hesabın var mı? giriş yap

  • yemek siparişi verilen bir platformda "sümük gibi" yazıp bu yorumun kabul göreceğini bekleyen, hırsını kaba ve saldırgan bir üslup ile çalışandan çıkaran bir adet tüketici barındırır.

    haklı olmayı bile beceremiyorsunuz.

  • zafer partisi uyelerinin ve ümit özdağ'in sehre girisi hatay valisi tarafindan cikatilan şaka gibi bir talimatla hatay sinirinda jandarma tarafindan engelleniyor su anda. ümit özdag jandarma kontrol bölgesinden ayrilmayacagini, girmelerine izin verilene kadar bekleyeceklerini acikladi biraz önce. bu olay muz cumhuriyeti'nde bile olmayacak türden bir olay.

    (bkz: tek parti rejimi)

  • yeni bölümüyle biraz güldüren, sonrasında hem hüzünlendirip hem de bugüne geliş süreçlerini epeyce aydınlatan enfes dizi.

    bir beş sezon daha yazın çekin yaşlanmadan.

    --- spoiler ---

    - ersoy'un 600 lira bulunamadığı için saçının döküldüğünü öğrendik, kullandığı ve birden bırakamadığı ilaç muhtemelen minoxil, o da kullanıldığı müddetçe saç çıkarıp bıraktıktan sonra daha berbat hale getiren bir ilaç, azaltarak bıraktırıyorlar.

    - ersoy'un kırtasiye serüveninin başlangıcını öğrendik(ilk 4 yıl sadece gıda karşılığı ama para alana kadar dayak yok) mustafa abi beni dövüyordu dediği ve yılmaz'ın da “dövdü demiyor bak dövüyordu diyor bu bir süreç yani” dediği olayı tamamen aydınlatmış olduk.

    - ersoy ve ilkkan'ın sigarayı yokluktan bıraktıklarını fakat yılmaz'ın açken bile hatta gitarından bile vazgeçtiği halde sigaradan vazgeçemediğini gördük.

    - yılmaz'ın belçika'daki teyzesinin evine nasıl geçtiklerini gördük(şimdi oturdukları ev).

    - yılmaz'ın bitcoin vermeyi teklif eden enver abiyi sallamadığını ilkkan'ın da onu desteklediğini gördük(keşke alaydın be yılmaz'ım*)

    - yalvaç'ın vücutçu yalvaç oluş sürecinin başlangıcına şahitlik ettik, iki aylık heves sokağa atılan para bunlar diyen ersoy ve yılmaz'ın yine öngörüleri boş çıkmış oldu(yalvaç halen devam ediyor).

    - ilkkan yılmaz'a verdiği sözü tuttu ve gitarını geri aldı muhtelemen, sonraki bölümlerde yılmaz'ı gitarıyla gördük.

    - yılmaz'ın gitarı sattıkları an ne verdikleri paraya ne de gitara bir daha bakmadan dümdüz dükkandan çıkışı en vurucu sahneydi benim açımdan.

    --- spoiler ---

  • sözlükte, moderasyon açısından ters tepti bence kondüktör uygulaması. ilk başta şöyle bir şey düşünülüyordu: kondüktörleri alalım hem insanlar beklemekten kurtulsun, hem de çaylak inceleme/onaylama gibi ekstra bir yükten kurtulalım. ama kondüktörler o kadar hızlı çalıştı ki artık yeni yazar alımları ile günde binlerce yazar sözlüğe giriş yapmaya başladı. haliyle günlük yazılan entry ve açılan başlık sayıları da çok büyük oranda artış gösterdi. bunların içinde de hatalı entry oranı o kadar yüksek ki.

    bu uygulama başladığı günden beri o kadar çok gözüme çarptı ki ispiyonlanan, silinen entryler. artık moderatörlere çok daha fazla iş düştüğünü tahmin ediyorum. bir önceki entryde aynı şey yazılmış olmasına rağmen tekrar aynı bilgiyi ısrarla gireni mi dersin, atıyorum, güzel bir manken hakkında yüzlerce entry girilmişken 355. entrye "güzel kadın" diye tanım yazanı mı dersin, insanlara gg kapsamında olduğunu bilmeden hakaret edeni mi dersin, imla hatalarıyla açılan başlıkları mı dersin, aramaya zerre inanmadan yeni başlık açanı mı dersin, hepsi fazla fazla var artık. modlara kolaylıklar diliyorum bu hususta.

    bir de bu uygulama sonunda artık şöyle bi olay da var, kondüktörler bu gazla gitmeye devam ederse birkaç güne kadar artık bekleyen çaylak kalmayacak. bu da şu demek oluyor; artık herkes burada yazabilecek. yani, kullanıcı buraya üye olup yazmaya başladıktan sonra hesabını kötü amaçla kullansa dahi kafası rahat olacak, çünkü bir süre sonra uçurulsa bile tekrar 10 entry girdikten sonra kısa bir içinde tekrar yazmaya başlayabilecek. troller, fakeler ve türevleri ortamda bir bir boy göstermeye artarak devam edecek. owencem diye yazar gördüm ya! geçen haftalarda boş ve anlamsız entryler girdiği gerekçesiyle bol bol eleştiri alan noryth aquanum, reenkarnasyonla zombi olan nekrofil vs. arkadaşlar gibi onlarcası var artık. yazarlığı onaylandığı andan itibaren bir hızla entry yazmaya başlayıp bir günde 200 entrye ulaşan inasanlar var ve sayıları hiç az değil. bunun yan etkisi olarak sol framein tıpkı inci'deki gibi aktığına tanık oluyoruz. sözlük okunurluktan biraz uzaklaşıyor diyebiliriz. herkes yazıyor ama yazılan her şey okunuyor mu acaba? bir süre sonra ekşi sözlük bir entry çöplüğüne döner mi?

    yeni yazmaya başlayan arkadaşlar iyidir kötüdür diye, alınsın/alınmasın diye bir yorum yapmıyorum, zaten böyle bir yorumu yapmak bana düşmez. ben ortaya çıkan ve çıkabilecek sorunlar karşısında moderasyonun nasıl önlemler alacağını gerçekten merak ediyorum. eyorlamam bu kadar.