hesabın var mı? giriş yap

  • - konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
    - tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
    ***
    - yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
    - alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
    ***
    - nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
    - bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
    ***
    - oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
    - soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
    ***
    - kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
    vakitlice...
    - lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
    ***
    - eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
    - oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
    ***
    - hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
    - ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
    ***
    - baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
    - bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
    ***
    - oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
    - pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
    ***
    - yemek hazır...
    - şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
    ***
    - hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
    - biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
    ***
    - lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
    -bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
    ***
    - hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
    - tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
    ***
    - baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
    - öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
    ***
    - yavrum?
    - sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
    ***
    - konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
    - lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?

  • 16 yaşındayken ingiltere kraliçesi olan ancak bu görevde sadece 9 gün kalan, ardından 6 ay hapis hayatı yaşayan ve daha sonra idam edilen kişi.

    kendisi henry grey'in kızı olarak 1537 yılının ekim ayında dünyaya gelmiştir ve ingiltere kralı 7. henry'nin torununun kızı olması sebebiyle kraliyet ailesiyle uzaktan kan bağı bulunmaktadır. ayrıca anne tarafından ise fransa kraliçesi mary tudor'un torunudur. daha sonra lord guildford dudley ile evlenerek ingiltere krallığındaki politik olarak en güçlü kişilerden olan john dudley'in gelini olmuştur.

    john dudley, 1549 yılında warwick eyaletinin kontu olan edward seymour'un isyanları bastıramamasını kendi lehine kullanarak bu eyaletin kontluğunu ele geçirmiştir. dudley'in başarılarını gören 4. edward, dudley'i kendisinin vekili konumuna getirmiştir ve böylece bölgedeki en güçlü politik kişilerden birisi olmuştur. 1551 yılında dudley kendisini northumberland kontluğuna atamış ve kendisine rakip olabilecek herkesi görevden uzaklaştırmıştır. ayrıca kendisinin bu konuma gelmesine sebep olan edward seymour'u da 1552 yılının ocak ayında idam ettirmiştir.

    dudley, kral edward'ın babası 8. henry tarafından yapılan reformları devam ettirmiştir. kral edward ve dudley birlikte çalışmalarda bulunarak ingilterede daha fazla reform yapmayı amaçlamışlardır ancak 1553 yılında kralın tüberküloz hastalığına yakalandığı ve fazla ömrünün kalmadığı ortaya çıkar.

    kral edward'ın babası 8. henry'nin ölmeden önce dile getirdiği bir isteği vardır. eğer edward taht için bir varis dünyaya getiremeden ölürse, edward'ın kız kardeşi mary'nin kraliçe olmasını istemektedir. mary ise koyu bir katoliktir ve kraliçe olması durumunda dudley birçok reformun geriye gideceğini, ilerleyen zamanlarda ise kraliçenin dudley'i idam ettireceğini düşünmektedir.

    bu sebeple dudley, kendisi gibi reformlara önem veren ve ömrünün son günlerini yaşayan kral edward'a giderek kraliçenin mary yerine kendi kuzeni jane grey olmasını önerir. kraliyetin yakın ailesinden gelmeyen birisinin kraliçe olması halk tarafından "planlı veraset" olarak görülür ve meclis oylaması için parlamentoya çıkarılır. parlamento durumda herhangi bir sakınca görmez ve bu durum protestan din adamları başta olmak üzere reform yanlılarını sevindirir. jane grey'in kraliçe oylaması meclise sunulur ve kendisi kraliçe olarak seçilir ancak jane grey olayların bu boyuta vardığının ve kendisinin kraliçe olarak seçildiğinin farkında bile değildir, kimse kendisinin bir sonraki kraliçe olacağını kendisine söylememiştir. kral öldükten sonra kendisinin kraliçe olacağını öğrenen jane grey, bu duruma itiraz etmiş ve kendisinin bu görev için uygun olmadığını söylemiştir.

    kral edward 6 temmuz 1558 gününde hastalığından dolayı ölmüştür. dudley bu ölümü birkaç gün boyunca kimseye söylememiş ve bu sürede jane grey'i kraliçe konumuna getirmekle geçirmiştir. jane grey kraliçe olduğunda henüz 16 yaşındadır. kraliyet konseyi ve parlamento jane grey'in kraliçe olmasını kabul eder ve böylece jane grey 10 temmuz günü kraliçe konumuna getirilir. dudley, jane'in kocasını kral olarak atamasını istese de jane bu isteği yerine getirmez ve kocasını dük konumuna getirmekle yetinir.

    dudley'in büyük özenle yürüttüğü planı engele takılınca mary tudor bunu fırsat bilerek olayları kendi lehine çevirmeye çalışır. mary tudor her ne kadar kraliçe olamasa da kendisinin o dönemde destekçisi oldukça fazladır. dudley, imkanı varken mary'i zindana göndermeyerek hata yapar ve mary kaçarak destekçilerinin çok olduğu norfolk eyaletine gider. kısa süre içerisinde buradan destek toplayan mary, 19 temmuz günü kendisini kraliçe ilan eder. mary, hem soylulardan hem de halktan oluşan ve 8. henry'nin isteğini yerine getirmek isteyen 30.000 destekçisini bulur. halkın gözünde 8. henry'nin uzak akrabası olan birisiyle, yeni ölmüş kraliçenin kardeşi aynı konuma sahip olmadığı için mary kısa sürede yeterince destek toplar. ayrıca planlı veraset isminin verildiği sistem ile ilerleyen dönemlerde ülke içine dışarıdan müdahalenin olacağını düşünen halk, bu karara büyük tepki verir. dudley, konseyden kovulur ve bunun üzerine mary'i yakalamak üzere yola çıkar ancak 21 temmuz günü cambridge yakınlarında ele geçirilir. dudley'in arkasında yalnızca 2000 kişilik destekçisi vardır ve mary'nin destekçilerine karşı gelemezler, dudley'in çoğu destekçisi kaçar. dudley ele geçirilip mary'nin karşısına getirildikten sonra kendisine destek olacağını söylese de mary, dudley'i affetmez ve idam eder.

    mary 3 ağustos 1553 günü londra'da büyük bir kalabalık tarafından karşılanır. bu olaylara istemeyerek dahil olan jane grey, mary'e kraliçeliğini teslim eder ve eski normal hayatına döneceği için mutlu olduğunu söyler. 1 eylül 1553 günü mary, ingiltere kraliçesi olarak ilan edilir.

    jane grey, londra kulesinde hapis tutulur ve dışarı çıkmasına izin verilmez. londra kulesi her ne kadar kraliyet sarayına dahil olsa da, jane grey oradan çıkamadığı için kendisini hapisten farklı görmez. jane, mary'e olayların kendi istediği gibi gelişmediğini ve yaşananlardan dolayı üzüntü duyduğunu açıklayan uzun bir mektup yazar. mektubun özet hali "kimse benim bu yaşananları istediğimi veya yaşananlardan memnun kaldığımı söyleyemez" şeklindedir. dudley bile ölümünden önce mary'e yaptığı açıklamada jane'in olaylarla ilgisi bulunmadığını söylemiştir. mary, kuledeki diğer esir tutulanlarla birlikte jane'in durumunu da düşündüğünü ancak eğer serbest bırakırsa isyan başlatacağını söyleyerek jane'in kuleden ayrılmasına izin vermez.

    mary'nin halk tarafından sevilmesinin sebebi kraliyet soyundan gelmesi olsa da kendisi bunun farkında değildir ve ingiltereye katolikliği getirmekte kararlıdır. 1553 yılının ekim ayında mary, ispanya kralı 5. charles'in oğlu ve katolikliğin bir numaralı düşmanı olarak gördüğü philip'i idam ettiğini duyurunca, ispanyanın ingiltereyi işgal edeceğini düşünen halkın arasında kraliçeye karşı isyan ihtimalleri ortaya çıkmaya başlamıştır. mary, olası bir isyan durumunda başrol oynayacağını ve kendisini tahttan indireceğini düşünen jane için kararını vermiştir. 13 kasım 1553 tarihinde davası görülen jane için vatana ihanet kararı verilir. o dönemde vatana ihanet eden kadınların cezası önceden bellidir, kazığa geçirilerek canlı olarak yakılmak ancak jane için bu ferman değiştirilmiştir ve idam yöntemi olarak boynunun vurulması istenmiştir. kraliçe mary, jane'in ölüm fermanını imzalar ve o belge günümüze kadar gelmiştir.

    jane grey'in kulede geçirdiği 6 aylık süre ziyaretçisi rowland lee tarafından not altına alınmış ve son haliyle kuleye bırakılmıştır. bu kulede genellikle siyasi suçları bulunan kişiler tutulmuştur ve kulede hücre yerine günümüzdeki dairelere benzeyen evler bulunmaktadır. jane'i ziyaret etmesi için hemşire dahil sadece 4 kişiye izin verilmiştir. jane, kulede bulunan kitaplara erişse ve kulenin bahçesinde dolaşsa da, hapis edildikten sonra kocasıyla tekrar görüşememiştir ancak gizli olarak mektuplarla iletişim kurmuştur.

    kraliçe mary, jane'e gönderdiği bir papaz ile protestanlığı bırakıp katolikliğe geçmesini istemiştir ancak jane bu teklifi kabul etmemiştir. jane'e son kez kocasını görmesi sorulduğunda onu da kabul etmemiş ve kısa süre içerisinde başka bir yerde görüşeceklerini söylemiştir. 12 şubat 1554 tarihinde jane grey boynu vurularak idam edilmiştir. normalde idam cezaları tower hill denilen yerde gerçekleşse de jane'in idamı halkın sempatisini kazanmaması için kaldığı kulede gerçekleşmiştir. son anlarında sakince gözlerini bağlamış ardından idam edileceği yere gelmiş ve son olarak "tanrım, ruhumu senin ellerine teslim ediyorum" dedikten sonra boynu vurulmuştur. kraliçe mary ise 1558 yılına kadar hükümdarlığını sürdürmüş ve ingiltereye katolikliği getirmiştir ancak kendinden sonra gelen kraliçe 1. elizabeth tarafından katoliklik kaldırılarak protestanlık kalıcı olarak ingiltereye getirilmiştir.

  • son zamanlarda ürettiğimiz iha/sihaların(insansız hava araçları) suriyedeki başarısı ve ukrayna savasındaki gerçekler göz önüne alındığında kendilerinden çokça bahsedilmektedir ve günümüz modern savaş sahası içerisinde olmazsa olmaz olarak görülmektedir. kullanıldıkları taktirde bu arenada hem istihbarat olsun hem de aktif bir harp alnı olsun büyük bir avantaj sağlamaktadır. tabi bu araç sistemleri genişleyerek kendisini yapay zeka ve robotlara bırakacak olması da bir gerçektir.(bkz: atlas/ boston dynamics)

    isterseniz bizde geçmişten günümüze insansız hava araçlarının gelişimi üzerini bir gezintiye çıkalım.
    ilk olarak insansız bir hava aracının savaş alanlarında kullanımı temmuz 1849'da gerçekleşti, fitilli bombalar bulunan 200 pilotsuz balonu venedik şehrine göndermesi, hava saldırısında ilk iha kullanımı olarak kabul edilmektedir. gerçekte, bu bombalı balonların bir kısmı hedefler üzerinde patlarken, bir kısmının da rüzgârın etkisiyle geri dönüp avusturya hatlarında patladığı da ifade edilmektedir. bunun haricinde tarihte bir kaç defa daha insansız balon kullanımı gerçekleşmiştir fakat kontrol problemlerinden dolayı fazla tutulmamıştır.

    biraz daha geriye 1820 yıllarına bakacak olursak ilk önce michael faraday'a bakmamızda elektromanyetizma üzerine çalışmalar yaptığını görmekteyiz ve bu gün bildiğimiz radyo dalgalarının temellerini atmıştır. yani kontrol problemlerinin temelini atmıştır fakat o vakitler insan oğlu bu durumdan habersizdir. ta ki 1898'de yağmurlu bir eylül gününde nikola tesla, madison square garden'ın ilk elektrik sergisinde teleotomat1 adını verdiği yeni bir buluşu sundu. buluş, minyatür bir tekne şeklindeki ilk radyo kontrollü cihazdı yani uzaktan kumandalı bir tekneydi.

    tabii ki teslanın bulduğu bu uzaktan kumanda kavramı birçok kişinin beynine kazınacaktı. bunlardan biride mühendis ve fizikçi olan archibald montgomery low'du. tarihler birinci dünya savaşını gösterdiğinde erken dönem televizyon ve radyo teknolojisindeki uzmanlaşmış olan low uzaktan kumandalı pilotsuz bir uçak geliştirdi. bundan ötürü telsiz güdüm sistemlerinin babası tarihe ismini yazdırdı.

    kısa bir süre sonra elmer sperry amerikali mucit telsiz kontrolünün etkili olması için otomatik stabilizasyonun gerekli olacağını fark etti, bu yüzden deniz jiro-dengeleyicilerini uyarladı ve insansız hava araçlarını bir tık üste çıkarak kendi insansız uçağını tasarladı.

    1930'lara gelindiğinde pilotsuz uçakların ilk başarılarından sonra ingilizler bu işlere daha da kafa yormaya başladılar suya da iniş yapabilen dh.82b kraliçe arı adında insansız bir uçak üretti. işte o tarihlerdeki kraliçe arı adının, özellikle radyo kontrollü pilotsuz uçaklar için kullanılmasından dolayı günümüz drone(erkek arı) teriminin buradan çıktığı iddia ediliyor.

    ikinci dünya savaşı geldiğinde aktör ve pilot olanreginald denny radyo kontrollü model uçaklara olan ilgisi vardı ve bu ilgisinin üzerine giderek kendine bir şirket kurdu. ürettiği oq-2 radioplane adındaki insansız uçak , amerika birleşik devletleri'nde üretilen ilk seri üretilen iha olarak adını tarihe yazdı. bu araç daha çok uçaksavar topçularının eğitimi için kullanıldı diyebiliriz.

    yine bu yıllarda insansız hava araçları hava torpidoları olarak da kullanılmaya başlandı. tabi o zamanlar radar ve kamera sistemleri çok fazla gelişmediğinden kontrol uçaklarından bırakılan ya da yerden ateşlenen v-1 uçan bomba gibi ilk seyir füzeleri tasarlandı. daha sonra bu modeller biraz daha geliştirilerek td2d-1 katydid ve curtiss kd2c skeet isimli pulsjetler tasarlandı.,

    ikinci dünya savaşında tam olarak temelleri atılan insansız hava araçları kamera sistemlerinin gelişimiyle birlikte, 1950 yıllarına geldiğimizde bizim şu anda bildiğim tanımına ulaşarak havadan fotoğraf keşif görevine dönüştürüldü. bunun için ilk tasarlanan model rp-71 falconer olarak adlandırıldı.

    1980'lere geldiğimizde iletişim, kamera ve devre sistemlerinin gelişmesiyle birlikte amerika birleşilk devletleri pioneer iha programına başladı. 1986'da abd ve israil'in ortak projesi, orta büyüklükte bir keşif uçağı olan rq2 pioneer'ın ortaya çıkmasını sağladı.

    milenyuma girdiğimizde uydu teknolojileri, kamera ve silah sistemlerindeki gelişmeler sonucunda predator dünya sahnesine girdi. bu silah afganistan'da usame bin ladin'i aramak için kullanıldı. hatta bu olayları anlatan good kill adlı 2015 yapımı filmi izleyebilirsiniz.

    günümüze geldiğimizde ise tamamen insansız hava araçlarının çağı diyebiliriz. çeşitli boyutlarda ve çeşitli şekillerde insansız hava araçları görmek mümkündür.12

    kaynak:1234

  • ikinci tura bırakmak istemesinin sebebi belli oldu. ülke yangın yerine dönmüşken kendi çıkarlarını ülkesinin çıkarlarından üstün gören “ milliyetçi “ cb adayının açıklamaları.

  • internet kafe, bilgisayar labı vs gibi yerlerde kitlenen bilgisayarı restart etmek için yanlış kasanın reset tuşuna 1 ya da daha fazla sayıda basmak sonra hata farkedildiğinde yandaki kişiyle göz göze gelmek.

  • işiyle ilgili en ufak bir şikayette bulunmamış, ülke ekonomisini eleştirmiş ve çok haklı bir gencin işten çıkarılma iddiası. sözlük bu genci yarı yolda bırakmaz tabii.

  • eksi sozluk teknoloji bilisim ltd sti'nin yeni markasi. kisa sure sonra yayina girecek web adresi uzerinden erisilebilecek.

    uzun suredir arkadaslarla uzerinde calisiyorduk, begeneceginizden eminiz. nitelikli icerigin yayginlasmasi adina verimli bi calisma olacagi simdiden belli.

    soyle yapacagiz; sozluk'un tasariminda yapilan guncelleme ve eksi sozluk sozlesmesinde yapilan iyilestirme sonrasi yayina gecen eksi seyler'e tepki olarak entrylerini silen yazarlarin sildikleri entryler ve eksi seyler bunyesinde yer almasina musade edilmeyen entryler burada paylasilacak. uzun suren asamalardan gecerek sozlesmeye ek protokol yaptik. boylece entrysini baska yerde kullanamadigimiz kimse kalmayacak, kimse magdur olmayacak. ıtiraf etmek gerekirse tepkilere kayitsiz kalamadik, aklimiza bu geldi, yaptik. eksi sozluk olarak tabii ki bu seviyede de hizmeti en saglikli sekilde sunmaliydik.

    neyse iki kategori dusunuyoruz:

    1) dunun silinen en begenilen entryleri
    2) eksi seyler'de paylasilmasina izin verilmeyen en begenilen entryler.

    alintilanan iceriklerde asla degisiklik yapilmayacak. katiyyen icerige mudahale edilmeyecek sadece iditiryil dikinislir olacak.

    biz yaparken cok keyif aldik.yillardir gelistirdigimiz bir projeydi.

    ıleride arama motoru kurmayi, dizi sitesi yayina sokmayi, album cikarmayi, varsa gunlugunuze bi goz atmayi (yoksa da lutfen bize yazin) dusunuyoruz. bu konularda geri bildirimlerinizi degerlendirecegiz. tesekkurler.

  • o değil de bu arsenalli lavuklar o stadı nasıl buldular. taksici 200 euro kitlemiştir bunlara.