ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karga
-
günün birinde tem'de yolda giderken yaklaşık 500 metre kadar önümde bir karganın yolda tekerlek izinin tam üzerine bir ceviz koyduğunu ve yandaki bariyerlerin üzerine konduğunu gördüm. o anda karganın amacını anladım ve şerit değiştirmeden cevizin üzerinden geçtim ve cevizi kırdım. dikiz aynasından arkaya baktığımda karganın geri giderek kırılan cevizin içini yediğini gördüm. tüm bu olanlari gördükten sonra bu kuşlara özel bir saygı ile yaklaşmaya karar verdim.
otobüste öğrenci kartı istenen kızın çıldırması
-
çıkar kartını göster, çılgınlar gibi bağırmanın anlamı ne?
yakınlarına sabırlar diliyorum, bir doktora başvursunlar.
entelektüel birikimi en düşük meslek grupları
-
polisler.
debe edit: (bkz: haksız iddialarla görevden uzaklaştırılan öğretmen)
edit 2: arkadaşlar bu entry seneler sonra niye yeniden gündem oldu? sürekli bildirim alıyorum, bana da izah edebilir misiniz? teşekkürler;)
mesleği söylemeden anlatmak
-
vatan millet allah diyerek oy alan ve hırsızlık yapan.
not:boyum uzun
özcan deniz'li coca-cola reklamı
-
koladan soğudum hint filmi izler gibi
türk dizilerinin ana omurgası
-
kapı.
kapı açık kalır, dizideki önemli bilgi ortaya çıkar.
kapı açılmaz bundan türlü dram çıkar.
kapı çarpılır, aksiyon başlangıcı olur.
kapı kırılır, kahraman olunur.
kapı kitlenir, esas kız kaçırılmış olur.
kapıya kız bırakılır, romantizm olur.
kapı yüzüne kapanır, aile dramı olur.
bu yüzden türk dizisinin omurgası kapıdır.
sperm cilde iyi geliyor diyen erkek
-
yalnız cilde değil mideye de iyi gelmesi bilgisi eksik kalmış hede.
sek alınız..
bebeğine aşı istemeyen babanın yazdığı dilekçe
-
kendi araştırması sonucuymuş. nerede araştırmış acaba. kahvehanede mi?
zaga
-
sabah 3'te 4'te taksim'den gelirdik, hafif sarhoş, bambi'de dilli kaşarlı yenmiş, soğukta akm'nin yanındaki (veya gümüşsuyu'ndaki) dolmuşa yürünmüş, dolmuştan indikten sonra tüttüre tüttüre eve gelinmiş halde, resmen sabahın köründe yatmadan önce son bir tv açardık, zaga hala devam ediyor olurdu.
o kadar çok dışarılardaydık ki televizyon'da canlı izleyebildiğimiz tek program zaga'nın son bölümü olurdu. konuklar monuklar da pek umrumuzda olmazdı.
ne güzel bir dönem, ne güzel bir histi o.
ek tanım: bir kuşağın çok farklı hatırladığı bir program.
kura çekimlerinde yöneticilerin aldığı not
-
gerçekten çok merak ediyorum. abi ne yazıyorlar lan o kağıda? kendi takımının rakibi belli olduğunda o önündeki kağıda hep bir şeyler yazarlar. nedir o allah aşkına?
örneğin bugün galatasaray chelsea ile eşleşti. lütfi arıboğan direkt kalemi eline aldı, önündeki kağıda bir şeyler yazdı. yine "bir schalke değil fakat chelsea de iyi" gülümsemesi yaptı. ne yazdı şimdi oraya "chelsea" mi? yani yazmasa unutacak mı adam? "yahu şuraya bi chelsea yazayım da maçlar teee mart'ta unuturuz falan aklımızda kalsın" mı amaç?
ne kadar gereksiz, formaliteden bir hareket gerçekten. belki çok çok eskiden imkanlar şimdi kadar olmadığı için insanlar yazıyordur fakat şimdi gerçekten çok gereksiz. bu saçma olayın bir an önce bitmesi gerekiyor.