ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türk rap'çilerinin boş konulardan bahsetmesi
-
ana akım rap'çilere baksan "benim kalemim keskin, dudaklarım namlu, lafımı esirgemem, korkum yok kimseden" triplerinde takılırlar ama
- ya birbirine söverler (diss atıp),
- ya kendilerini överler (cepte para, altımda limo, yanımda kızlar vb.)
- ya hayali düşmanı döverler ( sözleri yalan inanmayın, pişman olacak hergele, çıkamaz karşıma vb. *)
vb. vb. vb.
arkadaş hiç mi yaşadığınız topluma ilişkin bir şarkı yapmazsınız. adaletsizlikle, pahalılıkla, çocukla, kadınla... bir iki istisna hariç bomboş içerikler.
ondan sonra şöyle süperim, cesurum, aslanım diye boş muhabbet yapmayın.
edit: şanıser yapıyor, hakkını yeme diye sayısız mesaj aldım. bir kaç istisna var biliyorum. suya sabuna dokununca insanlar da sanatçıya sahip çıkıyor.
edit 2: başlığa yazılan ve gönderilen mesajlardaki sosyal içerikli şarkılardan ciddi bir oynatma listesi oluşturulur. gerçi bazı rap şarkıcılarını yakın arkadaşları dışındakilerin tanıdığını zannetmiyorum. ailelerinin dahi haberi yoktur kimi isimlerden. rap müziğin başkaldıran ruhunu yansıtan şarkılar totalde %5'i geçmez.
eve gelen ustaya verilen tipi kaymış terlik
-
terlikler dünyasının arafında yer alan bir terlik türü. bu terlik, ne bizim evde giydiğimiz terlikler kadar rahat ne de misafir terliği
kadar yenidir. genellikle ayakkabıların, terliklerin olduğu dolabın en arkasında bir yerde bir suçluluk vesikası gibi durur. bu terlik, bizim giydiğimiz yahut misafirlerin giydiği terliklerin artık tipi tamamen kaymış bir versiyonudur. bu terliği eve gelen bir usta giydiği zaman artık ne kendimiz giyeriz, ne de misafirlere giydiririz. usta terliği olmuştur o bir kere... maşallah ustaların ayakları da genelde kar canavarı yeti gibi olduğu için zaten eskimiş terliğin tipi usta giydikten sonra iyice kayar.
eve gelen kibar usta, "yalnız şöyle bir terlik alabilirsem" diye bizden terlik rica ettiğinde, ya da mahcup bir şekilde ayakkabılarını çıkartırken, usta gelecek diye hazırladığımız terlikleri şakkadanak çıkarırız. "buyur usta, terlik vereyim sana, rahat et" deriz. sanki o an düşünmüşüz gibi... oysaki o terlikleri çok önceden ayarlamışısızdır biz usta için... bunlar bizim eski terliklerimizden ya da yamulmaya başlamış misafir terliklerinden türetildikleri için eve gelen ustanın ayağında biraz komik gözükebilir. şirinlik olsun diye dil çıkaran köpekli pofuduk terlik almışız, eskimiş, hemen ustaya verilecek terlik yapmışız... lan yılların tesisatçısının ayağına yakışıyor mu şimdi o pofuduk terlik? bu adam yaşar usta gibi dellenip dokunma köselelerime, dokunma kunduralarıma diye lokma anahtarla omurilik soğanımıza vursa? ondan sonra allah korusun hangi pozisyondaysak öyle kalabiliriz ömür boyu. lise biyoloji kitaplarında yazar bu... bu vesileyle geçmişteki hatalarım için tüm ustalardan özür diliyor, hepsini tek tek öpüyor, sevgiyle kucaklıyorum. helal olsun size bir dikişte içtiğiniz bardak bardak soğuk sular...
plaza dili ve edebiyatı
-
işyerinde ilk girdiğim toplantılardan birinde sonlara doğru ekip arkadaşımın ettiği şu cümlenin kurulduğu lisan;
"bu istedikleriniz sizin için nice to have mi?yoksa must mı?"
900 kişiye 1 doktor 800 kişiye 1 atatürk heykeli
-
893 kişiye 1 cami olan ülkede hesaplanması saçma olan istatistiki bilgi. caminin maliyetiyle heykelinkini karşılaştırmaya hiç girmeyelim.
190 cm boyun orta boy olduğu ülkeler
-
(bkz: ekşisözlük ülkesi)
gibi replikleri
-
"kardeşim ben senin yılgın bir hoşgörüyle beni benimsemene mi kaldım?"
işi gücü olmasa evden çıkmayacak olanlar kulübü
-
uye olmak icin umarim evden cikilmasi gerekmeyen kuluptur.
insan vücudunda olması istenen özellikler
-
hafızaya full erişim. istenilen bilgilerin kaydedilebilip, istenmeyenlerin silinebilmesi.
yağ yakma işleminin istenildiği zaman manuel hale gelebilmesi.
adrenalin kontrolünün aynı şekilde istenildiği zaman kontrol altına alınması.
uyku moduna geçmenin tamamen kullanıcıya bırakılması.
ali ağaoğlu'nun hürriyet gazetesine verdiği ilan
remi gaillard
-
tam bir "şehir anarşisti". deli bir fransız. harika fikirleri, bunları uygularken kendisini çekecek bir kameramanı ve süper bir kondisyonu var.
videolarını kendi sitesi olan http://www.nimportequi.com/ 'da yayınlıyor. youtube'un açık zamanına denk gelirseniz; benim tavsiye edeceklerim şunlar-adlarını da yazayım da kapalı zamanında isimden bulabilin:
"disco elevator" http://www.youtube.com/watch?v=ukspudpe0u8 : bu videoda remi hiçbir şeyden habersiz asansör bekleyen kurbana bir sürpriz yapıyor. içerideki tipler de, hareketler de süper!
http://www.nimportequi.com/…opupnew.php?id_video=14 : bu da reggae asansör...
"soccer player impositor" http://www.youtube.com/watch?v=lkbuoemuvtk : bu videoda ise fransa liginde şampiyon olan takımın şampiyonluk turunu vs.yi izliyoruz. remi'yi de futbolculardan biri gibi tur atarken, cumhurbaşkanının tebriklerini kabul ederken, hatta bir televizyonla röportaj yaparken ve izleyicilere imza dağıtırken... hem de üzerinde takımın formasıyla alakasız bir forma olduğu halde!
"tennis player impositor" http://www.youtube.com/…tszecx2cz88&feature=related : burada da tenise el atmış; teke tek maça üçüncü olarak çıkıyor!
"beijing 2008" http://www.youtube.com/watch?v=n9aprjtwwtu : olimpiyatlara katılacak bir atletmiş gibi şehrin çeşitli yerlerinde antrenman yapıyor, bir de üstüne herkesten alkış alıyor!
"chicken funeral" http://www.youtube.com/watch?v=hyjiahpdrms : tavuk kılığında piliç çevirmelere çiçek bırakıyor!
izleyin; neden gülmekten karnımın ağrıdığını anlayacaksınız. (bu da reklam gibi oldu ama neyse...izle sen yine de)
istanbul'daki martı problemi
-
neredeyse entry bitene kadar scooter sandığım problem.