ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alkol aldıktan sonra ölen bir insana üzülmek
-
çok normal lan. her alkol aldığımda george harrison için üzülüyorum.
90'lı yıllara özgü problemler
-
walkman pilinin bitmesi. şarkıyı atlamak için kaseti kurşun kalem ile sarmak zorunda olmak.
yaran diyaloglar
-
çevik kuvvet otobüsü bir bayanın arabasına çarpmıştır.
bayan: polis çağıralım...
içeriden bir polis: buyur abla istediğini seç...
ayakkabıcıda tanık olduğum içimi acıtan durum
-
4 milyon dolarlik evleri alip gotune sokabilecek olanlarin hic bulasmamasi gerektigi konu. varsin herkes insan olmasin, halden bilmesin.
yardim eden de, ufak da olsa iyi niyetle caba sarf eden de sag olsun.
kazandigi parayi paylasmak icin degil, sekil icin tutan da kahrolsun.
humanizmden selamlar.
imamoğlu'nun kadehi kafaya dikmesi
-
doğruysa afiyet olsun başkanıma.ne yapsın alkol içmeyip kuran kurslarında çoluk çocuğa mı tecavüz etsin?
edit: tanım eklendi.
bir iddiadır.
giuliano terraneo
-
adeta 5.gunun safaginda gelen bir gandalf.
erkeği tanımaya çalışmadan reddetmek
-
geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla oturduk kadınlardan bahsediyoruz. zaten biz çirkin erkekler kadınlardan bahsederiz, kadınlar da yakışıklı erkeklerden bahsederler. yakışıklı erkekler de arabalardan bahsederler. arabaların genelde beş vitesi olur, vitesler arasındaki oran aracın son hızını etkiler. oran-orantı üniversite sınavında çok sorulan ve annemin de anladığı ve en çok sevdiği matematik konularından biridir. zaten annem sadece anladığı matematik konularını sever, anlamadıklarını reddeder. zamanında teyzemle birlikte okula giderlerken, teyzem modern matematik okutulan deneme lisesi'ne gitmiş. deneme lisesi, ankara'nın emek semtinde yer alan bir okuldur. işte o çirkin arkadaşımla emek gibi değil de emek'e yakın bir semtte oturduk kadınlardan konuştuk.
dedik ki aga bizim kadınları ilk görüşte etkileme şansımız, evrenin bir köşesindeki paralel evren'de bir serdar ortaç daha olma olasılığı kadar. dolayısıyla bizim yapacağımız tek şey, mütemadiyen ve biteviye konuşmak. dedi ki sonra benim çirkin arkadaşım, yüzüne bile bakamıyorum, yere bak konuşurken, dedim, abi biz kadınları ilk görüşte etkileyemediğimiz için karşılaşabileceğimiz yerlerde zaman geçirmekten de hoşlanmıyoruz. yani bara, diskoya falan gitmiyoruz. dolayısıyla evde oturup, bir kadının bizi görmeden de bizi sevebileceğini düşündüğümüz bir şekil yaratıyoruz. ama, dedi sonra büyük bir sinirle, sinirlenince daha da çirkin oluyordu, nedense kadınlar burada da bize şans vermiyorlar. peki ne yapacağız? bizi görünce çirkin diye bakmıyorlar, konuşunca dinlemiyorlar, o zaman hiç şansımız yok. bir süre sessiz kalıp topraktan yansıyan çirkinliklerimize baktık.
modern matematik eskiden sadece belli başlı okullarda okutulurdu. şimdi her yerde. ama eskiden belli başlı da olsa hiç okutulmasaydı, şimdi modern matematiği bilmiyor olacaktık. erkekler de modern matematik gibidir. sınavda çıkmaz diyip çalışmamazlık edilmez. erkeğin de bir emeği, bir özsaygısı vardır. evet görülmez bakılınca, ama anlamak istediğinde tüm matematik emrine amadedir, dedi bu çirkin arkadaşım, nasıl da duygulu. susturmadım. sanki sadece onların vücudunun bir değeri var, sanki sadece onların ruhu temiz, sanki sadece onların duyguları önemli. ben de ruhumu korumak istiyorum aga, benim de kirlenmesini istemediğim bir özsaygım var. ben de bir çöp çuvalı değilim ki. onların ruhu, onların duyguları ne kadar değerliyse, benim ruhum da o kadar değerli. sonra biraz dinlenip yere çöktü. en azından kendimi anlatabilecek kadar güzel doğabilseydim, dedi, böyle olunca iki kat yoruluyor insan. çirkin olmak büyük bir meslek.
geçen gün, yine benim gibi feci çirkin olan bir arkadaşımla birkaç kıza âşık olup unuttuk. biz o yola bu sefer hiç girmedik. sonra oturup bizi tanımayan, bizi tanımaktan erinen ne kadar kadın varsa, hepsine bir şarkı söyledik. içimizden geldi, içimizde tuttuk.
emlakçı jargonu
-
depozito kelimesinin bir türlü doğru telaffuz edilmediği jargondur. (dibizot, dipozit...)
ecnebiye: mal sahibi kirayı dolar ve/veya euro istiyor. biz de kazıklayacak adam arıyoruz.
güneş alır: sadece mutfak, banyo ve küçük oda aydınlığa bakıyor... ekikiki...
havadar: penceleri açılıyor.
möbleli: bir sehpa, bir çekyat var.
yüksek giriş: zeminin dibi.
şirin bahçe katı: arkada kıç kadar bir boşluk var, iki saksı koyarsın, yeşillik falan görmüş olursun işte. kedi, fare, bötür, böcek özel bir habitatı var yani.
boğaziçi is the best university in turkey
-
+ what do you study?
- i'm reading economics
+ you mean studying, right?
- boğaziçi university
+ ???
- i read in boğaziçi
+ ?!!
- are you manzara?
16 nisan 2016 metro turizm rezaleti
-
rezalet demek ne kadar doğru bilemedim. çünkü sonunda ben değil, firma rezil oldu..
mecbur kalmadıkça, kullanmamaya özen gösteriyorum.
eğer başka bir alternatifim varsa, daha iyi bir alternatifim mutlaka var demektir..
çok tuhaf bir firma..
zaman kaybı ve ömür törpüsü.
düşünme, söyleneni anlama ve derdini anlatma özürlü insanların istihdam kapısı.
istisnalar varsa kusura bakmasın ama ben henüz denk gelmedim.
pazartesi 14.30 için bir biletim var. izmir'e gidiyorum.
ancak annemin sağlık sorunları sebebiyle, ertelemek zorunda kaldım.
zırıl zırıl çalan telefonlara cevap vermedikleri için, mecburen otogara tekrar gittim.
-merhaba. iyi çalışmalar. biletimin gününü ve saatini değiştirmek istiyorum.
+ merhaba buyrun.
-merhaba. pazartesi 14.30 izmir otobüsüne bir biletim var. bunu bir sonraki haftaya aktarmak istiyorum..
+bir saniye. zafer beeeeey. zafer beeey. beyefendiye bakar mısınız?
+merhaba buyrun.
-merhaba zafer bey. ben pazartesi günü izmir'e gidecektim ama annem ameliyat olduğu için, biletimi bir sonraki haftaya aktarmak istiyorum.
+maalesef. seferler arası değişiklik yapamıyoruz.
-nasıl yaaa? neden? iyi de gidemiyorum ne yapabilirim?
üstelik biletin arkasında yazılanı yaptım ve minimum 24 saat önce bildirdim. daha neredeyse 3 gün var.
+maalesef. bize verilen talimat bu. ( yalan söylüyor. sadece bilet aktarma işleminin nasıl yapıldığını bilmiyor hepsi bu)
- peki canınız sağ olsun. biletimi iptal eder misiniz? başka firmalara bakayım.
+ maalesef bilet iptali yapmamız yasak.
-ilk kez yapmıyorum bu işlemi zafer. 5 kere metro ile seyahat ettiysem, 15 kere metro biletimi iptal ettirdim.
-maalesef. bize verilen talimat böyle. bilet iptali yapamıyoruz..
(kayış kopar.)
+ peki zafer. tamam iptal falan da istemiyorum. açık bilet yapar mısın bunu? en iyisi başka firmayla gideyim, dönüşte de bu açık bileti kullanırım.
- tabii ki. açık bilet yapabiliriz. bir saniye bekleyin lütfen. tamamdır buyrun. 70 tl değerindeki açık biletinizi 1 yıl boyunca istediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
+ teşekkür ederim. ben açık biletimi kullanmak istiyorum.
- !!??!!?
- merhaba 70 tl değerinde bir açık biletim var ve 2 hafta sonra kalkacak olan izmir otobüsünde kullanmak istiyorum..
- !!??!!? (sessizlik)
saat kaç otobüsü olsun?
+ 14:30 lütfen.
tekrar başlaması istenen diziler
-
(bkz: avrupa yakası)
survivor all-star
-
allah'tan başka kimseden korkmayan turabi ve hilmicem acun'dan korktukları kadar allah'tan korksalar biraz adam olurlardı. gitsinler allah aşkına...
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
eve mutfak alışverişini kazara abarttığınız zaman bütün o torbaları tek başınıza taşımak zorunda olursunuz...