hesabın var mı? giriş yap

  • adının sandviç olmasıyla şaşırtmış sandviçtir. oysa "izmir'de sandviçe fikipört derler" gibi bir şey beklerdim ben.

  • maalesef ülkemizde bir hastalık halini almış olan takip mesafesi kuralına uymamaktan kaynaklanmış olduğunu düşündüğüm üzücü kaza.

    yetkililerin acil olarak önlem alması gerek çünkü ülkemizde kimse takip mesafesi gibi trafiğin en hayati kuralına uymuyor. aksi gibi uyan kişileri de enayi olarak görüp bıraktıkları mesafeyi saygısızca doldurarak kurunun yanında yaşın da yanmasına sebep oluyor bu saygısızlar.

  • ''sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsata müteşşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. nasıl razı olunur böyle bir yaşama?''
    charles bukowski

    ''hergün işe gidiyorsun. akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında alabildiğin tek şey koltuk takımı.
    gerçekten acınası bir durum.''
    tyler durden

    ''nabıcan mecnun ekmek parası.''
    ismail abi

  • gold digger olacaksanız da böyle olun kızlar. en azından barzo gibi alaçatı'da beach club'a gitmiyor.

  • yaşları hakkında ziyadesiyle bilgi sahibi oldum;

    -ilkokuldayım. sarp apak geldi. naber dedi. çok utandım.

    olm yumurtadan çıkar çıkmaz sözlüğe mi geliyonuz nedir bu amk

  • birinci dünya savaşı sırasında, siper mücadelesinin en korkunç taraflarından biri; zehirli hardal gazı denen sarı bulut gazıydı. gaza maruz kalanların nefes almasını engelliyor ve gözlerini yakıyordu, gaza maruz kalan ciltlerde ise büyük kabarcıklar oluşuyordu.
    bilim insanları çaresizce bu korkunç savaş silahı için ilaç geliştirmeye çalıştılar. bu süreçte gazın hasta askerlerin kemik iliklerine geri dönülemez bir biçimde zarar verip, kan hücresi üretme yetisini durduğunu keşfettiler. fena etkilere rağmen bu bilim insanlarına bir fikir verdi.
    kanser hücreleri ve kemik iliğinin ortak bir noktası var ; ikisi de hızla çoğalıyor. 1930 larda hardal gazından elde edilen bileşimleri kanser hastalarının damarlarına enjekte ettiler. zarardan çok yarar sağlaması için çeşitli deneyler yaptılar. bu oldukça zaman alsa da ikinci dünya savaşında ilk kemoterapi ilaçlarını keşfettiler.