağa ulaşma hızını etkileyecekti. beklenti de işte bu yöndeydi fakat görüldü ki düzgün bir girişim deseni oluşuyor. farklı zamanlarda da farklı bilim insanları tarafından gerçekleştirilen ve aynı sonuca ulaşılan bu deney, uzayın herhangi bir akışkanla dolu olmadığının kanıtıydı. özel göreliliğin temeli de bu sayede atılmış oldu.

  • hafta sonu fethiye ölüdeniz babadağda 1.800 metrede deneyimlediğim olay. hafif tırsarak gittim ama muhteşem eğlendim. korkanlar için söyleyeyim babadağa rallli modunda tırmanan minibüsler yamaç paraşütünden daha korkutucu. etrafımdaki herkesin yapma etme atlama ne gerek var muhabbetlerine kulak asmayıp. hector isimli şirketle sabah 7.30'da tırmandık. 1.900 metrede rüzgarın uygun olmaması nedeniyle 1.800 noktasına geldik. minibüsle çıkarken kuralar çekildi kimin hangi pilotla atlayacağı belli oldu. benim pilotum saffet bey'in 91'den beri bu işi yaptığını duymak rahatlatıcı oldu. bugüne kadar kimseyi havada bırakmadık esprileri de yapıldı tabi. öncelikle üzerinize uzun kollu bişeyler giyin zirve ciddi soğuk oluyor, atlayışın ilk 10 dakikası elimiz kolumuz soğuktan dondu. yanınıza ıvır zıvır yük herhangi bişey almayın. değerli eşyalarınızı fermuarlı ceplere koyun. hafif bişeyler yiyin tıkabasa karınla atlayanlardan baya bi çıkaran varmış, kahvaltıyı inince yaparsınız. atlayışta tek dikkat edeceğiniz şey pilot koş dediğinde koşmak. havalanmadan oturmaya çalışmak pilotu da sizi de zor durumda bırakabilir. koş dediğim zaten üçüncü adımda havalanıyorsunuz. havalandıktan sonra müthiş bir ölüdeniz manzarası bekliyor. müthiş keyifli bir görsel şölen. herhangi bir motorlu taşıt olmadan uçmak çok acayip keyifli bir duygu. manzara seyrederek aşağı doğru ufak ufak süzülüyorsunuz . korkacak herhangi bişey yok. o sırada pilot mütemadiyen go-proyla bi sürü fotoğrafınızı videonuzu çekiyor. zaten size soruyor akrobasi istermisiniz diye istemezsen süzülerek laylay lom iniyorsun. bu kadar çıkmışken denemek lazım isterim diyince wingoverlar spinler ile dünyanın kaç bucak olduğunu gördük. adrenalin manyağı olduğumuz akrobasi dakikalarından sonra süzülerek güvenli bir şekilde indik. inişte de pilot koş dediğinde koşup olayı tamamlıyorsunuz. atlayıştan sonraki bi kaç saat suratımızdaki aptal sırıtış devam etti. aklınızdan geçiyorsa mutlaka güzel bir havada yapın gerçekten çok keyifli.

  • böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan utanma sebebidir. bir arkadaşın facebook hesabından paylaştığı mesajı buraya alıyorum.

    "ben çok fazla sinir krizinin eşiğine gelmem. ancak bazen bu ülke öfkemi nereye koyacağımı şaşırtıyor! biz geçen sene(ben tema'dayken) 12 bilim insanıyla bir rapor hazırladık. konya kapalı havzadır, linyit madeni yaparsanız yer altı suyu basar dedik. enerji bakanı uyarılarınıza teşekkür ederiz dedi. yetkililer geldi, dinledi teşekkür etti. bundan 3 ay önce karaman ermenek'teki madende göçük oldu. 1 işçi hayatını kaybetti. göçüğün sebebi duvarlardaki basınçtı. yani büyük kazanın sinyaliydi, basın açıklaması yaptık. şimdi kimse bana çıkıp, karaman'da maden kazası oldu demesin. ben olanca sıradan vatandaş halimle kazanın geleceğini bu kadar önceden biliyorduysam; en azından benim konuştuğum tüm yetkililer de biliyordu! karaman'daki açık seçik: #kazadegilcinayet ! aha da tema'nın raporunu buraya koyuyorum; yapılması planlanan linyit madeni ve termik santral de budur! bundan sonraki tüm cinayetlerden sesini çıkarmayan yetkililer kadar, bu rapora rağmen kaza diyen sizleri de sorumlu bilirim!!"

    http://www.tema.org.tr/… santral rapor a5 baski.pdf

  • "maradona zaman zaman maradona oluyordu, messi ise her gün maradona." - jorge valdano