hesabın var mı? giriş yap

  • hangi akla hizmetse dolduruşa ve gaza gelinip koroya girilir. üstüne üstük bu gazla solo söyleme yüzsüzlüğü gösterilir. lakin işler tıkırındadır. koroda sağlam bir popülarite yaratmıştır bu zibidi. koro hocasının gazı ile başka bir şarkı daha söylemek için mikrofon ele alınır, gurur ve huşu ile şarkı söylenir;

    çemberimde gül oya
    gülmedim doya doya
    dertlere karıyorum,
    günleri saya saya
    al bunu alamaz mısın

    içimdeki taraftarı susturamıyoum arkadaş..

  • bir insanın hayatında yaşayabileceği en büyük acıdır.

    sevgiliniz kollarınızda can verir ama onun için dünyayı yok edebilecek siz onu geri getirmek için hiç bir şey yapamazsınız. yavaş yavaş gözlerinizin önünde eriyişini izlersiniz. bilincinin nasıl yavaş yavaş yok olduğunu görürsünüz. "anne" diye bağırır. "annen geliyor bitanem yolda" dersiniz. ondan aldığınız cevap dünyanızı yıkar "benim annem sensin, benim babam sensin, benim arkadaşım, dostum.. her şeyim sensin. kimseyi istemiyorum."

    duvarlar üstünüze gelir. hemşireleri dakika başı çağırırsınız. saniye saniye olanları anlatırsınız. bişeyler iyi gitmiyordur ama anlamazlar. üstelik uyumanızı isterler. çok yorulduğunuzu söylerler. siz yorulmamışsınızdır. saatler geçer. sevgili yanına çağırır.
    -aşkım ben çok kötüyüm
    -hayatım her şey çok güzel olacak, sabret biraz.
    -aşkım.

    bir anda düşüverir sevgili, suratı mos mor olur. kalbine bakarsınız atmaz, boynuna bakarsınız nabız yok. doktor çağırmak istersiniz beceremezsiniz. ne olduğunu anladığınızda çığlıklarınız sarar tüm hastane binasını. doktorlar yağmaya başlar odaya. çıkmaya çalışırsınız. bir an önce müdahale edilsin istersiniz. tüm doktorlara tek tek çarparsınız. kapının dışında size bakan onlarca meraklı kadın. "dua et" derler. siz "nefes al" diye tekrarlarsınız. kalp cihazının sesleri gelir. beyniniz o kadar darmadağın olmuştur ki anlayamazsınız o sesin ne sesi olduğunu.

    bir hemşire çıkar odadan "yaşıyor mu?" diye sorarsınız. "yaşıyor" diyen hemşireye inanamazsınız ama. biraz sonra kapıdan çıkarırlar sevdiğinizi. oksijen tüpü bir tarafta. solunum makinesine bağlı sevgiliniz çıkar kapıdan.

    evet nefes alıyor. evet o yaşıyor. yoğun bakıma kaldırıyorlar. yarım saatte bir doktorun yanına gidiyorum. nasıl olduğunu soruyorum. "bıçak sırtında" diyor doktor.

    görmeye gidiyorsunuz onu. uyuyor karşınızda bebek gibi. onu yaşatmak için güzel anılar dolduruyorsunuz yoğun bakıma. kızınızdan bahsediyorsunuz, doğmamış kızınızdan.

    çıkartıyorlar sizi. tekrar giriyorsunuz, tekrar çıkıyorsunuz.

    uyanıyor. sizi nasıl sevdiğini anlatıyor. yaşayacağını anlatıyor. iyiye giden 9 gün yaşanıyor. odaya çıkmak istiyor. beni özlediğini söylüyor.

    doktor geliyor bir sabah. çok zor bir gece geçirdi diyor. defalarca yanına gidiyorum. defalarca "gece"yi anlatıyorum. tık yok. hiç bir değişiklik olmuyor. doktor yanına çağırıyor. tek tek yanına giriyoruz.

    çıkan kimse bişey söylemiyor.

    ben giriyorum. sevgilimin üstünü naylon kaplamışlar. nolduğunu anlamıyorum. anlatıyorum. onu nasıl sevdiğimi anlatıyorum. onsuz olamayacağımı anlatıyorum. doktora dönüyorum
    "yaşayacak dimi?" doktor göz yaşları içinde. ne ara duygusallaştı bu kadın böyle. bakıyorum gözlerinin içine, "son dakikaları diyebilirim" diyor. "biraz daha kalayım o zaman", "yalnızca bi kaç dakika"

    şimdi veda konuşması zamanı işte. "işte terkettin beni. hani hep yanımda olacaktın. hani beni hiç yalnız bırakmayacaktın. sen beni çok erken terk ettin ama ben seni asla terk etmiycem. bitanem bunu bana yapamazsın. kalk, bu çok erken." buna benzer bir sürü cümle daha çıkıyor ağzımdan. doktor çıkarıyor. dizlerim tutmuyor. babam destek olmaya çalışıyor. olamıyor.

    şimdi 11 ay geçti. acı zamanla geçmiyor da azalmıyor da. acı hep artıyor. hasret hep büyüyor. anılar yetmiyor o zaman. bu ölümün tek iyi yanı, eğer onu kurtarabilseydim ben ölecektim. o bu acıları yaşayacaktı. ben senin yerine acı çekmeye razıyım sevgilim.
    edit: şimdi 5 buçuk yıl geçti. ama o benden hiç geçmedi. hayat onsuz çok zormuş..
    edit2: aradan 8 yıl geçti. o yaşadıklarım, benden gidişi, hala saniye saniye aklımda. hala aynı anı yaşıyorum her anlattığımda. hala çok seviyorum, hala çok özlüyorum, hala yanıyorum içten içe. zaman bazı şeyleri değiştirecek kadar güçlü değilmiş. şimdi 28 yaşımdayım, onu kaybettiğimde 19'dum. mfö'nin hep yaşın 19 şarkısı onu 19 yaşında kaybettiğim hafta çıkmıştı. ben hala 19 yaşında, sivilceli, sakalları tam olarak çıkmamış o çocuğa aşığım. 28 yaşında olsaydı nasıl görünürdü hiç bilemeyeceğim. şu an başka bi adama da aşığım, onun vasiyetinin ilk maddesini yerine getirmiş oldum. o zaman öğrendim ki, başka birine de aşık olsam hep o sevgiliye aşık kalıcam. 80 yaşıma geldiğimde torunumun yaşında bi adama hala aşık olacağım ve öyle öleceğim.

  • başıma bir iş gelmeyecekse eğer golü kim atarsa atsın arda turan atmasın.. o triplerini çekemicem. cenk tosun atsın mesela.

    debe editi: senin anıtkabir'in olmayacak.. sen sadece öleceksin. yaşasın laik türkiye, yaşasın mustafa kemal atatürk ilke ve inkılapları

  • fiyat tekrar yükselişe geçtiği için tekrar ilgi oluşacak ve yeni yatırımcılar gelecektir. bu yüzden tekrar ilgi gösterenlerin ya da yeni yatırım yapacak olanların herkesin yaptığı hataları yapmaması için kripto para piyasalarında işlem yapacak olanlara tavsiye vereyim dedim.

    herkesin benzer hataları yaptığı ve ilk denemelerde hep başarısız olduğu, kazanmanın en büyük sırrının yatırım psikolojisi olduğu bir mecra bu.
    ben de 9 yıl borsa, 5 yıl kripto deneyimi olan ve bu konuda iş kuran iktisat mezunu biri olarak yazmak istedim.

    bir çok kişinin hayatını değiştiren, bir çok kişiyi de bu cazibesiyle etkileyip daha sonra bilgisizce içine girenleri pişman eden bir dünya bu kripto para dünyası. bu piyasada başarılı olmak sanıldığından daha zor ancak şu da bir gerçek ki dünyanın geri kalanına nazaran başarının mükemmel derecede ödüllendirildiği bir yer.

    dünyanın tüm sektörlerinde kendini geliştiren, çok çalışan, hem bilgisiyle hem karakteriyle örnek gösterilen insanların nasıl harcandığını, asla hakettiklerini kazanamadıklarını çok gördüm. ama kripto dünyası kendini geliştirene, kurallarına uyana ve ne yaptığını bilene gerçekten yeni bir hayatın kapısını açabiliyor.

    klasik borsadan farklı olarak 7/24 işlem görmesi, sürekli bir devinim içinde olması, piyasa işleyişinde yatırımcıları da kendi mekanizmasına farklı rollerde (mining, farming, referans vs ) sürekli entegre etmesi yüzünden insanın hayatına sirayet eden bir dünya. o yüzden burada başarılı olmak için bir kurallar bütünü oluşturmak lazım.

    ben kendi tecrübeme göre bu dünyada başarılı olabilmek için iç içe girmiş 5 ilkeyi aynı anda taviz vermeden uygulamak gerektiğine inanıyorum ve anlattığım her başlıkta, yaptığınız hatalarla kendinizi bulacağınızdan eminim.

    1-kendini tanımak
    2-disiplin ve sabır
    3-duygusallaşmak
    4-portföy yönetimi
    5-vizyon

    1- kendini tanı,
    arkadaşlar başarılı bir kripto para yatırımcısı olmak için öncelikle bu piyasadan beklentinizi, yaşam tarzınızı, trade yapmanın sizin hayatınızda ne kadar yer kaplayağını, özel hayatınız ve iş hayatınızla uyumunu tespit etmeli ve son olarak ağzınız yanmadan önce piyasanın gerçeklerini kabul etmelisiniz.

    bunlar arasında bir uyumsuzluk varsa ya da karakterinizin zaaf olan noktalarıyla uyuşmayan yerler varsa en az bir iki kere rekt olacağınızı (yani tüm bakiyenizi kaybedeceğinizi) bilin.

    öncelikle trade yapmak sizin asıl işiniz mi olacak, hayatınız artık kripto piyasası üstüne kurulu mu olacak?
    yoksa bu sizin için sadece bir ek iş ve yatırım mı? pek çok kişi doğal olarak 2. seçenekte. ancak para kazanma hırsından gözü dönenler daha başlangıçta 1. seçeneğe göre işlem yapmaya başlıyor.

    trade yapmanın sizin için ek iş ve yatırım anlamını taşıdığını kabul etmeniz çok önemli. böylece asla gün boyu grafik başında duran, her gün bir çok defa işleme girip çıkan biri olmamanız gerektiğinin farkına varın. bu şekilde yaparsanız hem özel hayatınızı hem iş hayatınızı etkilersiniz, öte yandan trade işinde de işler kötüye gittiğinde (ki bu şekilde aralıksız işlem yapan herkes rekt olmaya mecburdur) hem trade’de kaybetmiş, hem de iş ve özel hayatınıza zarar vermiş olacaksınız.

    bu noktada bunun, sizin için bir ek gelir olduğunu kabul etmeli, bir anda zengin olma hayallerinden çıkmalı, zamana yayılmış bir plan içinde yavaş yavaş ve mümkün olduğunca az riskli bir şekilde para kazanmaya odaklamalısınız. kaynağı belirsiz yerlerden duyulup da aklınızda oluşan o "1 ayda parasını 10 katına çıkardı" söylentilerindeki kişi olma hayallerinden vazgeçin yoksa hayatınız kabusa döner...

    2- disiplin ve sabır:
    disiplin ve sabır bir biriyle iç içe olan iki etmendir. biri olmazsa diğeri de olamaz, o yüzden ben ikisine tek başlıkta değinmek istedim.
    disiplin, kulağa en sıkıcı gelen ama hayatın her noktasında en çok başarıya sebep olan etmendir. nasıl bir vücut geliştirme sporcusu uyku saatine, aldığı kalorilere, antrenman süresine ve setlerine hep dikkat ediyor ve bu disiplini bozmuyorsa yatırımda da aynı böyledir. evet belki sıkıcı, belki acı veriyor ama faydasını uzun zaman sonra benzersiz bir şekilde göreceksiniz.

    yatırım bir eğlence ve hobi değildir aksine kurallar bütünü olan bir iş’tir. bu bir iş ve iş hayatında eğlence ve hobi yoktur. evet, kazanmak zevkli bir şey. ilk başlarda kazandığınız zamanlarda bu size zevk verecek. bu noktada bu zevkin bağımlısı olursanız işi kumara dönüştürür ve uzun vadede kaybedersiniz. ben 14 yıldır casino sektöründe çalışan birisiyim ve uzun süredir yöneticiyim. kumarda kaybetmenin en büyük sebebi oyun süresinin uzunluğudur. ne kadar çok uzun süre oyun içinde olup işlem yaparsanız o kadar çok kaybedersiniz.

    bu yüzden kripto piyasasında bu yaptığınızın bir iş olduğunu kabul edip, kurallarıyla yapmaya çalışmalısınız. "her an işlemde olayım, adrenalin hissedeyim" mantığında olmamalısınız. çok bekleyip az işlem yapmalısınız. ve hem tecrübeliler tarafından verilen genel kuralları, hem de kendi hatalarınızdan çıkardığınız derslerin kurallarını harfiyen uygulamaya çalışmalısınız.
    tekrar ediyorum, bu bir iştir. iş yerinizde yukarıdan dayatılan kuralları duygularınızı karıştırmadan nasıl yapmak zorundaysanız, burada da öyle. dünya’nın her işinde kurallardan çıkmak ve işe duyguları karıştırmak işi bozmanıza ve bir süre sonra işinizden olmanıza sebep olur.

    başarılı olmak istiyorsanız kurallarınıza disiplinli bir şekilde uymanız gerekir. aksi takdirde başarısız olursunuz. kurallardan uzaklaşmaya başladığınız anda (örneğin bir önceki işlemde kazandınız diye işlem yaptığınız miktarı 2 katına çıkarmak, stop olmanıza rağmen devam etmek, alış yapmak için desteğe gelmesini beklememek, satış yapmak için dirence gelmesini beklememek, yada rr oranı 2’den aşağı olan bir işleme girmek) ya her zamankinden daha fazlasını kaybedersiniz ya da beklentinizden fazlasını kazanırsınız. böylece sonraki işlemlerde kontrolsüzlüğünüz artar ve ilk kaybınızda psikolojinizi yıpratacak bir sorunla karşı karşıya kalırsınız. bir kez olsun psikolojinizi bozmak, “bakiyemi aynı yere getirmeliyim” ile başlayan ve bakiyenizi eriten hatalar silsilesini getirir.

    1 lafım var. toprak bile 12 ay aralıksız mahsül vermiyor. insanların doğa anadan daha cömert olduğunu düşünüyor olamazsınız. o halde sürekli borsadan kazanç gelmesini beklemeyin. bazen haftalarca vermez, bazen bir anda verir. sadece sabırla şartların olgunlaşmasını beklemelisiniz. bakiyenize günlük değil daha uzun vadelerde bakmalısınız.

    ayrıca bir işlem açtığınızda gün boyunca 5 dakikalık grafikleri izlemenin faydası yok zararı var. grafikler sizi strese sokar. 5 dakikalık hareketler sizi içine çeker ve kararlarınızda 5 dakikalık hareketler etkili olmaya başlar ve işlemlerinizi etkiler. unutmayın küçük hedefler peşinde olanlar büyük hedefleri asla yakalayamaz. bir trade’e girdikten sonra grafikleri günde birkaç kez kontrol edin, alarm kullanın ve hayatınıza, işinize, arkadaşlarınıza, maçlara, flörtlerinize bakın.
    alım noktanız ile satım noktanız arasında fiyat binlerce dalga çizebilir. siz sonuca bakın, eğer ki o dalgalara bakarsanız dalgalarda boğulursunuz.

    tek bir trade sonucunda gelen para sizi zengin etmez, sizi fakir de etmez. daha doğrusu etmemeli! eğer ki 1 işlem sonucu kazanma ihtimaliniz olan para sizin maddi durumunuzu etkiliyorsa zaten o işlem en baştan yanlıştır, riski yüksekti.
    yatırım işinde de para kazanmak uzun vadede 10 tane yapıp bunların 4-5 tanesinde kazanmakla oluşur.
    yani bunun bir maraton, uzun vadeli bir iş olduğunu bilin. o yüzden her gün bir trade için uykusuz kalıp, sosyal hayatınızı ve iş hayatınızı ihmal etmeyin. bunun sonu gelmez.

    belki evet tek seferde büyük bir kazanç sağlayabilirsiniz. çok volatil bir işleme çok büyük para yatırıp başarılı olma ihtimalinde muazzam para kazanabilirsiniz. aynısı rulette, pokerde, sayısal lotoda, iddia’da da var. orada da yapabilirsiniz. ama siz borsadasınız ve adı üstünde bu bir “yatırım”. borsayla kumar arasındaki farkın zihin kontrolü olduğunun ve şans etmeninin daha az etkisi olması gerektiğinin bilincinde olun ve düşünerek hesaplanmamış hiç bir işleme girmeyin .

    3- duygusallaşmamak:
    trade işlemlerinizden duygusal olarak yıpranmamanız çok önemli. yukarıda da çok bahsettim. bu işi getirdiğiniz noktada uykusuz kalıyorsunuz, yüksek meblalar sizi heyecanlara, streslere sürüklüyorsa, 2-3 işlem ile zararı çıkarmaya ya da kâra geçmeye çalışıyorsanız, sosyal hayatınızı iş hayatınızı ihmal etmeye başlamışsanız bir bataklığa düşmüşsünüzdür. ve eninde sonunda tüm paranızı kaybedeceksinizdir. her yeni işlemde , eski hatalı işlemin etkisiyle yine hatalı karar vereceksinizdir.

    piyasa çoğu dönemde bir verir bir alır. grafikler testere gibidir. hem longlar hem shortlar sürekli patlar. böyle dönemler cambazların dönemleridir. çok az kişi para kazanabilir. bu noktada duygularınıza hakim olamayıp her an işlemde olmak zorunda hissedip gereksiz işlemlere girerseniz çok yıpranırsınız.
    başka bir duygusallaşma ise; boğa tabir edilen dönemlerde de piyasa delicesine verir, herkes kazanır. başkalarının sizden daha çok kazandığını gördükçe hırslanıp kıskanırsanız, siz de o kadar para kazanmak isterseniz limitlerinizi aşabilir, destekten uzaklarda işleme girebilir zarar görebilirsiniz. en kötüsü de bu agresiflik yüzünden piyasanın terse döndüğü ilk hafta her şeyinizi bir günde geri veririsiniz.

    4- portfoy yönetimi:
    -her işlem için kaç dolarlık pozisyon açacağınızı (ünitenizi) en baştan belirleyin. bu kuralı netleştirin ve sadece yıldan yıla ya da 6 aydan 6 aya bakiye limitlerinizi değiştirin.
    -kâr/zarar durumunuza aylık bakın. günlük haftalık bakmanız çok büyük bir hatadır, sakın bunu yapmayın. mesela kâr zarar oranınıza günlük bakarsanız ya da kendinize günlük hedefler koyarsanız piyasanın üst üste ters gittiği 2-3 gün olduğu zaman çok büyük hasar alacaksınızdır. örneğin kendinize günde 100 dolar kazanma hedefi koymuştunuz ve bir gün 100 dolar zarar ettiniz. ertesi gün yatırım psikolojisi yüzünden zararı çıkarma mantığıyla 200 dolar hedefleyeceksiniz. ve 200 dolar için daha çok işleme girip daha büyük üniteler açacaksınız. halbuki dünya’nın en yetenekli trader’ı da olsanız piyasanın verdiği kadarını alabilirsiniz ve piyasa o günlerde testere gibiyse bu kez zararınız 400 dolara çıkar. 3. gün bu durum devam ederse en iyi ihtimalle 800 dolar zarardasınızdır. ki böyle durumlarda genelde insanlar kontrolü kaybeder ve “ne de olsa bir yerden dönecektir” diye çok daha büyük üniteler işleme sokarlar. sonunda 3. gün batarsınız. 4. ya da 5. gün ise piyasanın bir anda düzeldiğini görüp çıldırırsınız. ne de olsa illa ki bir yerden dönecekti. ama siz çok aceleci davrandınız. günlük ya da haftalık hedefinizi tutturmaya çalışmak sizi kötü giden normal bir haftada rekt yaptı.

    -hedefleriniz ve hesaplarınız minimum aylık olmalı. ay sonu kârdaysanız bakiyenizin fazlasını çekin. başka bir yere aktarın. muhtemel zarar ettiğiniz aylarda buradan oraya ekleme yapın.
    piyasanın iyi gittiği günlerde bakiyenizde gördüğünüz kâr sizin değildir, piyasa dibe vurduğu zaman bakiyenizde kalan sizin kârınızdır.

    bir ay içinde %100 bile kâr ettiyseniz ertesi ay işlem miktarlarınızı arttırmayın. bir sonraki ay ters giderse sistemi bozmuş olursunuz.işlem miktarlarınızın kararını yıllık ya da 6 aylık vermelisiniz. borsada her şey bir süreç/dönem/döngü. iyi giden bir dönemde hemen işlem miktarlarınızı arttırırsanız, döngü icabı ters dönemde kârınızı fazlasıyla verebilirsiniz.

    tekrar ediyorum bu sizin duygularınızı karıştırmamanız gereken bir iş! bu bir nevi kendi şirketiniz. bir şirket kursanız ilk haftadan para kazandığınızda hemen harcar mısınız? ya da elinizdeki mal stoğunu işler 1 ay iyi gitti diye hemen 2-3 katına çıkartır mısınız?
    yoksa envantere, bilançoya, işlere uzun dönem mi bakarsınız?
    tabi ki uzun dönem bakarsınız...

    yatırım işinde de ortaya koyduğunuz bir sermayeniz var. neden kendi şirketinizmiş gibi yönetmek yerine oyun oynamaya meyilli olasınız ki?

    5- vizyon:
    uzun vadede orta seviye bilgiyle bile büyük olasılıkla işlemlerinizin %60’ın zararla stop edip, %40’ında kazansanız yine de kârda olacaksınız. tabi rr oranını bilerek sistemli işlem yaptığınızı varsayıyorum.

    5.000 dolarlık potansiyel bir bakiyeniz olduğunu ve ayda %5 kazanmayı hedeflediğinizi varsayalım. hesabınız bir yıl sonra 9000 $ olur. bu %80 kâr demektir. ve dünya’da yıllık %80 kâr sağlayan hiçbir yatırım aracı yoktur. kaldı ki biz kripto dünyasındayız. uygun zamanlarda bir ayda 2x yapabileceğimizi biliyorsunuz. 10 ay bekleyip, o 10 ayda %5 kâr hedefi için mücadele edip kalan 2 ayda boğa döneminde %50 hatta %100’lük kârlar elde edebiliriz. önemli olan o 2 aylık boğa dönemi gelene dek sermayeyi bitirmemek. yani, hafif bir kayıpla kötü bir ay geçirdiyseniz, bu pek sorun değil. aylık olarak genelde kâr elde ediyorsanız ve yanlış işlemlerle sermayenizi eritmiyorsanız bundan birkaç yıl sonra yeni bir ev araba alabilirsiniz. yeter ki disiplinden kopmayın, bunu bir iş olarak şirketiniz olarak görün ve uzun vadeli düşünün.

    sonuç;
    bu tecrübeleri edinmek için 2 yol var.

    ya okuduklarınızı ciddiye alıp, tecrübeli uzmanların yolundan uzun vadede, sindire sindire gidersiniz; ya da siz de bir servet verip uygulamalı öğrenmiş olursunuz.

    karar sizin.

    ayrıca
    https://twitter.com/…lek/status/1385884302718685184