hesabın var mı? giriş yap

  • montaigne ünlü olmadan önce ölüm hakkında çok kafa patlatan ve ölümden endişe duyan bir insanmış zira en iyi arkadaşı etienne de la boetie'yi, babasını, erkek kardeşini ve ilk çocuğunu kaybetmiş; sen ben kadar, belki daha fazla ölüm düşüncesi kafasını meşgul edermiş.

    bir gün malikanesinde çalışanlarla beraber çıktığı bir gezide atından düşmüş ve ölümle burun buruna gelmiş. ağzı burnu kan içinde kalmış, yerinden kıpırdayamamış. bilincini kaybetme noktasına kadar geldiğinde artık kendisi için sonun yaklaştığını, o anlarda aldığı her nefesin son nefes olabileceğini kabullenmiş. bu kabulleniş hayatı yeniden yorumlamasına sebep olmuş. 36 yaşında başına gelen bu olay sonrasında bordeaux yüksek mahkemesindeki görevinden istifa etmiş ve denemeler'i yazmaya başlamış. yaşam, ölüm, korku, arkadaşlık, erdem, vicdan vs aklına ne geldiyse, o gün başından neler geçtiyse, ne hakkında yazmak istediyse yazmış. önceden yazdığı düşüncesiyle/davranışıyla çelişkili bir durum ortaya çıktığında önceki yazısına dönüp değişiklik yoluna gitmemiş; insan hayatının tecrübelerden oluştuğunu, her tecrübenin düşüncelerimizi ve davranışlarımızı değiştirebileceğini ve bunun yaşamın bir parçası olduğunu anlatmış.

    başlık kendi içerisinde ölümü ve yaşamı özetliyor: bir gün ölecek olmak. montaigne yaşarken ölümü düşünmenin bir faydası olmadığını, aksine yaşamın kalitesini azalttığının farkına varabilmiş, bunu yazdıklarıyla aktarmaya çalışmış, bir gün ölecek olmayı kabullenip kalan bütün günlerde yaşamı olabildiğince tatlı yaşamayı öğütlemiş.

    yaşıyor olmanın nefes alıp vermekten ibaret olmadığını en iyi idrak eden ve en iyi aktaran yazarlardan biri montaigne. yaşadığı hayat ve yazdıkları, ölüm düşüncesi sizi korkutuyor olmasa dahi hayatınızı güzelleştirebilir.

    (bkz: nasıl yaşanır ya da bir soruda montaigne'in hayatı)

    http://www.idefix.com/…asp?sid=bm6wdd31ey2ymis44pte
    http://www.amazon.com/…stion-attempts/dp/1590514831

  • (bkz: sutle yumusayan seyler/#184705)

    8 yil sonra kotuleme uzerine gelen edit: arkada$im o yillarda en iyi entry buydu, daha iyisi yoktu. imkanlar bu kadarina izin veriyordu neden kotuluyorsun, ayip degil mi? biz de insaniz. hayir bir de derler aman sozluk 99'da cok guzeldi cok superdi, hayir efendim i$te 99'da sozlukteki en iyi entry budur, du$unun artik geri kalani nasildi. lutfen.

    21 yıl sonra devilred'in uyarısı üzerine gelen edit: bu entry başta sadece sıra numarasıyla linkti "(bkz: sutle yumusayan seyler/1)" şeklinde. entry silinirse sıra no patlamasın diye entry numarasına çevirmiştim ama çok geç kalmışım. yani link verdiğim entry çoktan silinmiş, benim linklediğim de bu entry'yi yazdığım zamana ait değil 2000 yılına ait başka bir entry'ye dönüşmüş. eskisi neydi bilmiyorum. bu da güzel entry'dir ama hakkını yemeyin.

  • istatistiğine soktumunun.

    olaya gelin hele;

    bu sene ligde gol attığı her maçta 2 ve üstü gol atmıştır.

    1 taneye tenezzül etmemiş, "hiç atmam daha iyi amk" demiştir.

  • son zamanlarda deli gibi dinlediğim dinlemeden duramadığım harika grup. keşfedeli 2 yıl oluyor ama ne olduysa şu son 2 ayda oldu her gün dinliyorum.

    albümlerinin hepsini, her enstrümanı, her şarkıyı kevin parker yapıyor esasında tame impala bir kevin parker solo projesi ama turnelerde çalması için yanında diğer abiler jay, dom, cam, julien geliyor. duyduğumuz müzik aslında kevin parker'ın yani.

    grup avustralya'nın güzide yanlız ve sessiz kenti perth'ten çıkma. perth gruplarında zaten bu bir kişinin grubu olup müzisyenlerin güne gider gibi birbirlerinde çalma olayı var. grupla son zamanlarda çalmayı bırakan nick albrook ve hala grupta olan dom'un asıl grupları mesela pond. daha bir sürü perth orijinli grup var ancak en çok ticari başarı yakalayanlar tame impala ve pond. pond yaklaşamaz bile tame impala'ya başarı olarak ama en azından perth'te yerel kalmamış diğerleri aksine.

    not: psychedelic müzik ve kafa sevmeyen sevemez. belki de grubu bana gün içinde psychedelic kafa yaşatabildiği için seviyorum çünkü sound gerçekten çok güzel.

  • iletişim daire başkanlığı çalışanı arkadaşlar tarafından hala bir kusur bulunamamış başlık. fahrettin abilerinden fırçayı yiyecekler bu gecikmeler yüzünden.

  • örtüsü olmayan masalar, çoğunlukla sandalye diye tabure oturaklar, tütün kolonyası, fazlaca samimiyet, az gösteriş; üstün lezzet, mütevazi sunum...

    sonuç olarak kahrolsun amerigan gabitalizmi, yaşasın tam bağımsız esnaf lokantaları!

  • reyhanlı'da onlarca vatandaşı öldükten sonra düğüne gitmeyi ihmal etmeyen kişilerin beyanı.