hesabın var mı? giriş yap

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • hiç biriniz bayram sabahı 6:38 de bir şeyler çıkar umuduyla çöp karıştıran insandan yalnız değilsiniz, sabah gördüm namaza giderken içim parçalandı mk.

    tanım: sorgulatır.

  • özünde çok iyi bir insan ama sahaya çıkınca kendini kaybediyor, eşi bazen "onu tanıyamadığını" söylüyor. biliyoruz ki direksiyon başında da kendini kaybediyor, muhtemelen halk ekmek sırasına girse orda da kendini kaybedecek ama özünde iyi bir insan. benden iyi mi? muhtemelen, hayatın kimi nasıl ödüllendirdiğine bakılırsa benden milyonlarca kez iyi, tıpkı patronum gibi, ya da hafta sonu sevgilisiyle sinemaya gidecek lise talebesi gibi. bi ben kötüyüm, allah başka dert vermesin.

  • gece 2 suları...

    ben: öğğğğürrrehhh öğğğürrrehhhh... anniii... annieee

    annem: aman oğlum n'oldu?

    ben: ehhhhöğğğ...

    annem: kuzum n'oldu? hamdi uyan... çocuk çok fena

    baba: ....

    annem: uyan çocuk istifra ediyor...

    baba: haynn... istifra mı ediyor? eder tabi... it duruyor bunlar durmuyor. güneşte gez, top oyna terle, kola cips, cips kola, kola cips... celibon... terli terli... güneşin altında... kola cips, cips kola ....

    ben: öğğğğğüüüreeeehheeyyy.....

    annem: yavrum gel banyoya...

    baba: bi' daha kola içmeyeceksin lan... kola cips, kola cips, kola cips... ne lan bu????? yok artık kola mola....

    ben: öğğğğüüüüeerrriyyyyy... (içses: annemi daha çok seviyorum)

  • psikodrama konusunda eğitimli , yeterli sürede dramaya katılmış ve drama yönetme yetkinliğine erişmiş kişilerce de yönetilebilir. gruplar halinde önceden belirlenmiş seanlar yapılır. amaç kendi iç dünyanıza başkalarının size ayna tutması ile girmek çelişkileri ve çatışmaları çözerek daha güçlü, daha olgun ve sağlıklı olmaktır. seanslarda katılımcılardan biri olumlu ya da olumsuz bir deneyiminin ana hatlarını verir ve hangi rolü kimin oynamasını istediğini söyler. ve olay canlandırılır. gerek olayı esas yaşamış olan kişi gerekse de benzer deneyimleri olan kişilerin yoğunlaşarak ( o kadar ki katıla katıla ağlayanlar görülmüştür) ilk deneyimlerindeki hislerini tekrar yaşaması ile daha önce yaşanan olayda çözümlenmemiş, iç dünyada hapsedilmiş duygular yüzeye çıkar, çözüme kavuşur ve bu her seans tekrarlandıkça herkes kendinden birşeyler bulup çözüp rahatlayarak adım adım kendisi ve iç dünyası ile yüzleşip barışır

  • evet, akdeniz'deki üretim patlamasıyla alakalı. malum, bizim çiftçi yan komşunun malının para ettiğini görünce ekonomi bilgisi olmadan oraya atlar. sonrası arz, talep falan işte. eğer ihracata gitmezse komşu çiftçinin sattığı fiyata satamaz.