hesabın var mı? giriş yap

  • işte o kader mahkumlarının suçları;

    1- bilinçli taksir ile öldürme.

    2- her türlü nitelikli yaralama. (sonucu ölüm de olabilir)

    3- nitelikli hırsızlık.

    4- nitelikli dolandırıcılık.

    5- nitelikli yağma / gasp.

    6- çete faaliyeti.

    7- güveni kötüye kullanma. (iç etme, hacılama)

    8- karşılıksız yararlanma.

    9- mala zarar verme.

    10- hakkı olmayan yere tecavüz.

    11- haneye tecavüz.

    12- fuhuş, pezevenklik.

    13- çocuklara müstehcen yayın verme/satma.

    14- tehdit.

    15- alıkoyma.

    16- kaçakçılık. (insan kaçakçılığı dahil)

    17- sahtecilik (ilaç, ürün sahteciliği, evrakta sahtecilik dahil)

    18- rüşvet, irtikap.

    19- firar.

  • atina havaalanından çıkış:

    polis: nereye gidiyorsun?
    ben: istanbul
    polis: hayır, bizans
    ben: hayır, istanbul
    polis: bizans
    ben: istanbul
    polis: bizans demezsen gidemezsin
    ben: istanbul.. baksana, sen istanbul demezsen buradan bir adım bile atmıyorum
    polis: hadi git
    ben: istanbul demezsen gitmiyorum
    polis:...
    ben:..
    polis: tamam tamam istanbul hadi git
    ben: özür dileyeceksin
    polis: tamam özür dilerim

  • sevildiğine bi türlü ikna olamayan, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, seansı bitip de psikoloğun başka hastayla görüşmesini kabullenemeyen ve bu durumda bile kendini aldatılmış hisseden kişilik.

  • tepki vereceğim diye inanılmaz antipatik olup haklıyken haksız konuma düşmek konusunda feministlerin eline kimse su dökemez sanırım.

    adam bir minibüs şoförü. kendince arabasına binen kadınlara bir zarar gelmeyeceğini teminat altına almak istemiş, böyle bir yazı asmış. ne bekliyorsunuz cinayetin ardından bir gecede aydınlanma yaşayıp kadın ve insan hakları, namus kavramı üzerinde kendi içsel reformunu yaşamasını mı?

    sizin gibi düşünmeyen, sizin aldığınız eğitimi almamış herkese ve onların söylediği aslında iyi niyetli olan her şeye aşırı tepki göstererek bir şeyler elde edemezsiniz anca “ehh bunlara da yaranılmıyor” algısı yaratırsınız.

  • 28 yaşında trafik kazası sonucu yaşamını yitiren türk rock müziği solisti.

    iyi bir gençti. üniversitede bahar şenliklerine çok cüzi bir bütçe ile kim gelir kim gelir diye araştırırken ulaşıp konuşmuştuk, hatta dur rakam da vereyim, şebnem ferah'ın bir konsere 45.000 istediği bir dönemde, 3500 tl'ye sırf işimiz görülsün, gariban bir anadolu şehrinde, bahar şenliğinde gençler eğlensin diye "tamamdır" demiş bir gençti. gerçi o zaman daha dizi filan çıkmamıştı ama akademi yarışmasından herkes tanıyordu. tevazu sahibi, genç yaşta gelen şöhretle kendini bozmamıştı. allah rahmet eylesin.

  • annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.

  • reza zarrab'ın tahliye olduğu gün olması manidardır. hırsızın yatak odasına kadar girdiği söylentiler dahilinde.

    ayrıca ev demişim ama bildiğin yalı.

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.

  • bokun üzerine 'ekşi entryleri' yazdıkları iyi olmuş . ilk bakışta insan ekşicileri sinek kendilerini de bok olarak resmettiklerini düşünüyor çünkü.

  • çok genel bir soru aslında bu, hangi şehirlerden araba alınır ya da alınmaz. aslına bakılırsa sorunun cevabı basit fakat bir o kadar da önemli olabilir.

    antalya'da doğup büyümüş bir otomobilin yıllarca yemiş olduğu sıcak pek hayra alamet değildir. tam tersine erzurum'dan alınacak arabanın da yediği soğuk. yine bir noktada sıkışık olan istanbul trafiğinde dur kalk yapmış bir otomobilin motor çalışma saati farklı olur. örnek olarak, afyon'da bir otomobil 10 kilometre mesafeyi 10 dakikada alıyor ise, istanbul'da bu süre bir saati bulabilir. araç göstergede kilometre yapmamış fakat kullanılan yağın değişimi kilometre saatine uyarak yapılmıştır. afyon'da bulunan aracın motoru bir noktada daha temizdir. motor çalışma saati gerçekten çok önemlidir. fakat şunu unutmamak gerekir; bir otomobil uzun yıllar küçük bir şehirde bulunmuş ve sonradan kalabalık bir şehre getirilip yine orada satışı yapılıyor olabilir. araştırmak gerekir.

    sıcak bölgelerden alınan otomobillerde kozmetik ile ilgili sorunların gözlemlendiği doğrudur. güneş yanığı, torpido çatlaması, döşemelerin solması ve vernik atması gibi. yine çok sıcak bölgelerden alınacak bir otomobilin motoruna da detaylı bir şekilde baktırmak gerekebilir. özellikle birçok arabanın conta yaktığı, hararet yaptığı veya rektifiye görmüş bir motora sahip olduğu bilinen bir durum. biliyoruz ki; kapağı taşlanmış bir otomobilin ikinci şansı olmayabilir.

    nem oranı yüksek, denize çok yakın mesafede bulunan ya da sürekli yağış alan bir bölgede kullanılmış bir otomobilin de metal aksamları zayıflamış ve çürümeye başlamış olabilir. özellikle sel geçmişi olan bölgelerden araç alırken çok daha detaylı bir araştırma içine girilmesi gerekir. ülkemizde maalesef çok sayıda sel hasarlı otomobil satışı yapılmakta ve sel hasarlı bir otomobil ise alıcı kişinin hayatını karartabilmektedir.

    yolları parke taşı ile döşenmiş bir şehirden otomobil aldığınızda yine alt düzen ile ilgili sorunlar yaşamanız da muhtemel. örneğin çok küçük ilçeler, kasabalar, köyler. bu şimdi saçma gibi görünse de, yolları köstebek yuvası haline gelmiş bir şehirden alınacak otomobil size alt düzen ile ilgili bir dünya masraf açabilir.

    soğuk bölgelerden alınan otomobilin motorunda ise daha fazla aşınma gözlemlenir. yani motorun ömrü bir noktada daha kısa olur denilebilir. çünkü soğuk yağ ile motorun çalıştırılmış olduğu gerçeği asla gizlenemez bir durumdur. ben hem antalya'da, hem novosibirsk'de tamircilik yapmış biri olarak bunu size net olarak söyleyebilirim. ayrıca bunun içerisine şanzıman da giriyor maalesef. yine soğuk bölgelerden alınan otomobillerin plastik aksamları kırılmaya daha müsait olur. sıcak bir şehirde bulunan bir otomobilin tamponu biraz esnerken, soğuk bir şehirde bulunan aracın tamponu yumurta kabuğu gibi kırılabilir.

    sıcak bölgelerden alınan otomobilin motorunun içi çamurlaşmış ve pas içindeyken, soğuk bölgelerden alınan otomobilin motorunun içi ayna gibidir. çünkü soğuk bölgede antifiriz kullanılmış, sıcak bölgede ise çeşme suyu doldurulmuş olabilir. alırken bakmak gerekir.

    görüldüğü gibi her bölgenin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. fakat ben şahsen 100 bin kilometrede bir aile otomobilini istanbul'dan alacağıma, afyon'da 200 bin ve fazlasını yapmış bir otomobili tercih ederim. fakat en önemli kriter kullanıcıdır. kullanıcı arabasına dikkat etmediyse yapılacak bir şey yok maalesef.

  • müthiş tavsiye ancak negatif insan nedir onu anlamak lazım. sizi yapıcı eleştiren arkadaş negatif değildir. bir planda sorunu sezebilen, stratejideki delikleri görüp düzelten adam negatif değildir. hak gördüğü yerde sizinle tartışmayı ksrşı çıkmayı göze alan arkadaş negatif değildir.

    negatif burada toksik insandır. sizi aşağı çeken, çözüm çıkış yolu sunmayan veya umutsuzluk aşılayan insandır. yanlış anlayıp da etrafınızı herşeye tamam diyen polyannacı düdüklerle doldurmayın. bunlar da sizi aşağı çektiği için olumsuz laf etmiyor gibi gözükse de sizin hayatınız için negatiftir.

  • netflix’in ucretsiz bir uyeligi mi vardi? deneme suresini kaldirmistir. basligin acilma sekli de enteresan, baslik sahibinin de iyi somurdugunu dusundurdu bana