hesabın var mı? giriş yap

  • benim küçük bir kedim var. onu izliyorum bazen;

    mama koyuyorum bayıla bayıla yiyor, sonra kendim için bi yiyecek hazırlıyorum hemen kafayı döndürüyor, koşa koşa yanıma geliyor, o yemeği de tadayım diye gözümün içine bakıyor, deliriyor resmen. maması falan tamamen yalan oluyor. aklı fikri benim yediğimde. daha mı güzel acaba diye merak mi ediyor nedir.
    veya yerde peluş ayıcığı ile oynuyor, sonra bi top atıyorum halıya, o ayıcığı anında satıp topla oynamaya gidiyor, bazen karar veremiyor manyak oluyor, iki oyuncakla birden aynı anda oynuyor. bi süre sonra iki oyuncaktan birini tercih edip gerçekten istediğinin yanına gidiyor. daha çok sevdiği oyuncağı önünden aldığımda ise, diğerine; daha az istediğine geri dönüyor, ama o neşeli halinden eser yok.. oynuyor ama sanki mecbur, sanki zorunlu. ne kendini oynadığı oyuncağa verebiliyor ne de aklını benim önünden aldığım oyuncaktan kurtarabiliyor. ama o kedi, mutsuz olmuyor, düşünemiyor çünkü.

    düşünüyorum da bazen küçücük bir kediden bizi farklı kılan ne var? hiçbir şey sanki..
    mutsuzluk kader mi tercih mi? alternatifler azalmayacak bu belli, o zaman telkin şart.

  • nba'in tarihsel gelişimini de göz önünde bulundurarak değerlendirme yapıldığında ilginç benzerlikler bulunabilecek eşleşmelerdir.

    aynı zamanda hem tartışmalı hem de tartışmasız kabul görecek büyük benzetmelerle başlayalım.

    (bkz: michael jordan) - (bkz: mustafa kemal atatürk): alanlarında bir devri kapatıp yenisini açmış, tartışmasız liderler. bence adlarını yan yana yazmak bile yeterli, fazla açıklamaya gerek yok.

    (bkz: lebron james) - (bkz: recep tayyip erdoğan): tartışmalı ama liderler. ikisi de kariyerleri boyunca aldatılmamış ve aldatmamış. bence adlarını yan yana yazmak bile yeterli, fazla açıklamaya gerek yok.

    (bkz: shaquille o'neal) - (bkz: süleyman demirel): oyunu domine etmiş, bunu yaparken güldürmüş. zaman zaman güldürürken düşündürmüşlerdir ikisi de. gene de o'neal'ın sevenleri daha fazladır muhtemelen.

    (bkz: kobe bryant) - (bkz: bülent ecevit): inönü sonrası dönemde aynı gemideki başka biriyle çekişmeli bir mücadeleye girmiş ecevit, sanırım çekiştiği rakibi takımdan ve oyundan gittikten sonra bir süre daha ortamlarda takılmış kobe bryant'ın güzel bir eşleniği olurdu. kariyerinin sonundaki yorgun kobe, yorgun ecevit'e kıyasla daha efektifti ama.

    (bkz: tim duncan) - (bkz: kemal kılıçdaroğlu): belli bölgelerde çok etkili ve klas stilleri olmasına rağmen genel geçer benimsenmişlikleri olmayan başarılı liderler. sessiz sessiz işlerini yaparlar. birinin istifası istendi, diğerinin artık takas olması gerektiği söylendi.

    (bkz: greg oden) - (bkz: cem uzan): yirmi yıl nba'i domine edecek pivot geliyor diye anlatılan ama talihsiz sakatlıklarla kariyeri başlamadan biten adamla sansasyonel çıkışların, büyük ümitlerin reyiziyken bir anda sürgüne gitmek durumunda kalan adamın benzerliği.

    (bkz: derrick rose) - (bkz: abdullah gül): bence güzel bir benzetme.

    (bkz: deron williams) - (bkz: selahattin demirtaş): tribünlerin gazını almayı bilen iki kişinin eşleşmesi. williams da sonunda kazanan tarafta olmayı seçti. bakalım selahattin demirtaş'ın yapamadığını yapacak mı göreceğiz.

    (bkz: karl malone) - (bkz: deniz baykal): utah senatörü ve antalya vekili. biri chicago şampiyonluk davasında karşı tarafın avukatıydı, diğeri ergenekon davasının avukatı. ikisi de güzel şiir okur, challenger'dır ama boynu bükük ayrılmışlardır davalarından. baykal'ın yanında önder sav'ı, malone'un yanında stockton'ı vardır.

    (bkz: kevin durant) - (bkz: devlet bahçeli): 40 yapar, mehapenin bilmem kaçıncı yılı, kendi iktidarında dahi çük falan diyip yirmi yıldır yüzde 14 üstüne çıkamayan bir bahçeli ile sürekli konferans yarı finalinde tokatlanmaktan bıkıp en büyük rakibinin yanına gidip ikinci adam olmayı sindirmiş bir baksetbolcu.

    (bkz: allen iverson - mustafa sarıgül): biri philadelphia'nın baltimore'un sokaklarnda köprü altında adının graffitisi yapılan asi çocuk, diğeri çare sarıgül. popülizmi iyi bilen, başarılı sanılmaya yakın başarısız sansasyonel ünlüler. alçak gönüllülükleriyle bilinmezler. üçüncü tekil şahıstırlar.

    (bkz: dirk nowitzki - kemal derviş): uzaktan şut sokan uzunların en iyisiyle uzaktan gelip ekonomiyi şahlandıranların en iyisi. ikisinin de kariyer eğrileri sağa yatık normal dağılım eğrisi gibi.

    (bkz: vince carter - doğu perinçek): nba'deki uçan kaçan, hareketli oyuncu ekolünün önde gelen temsilcilerinden olan vince carter, kariyeri boyunca inanılmaz dönüşümler geçirmiş ve inatla basketbolu bırakmazken politik hayatı çalkantılardan geçilmeyen ve ısrarla siyaset yapan perinçek. perinçek'in sevenlerinin azlığı ayrıştıkları nokta. ancak şu aralar carter ne zaman 360'ı vuracakmış gibi sıçradığında heyecanlandırıp basit bir lay up'la motion'ı sonlandırdığında ne hissetiriyorsa perinçek de zaman zaman yaptığı çıkışların arkasının tatmin edici gelmemesiyle aynı şeyi yaşatıyor.

    (bkz: yao ming - turgut özal): popülizmle, oy potansiyeliyle her sene all-star seçilen bir pivotla; yollar, köprüler, icraatler yapan ve karşılığını oy ve cumhurbaşkanlığıyla alan bir siyasetçi. kariyerleri çok uzun sürmedi ama hatıralarda yer ettiler. yao'ya karşı daha bir nötrken insanların geneli, özal'ın seveni de sevmeyeni de çoktur.

  • fatih altaylı: türkiye'de cumhuriyet'i savunanlar var.
    ilber ortaylı: evet.
    fatih altaylı: fakat bu ülkede cumhuriyet'e sövenler de var.
    ilber ortaylı: onlar gerizekalı.

  • arefe günü mezarlık ziyareti yaptık. aynı soyadını da taşıdığım akrabamın başında türk bayrağı vardı, mezar taşında da şehit yazıyordu. orada yalnız başına yatıyor. yaş 21. sizin kobaninize de, özgür kürdistanınıza da, barışçıl siyasetinize de üç nokta koyarım...

  • kaynak kodları da yayınlanmıştır.

    // türkiye - ab ilişkileri
    // yılmaz özdil

    #include <iostream>
    using namespace std;

    int main()
    {
    int yil;
    cout << "1 ocak" << endl << endl<< endl;
    cout << "1 ocak 1958, ab kuruldu." << endl << endl;
    cout << "1959, türkiye başvurdu." << endl;

    for (yil=1960; yil<2011; yil++)
    {
    cout << yil << endl;
    }

    cout << "1 ocak 2011..." << endl;
    return 0;
    }

  • ne desinler size daha lan?
    ayaklarınıza kapanıp yalvarsınlar mi? tam olarak ne duymak istiyorsunuz!?

    deprem olmadan, deprem ülkesiyiz amklarım, önlem alın, bütçe ayırın demediler mi? dediler.
    bilim insanlarını tv'de, bld başkanından yardim ister hale getirdiniz ve hala utanmadan açıklama mi istiyorsunuz.

    tek adamınız erdoğan yapsın açıklamayı. neden evler yıkıldı? depremde neden insanlar arabalarında bekliyor? bir daha deprem olur mu? olursa ne olur?
    erdoğan'a sorun çünkü belliki o daha iyi biliyor.

  • komutan ayak üstü askerlerle muhabbet ederken içlerinden birine soruyor:

    -safter oğlum ne zamandan beri beraber bunlar?

    -kimler komutanım?

    -kaşların.

  • 18-19 yaşlarımdayken yaşadığım utanç verici bir olay ile yaşadığım andır.
    (ön bilgi: fazla kilolardan muzdarip bir kızcağızdım o zamanlar)

    kalabalık bir bijuteri dükkanında takılara bakıyordum. dükkan sahibi de iki adım ötemde, bir arkadaşı ile sohbet ediyordu. gözüme takılan bir küpeyi elime aldım, standın arkasında diğer bir renginin daha olduğunu görüp, onu da incelemeye başladım. bu sırada dükkan sahibi bana bir şeyler söyledi. ne dediğini anlayamadığım için, "bana mı dediniz?" dedim.

    böyle dememle adamın yüzünün bembeyaz kesilmesi bir oldu. birden özür dilemeye başladı. "yok hanımefendi size demedim yemin ederim" (bu arada adamın bu aşırı tepkileri üzerine etraftaki herkes bizi izlemeye başladı) "yemin ederim hanımefendi size demedim, arkadaşın soyadı tosun biz ona hep öyle tosun diye hitap ederiz"...

    dışarıdan bakınca şöyle bir diyalog olmuş:

    -tosun
    -bana mı dediniz?

    iyi ki efendim dememişim :(
    oooff offf...

  • 11 eylül saldırısını müteakiben müslüman kelimesine kin bilenirken muhabirin biri muhammed ali'ye;
    - teröristlerle aynı dine mensup olmaktan dolayı ne hissediyorsunuz? diye bir soru yumurtlar.
    - siz hitler'le aynı dine mensup olmaktan ne hissediyorsunuz? cevabı ile omleti eline alır.