hesabın var mı? giriş yap

  • fren balataları biter, onu değiştirmez..
    kornası bozulsa müşteriyi bırakır sanayiye gider..

  • arkadaş dolandırılmadım diyor ama türkçesini çalmışlar haberi yok.

    edit: türkçe konusunda gelen eleştiriler nedeniyle entry'sine bir açıklama eklemiş. ben ikna oldum:
    --- spoiler ---

    "nasıl lan az türkçe kastım tırnak falan koydum. yaptık bir şeyler yaaaavv."
    --- spoiler ---

  • semender den ziyade yağ olarak kullandığı mazot dikkatimi çekti ya da 8 numara motor yağı.
    o daha çok midemi bulandırdı.
    etin tadını almamak için içine her şeyi koydular.
    bir ölü dedesini koymamışlar içine.

  • "brain in a vat" düşünce deneyi, gerçekliğin doğasını ve bu gerçeklikle ilişkimizi araştırmak için kullanılan bir felsefi düşünce deneyidir. düşünce deneyi, sadece bir tencerede sıvı besinlerle beslenen beyinler olup olmadığımızı sormaktadır. bu beyinler, bir süper bilgisayara bağlı olup, bize duyusal bilgiler veren ve düşüncelerimizi ve deneyimlerimizi yöneten bir süper bilgisayar tarafından beslenmektedir.

    düşünce deneyi, genellikle şüphecilik kavramının örneklenmesi için kullanılır, yani gerçekliğin doğası hakkında emin olamayacağımız fikrini ifade eder. bu, dünya hakkındaki algılarımızın ve deneyimlerimizin tamamen simulasyon ya da yapay olabileceği ve bu deneyimlerin doğruluğunu doğrulayamayacağımız anlamına gelebilir.

    bu düşünce deneyi, insan bilgi ve anlama sınırlarını da sorgulamaya yol açar. dünya ve gerçeklik hakkında anlayamayacağımız ya da anlamayacağımız şeylerin olma olasılığını gösterir.

    "brain in a vat" düşünce deneyi, felsefi soruları araştırmak ve gerçeklik hakkındaki varsayımlarımızı sorgulamak için yararlı bir araçtır.

    düşünce deneyi, gerçekliğin doğası ve bu gerçeklikle ilişkimiz hakkında ilginç sorulara yol açar. dünya hakkındaki algılarımızın ve deneyimlerimizin tamamen simulasyon ya da yapay olabileceği ve bu deneyimlerin doğruluğunu doğrulayamayacağımız fikrini ortaya koyar. bu, duyularımızın güvenilirliği ve dünyayı doğru algılama ve anlama yeteneğimiz hakkındaki varsayımlarımızı sorgulamaya yol açar.

    düşünce deneyi ayrıca insanin bilgi ve anlama sınırlarını da sorgulamaya yol açar. dünya ve gerçeklik hakkında anlayamayacağımız ya da anlamayacağımız şeylerin olma olasılığını gösterir. bu, dünya ve evren hakkında bilebileceğimiz ve bilmediğimiz şeyler hakkındaki varsayımlarımızı sorgulamaya yol açar.

    genel olarak, "brain in a vat" düşünce deneyi, gerçeklik ve gerçeklikteki yerimiz hakkındaki varsayımlarımızı araştırmak ve sorgulamak için yararlı bir araçtır.

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • kendini guclu hissetmeye ihtiyac duyan $ahislarin basit cafe, bakkal, pastane, lokanta tribidir. genellikle hatunlarda rastlanan bir trip olup tikky zihniyetle de normalin uzerinde bir alakasini ben saptadim, sizi bilmem. $imdi ne diyor bu adam diyorsunuz, haklisiniz. izah etmeye kasacagim.
    bir cafeye, lokantaya gittin misal. garsona sipari$ verirsin degil mi? istedigin bir $ey olduguna gore de, kurdugun cumle veya cumleler icinde "istemek" fiilinin gecmesi kadar dogal bir olay yoktur. ama bir $artla, bakin nasil:
    - merhaba hanimefendi buyrun, ne istemi$tiniz?
    - bir nescafe istiyorum, sutlu olsun. bir tane acibadem istiyorum, bir tane de tramisu istiyorum.
    - tamam hanfendi.
    - cikarken de bir pasta istiyorum. franbuazli var mi acaba?
    - evet efendim.
    - o zaman bir tane de franbuazli pasta istiyorum.

    burada sipari$ veren $ahis her istedigi "$ey" kadar istemek fiili kullanmi$tir.

    - ho$geldiniz. ne alirdiniz?
    - biz onden birer tane corba istiyoruz, birer tane icli kofte istiyoruz. canim cig kofte ister misin?
    - olabilir.
    - ortaya bir tane cig kofte istiyoruz. daha sonra ben bir tane adana istiyorum.
    - hanfendi siz?
    - ben iki tane lahmacun istiyorum. acisiz istiyorum lutfen.
    - kunefe alir miydiniz?
    - evet, iki tane de kunefe istiyoruz.
    - anla$ildi.
    - te$ekkur ederiz.

    ne kadar nazik ve dogallar degil mi?

    degil!
    yukaridaki iki ornek sipari$ diyalogu, anlamda hic bir degi$im olmadan ve ayni nezaket ile ama cok daha "az" istemek fiili ile kurulabilirdi. peki fark ne?

    $udur:
    sanki bu tarz ki$iler bir $eyi vurgulamak ister gibidirler. bunu kasten yapmiyorlar. sadece farkinda olmadan "istemek" filli kullanirken "..... istiyorum." derken kendilerini iyi hissederler. o yuzden de haddinden cok kullanirlar. parasini verecekleri bir ortamdalar. tabi istediklerini alacaklar. ama her "- istiyorum..." ayni zamanda bir "- aliyorum, gucluyum, kiymetliyim..." demek sanki.

    bakin cok basit bir sipari$ daha:
    - bir paket marlboro lights istiyorum, bir tane kagit mendil istiyorum, bir de cikolata istiyorum...
    $oyle olamaz mi?
    - bir paket marlboro lights, bir kagit mendil bir de cikolata alabilir miyim lutfen?

    ne degi$ti?
    birinde nezaket dahilinde de olsa conan girdi bakkala, istedigini aldi, oyle hissetti, siradan bir $eyi ozel hissetti, oburunde ise ricaci bir adam!

    bu gozlemi yaptigimda daha cok genctim. onceleri fazla kullanilmiyordu. sonra ozellikle kadinlarda cok yogun kullanimini gorur oldum. burada kadinlar bir de bu "istiyorum"u ozel bir tonlama ile soylerler. hic bir harfi yutmadan, bazen sonunu "istiyorroaam..." falan gibi gevrek tamamlarlar. sevimlilik tribi yaparlar... sanki... bak sanki diyorum.

    bir sipari$ veriyorsun. tabi ki istiyorsun. bunu bu kadar vurgulamak neyi gosterir? bir $eyleri gosterir gibi. istedigini alma garantisi olmayan ortamlarda istedigini alamayanlar, istediklerini alacaklarini bildikleri ortamlarda habire isterler. cunku isteyip "almaya" ihtiyaclari vardir onlarin. sanki bir tur "odunleme".

    sipari$ vermede bu formatin hic boyle du$unulmeden, begenildigi icin kabul edildiginin ve tabi ki "- ezikler boyle yapiyor abi..." demedigimi ozellikle anlatmak isterim. dedigim $u: bu format boyle adamlar tarafindan, anlattigim hisleri yaratarak kullanildi, sonra boyle olmayanlar tarafindan "sevimli" bulundu, yayildi, icindeki "afyon" onlari da etkisi altina aldi ve boyle bir gozlem oluverdi.

    izah edebildigmi du$unuyorum. onda pek $uphem yok. $uphe duydugum $udur ki, acaba sizde "- harbiden lan, boyle habire isteyip isteyip duran tipler var, ben hic boyle du$unmemi$tim..." dedirtebildim mi?

    not: bu entry kotulenmesin istiyorum, bir salem lights istiyorum, bir tane de toyota corolla istiyorum, 1.4 terra klimali olsun istiyorum.

  • filmlerde ismi ilk kez sanirim batman v superman dawn of justice de gecen batmanin bugun oldugu karanlik haline burunmesinde cok buyuk etkisi olan comic book yazari bob kane bu adamin yaptigi islerin ekmegini yerken kendisini bir yerden sonra yalancilikla suclamistir. finger'in olumunden sonra vicdan azabindan olsa gerek ozur dilemis ve yigidin hakkini yigide vermistir.