hesabın var mı? giriş yap

  • aynı yazarın, benzer hikayelerinden biri. okuyun entrylerini anlarsınız ne demek istediğimi. ya aldatır, ya aldatılır.
    kitap yazsana aslanım sen, buralarda heba oluyorsun.

  • açık ara en sevdiğim satranç oyuncusudur tal. oyununu genel olarak değerli taşları feda ederek rakibin savunma dengesini bozma üzerine inşa etmiş ve bu sayede bir efsaneye dönüşmüştür. tal'ın hamlelerinin çılgınlığına kıyasla tarihin en saldırgan hücum oyuncusu olan kasparov bile makul ve öngörülebilir bir oyuncu olarak kalır.

    ilk dönem maçlarında yaptığı at, fil ve kale fedalarını rakipleri memnuniyetle kabul ederken şöhretinin arttığı sonraki zamanlarda bir piyon bile almaksızın sunduğu vezirini yemekten kaçınmaya başlamıştır insanlar.

    satrancın ronaldinho'su, magic johnson'ı gibidir mihail tal. gelmiş geçmiş en büyük satranç dehası değildir belki ama oyunu en estetik oynayan ve izleyenlerde en çok hayranlık uyandıran adam olduğu -bana göre- kesindir.

  • "sanırsın 1 lira 2 dolar olmuş, bu neyin sevinci amın feryadı" diye cevap verme hakkını saklı tutan ekşicidir herhalde.

  • insanın kaybetme duygusunu kaybettiğinde nasıl özgürleşip çevresindeki şerefsizleri maymuna çevirebileceğinin kitabını yazmış bir idoldür.

    limonla ayı abbas'ı madara etmişliği vardır.

  • şüphesiz burada bir çoğumuzun küçüklüğünü beraber geçirdiği şeker, herkesin ayrı mutluluğu anısı olmuştur, benim kabusumda bir başlangıçtı. şöyle;

    bir gün yumiyum almak için babamın cebinden para çalmıştım. bir kaç tane yumiyum aldim geldim eve annemle babam mutfakta bekliyor. annem aynen şöyle;

    a: oğlum babanın cebinden sen mi çaldın parayı?
    o: yumiyum çekti aney canım uyuyordunuz almaya gittim.
    b: sen benim cebimden para çalıp yumiyum almaya utanmiyormusun?

    ulan sanki hidrojen bombası aldık altı üstü yumiyum lan bebeyim daha ben. ama işte sarpa sardi babam beni abiler'e vermeye karar verdi. ulan sırf yumiyum yedim diye dinsiz imansız olduğum kanısınamı vardı ne yaptı bilmiyorum cebinden para çalıp bira alsam "babaaaa sana bira aldım" reaksiyonu; oo ne güzel aslan oğlum olurdu. ama yumiyum alınca dinsiz imansız ateist kanısına vardı. neyseki abiler maceram kısa sürdü adamlar tahammul edemediler fazla bana artık sen hafız oldun diyip yollamışlardı. ama hayat bana birşey öğretti, 8 yaşındaysanız yumiyum almak gerçekten zordu..

  • yıllar önce makyavel taktikleri vermiş zaten. bizzat uyguladığım için %100 işe yaradığını söyleyebilirim.

    1) iş hayatında bir şeyi kontrol etme gücüne sahip olana kadar asla yüzünü belli etmeyeceksin. kimseyi kesinlikle yakın arkadaşın olarak görmeyeceksin. ismi üstünde onlar "iş arkadaşı".
    2) erkekler iyi anlar beni aynı askerlik gibi ortada bir yerde duracaksın, ne çok silik olacaksın ne de her işe koşacaksın. her zaman delta-pozitif olacaksın.
    3) en önemlisi ise ne olursa olsun iş hayatını ciddiye almayacaksın. yoksa seni ele geçirir ve bu mutsuzluk hayatına yansır.

    özetle işi yapılması gereken, sana gelir sağlayan yan bir şey gibi düşünmek en doğrusudur ki buna profesyonellik denir. ne demişler? "iş işte kalır."

  • an itibariyle resmi rakamlarla 95 kişinin ölüp 246 yaralandığı türkiye tarihindeki en kanlı terör saldırısının üzerinden daha 24 saat bile geçmemişken doğal olarak bir gram umrumda olmayan köşe yazısıdır.

    yine de okuyanlara hayırlı olsun.eminim çok değerli (!) şeyler yazmıştır pucca.

    edit:imla

  • osmaniye'de hortumda uçan şemsiyeyi tutmaya çalışanca, şemsiye ile birlikte bir süre uçan adamdır.
    çok sürrealist bir video çok.

    böyle buyursunlar

    edit: ''baktım giderek yükseliyorum, kendimi aşağı attım'' diyerek süreci daha sürrealist açıklamış.

    sağlık durumunu soranlar, ''zamanında kendini boşluğa bıraktığı için bir sorun yokmuş.''