hesabın var mı? giriş yap

  • arab’ın amcaoğlu israil nasıl oldukları ortada.
    filistin’li müslüman arab’ın kardeşi suudi arap şu an festivalde.
    bi zahmet bu toksik aileden uzak kalalım.
    ne şam’ın şekeri ne arab’ın yüzü diyenler boşuna dememiş

  • tam bir işsiz bakkal bokunu tartar olayıdır. ne oldu, tatmin olduk mu?

    ordaki alkışlayanların da zeka yaşının en fazla 5 olduğunu tahmin etmek zor değil. madem çok milliyetçisin, madem böyle olaylara tepki gösterilmesi hoşuna gidiyor ve çok duyarlısın orada ne işin var? çeşme suyu+kahve tozuna neden 10 küsür lira veriyorsun?

    madem tepki göstereceksin, git başka bi yerde iç kahveni... ama yok, hem armut gibi oturur, hem şakşaklarlar... dedik ya işte zeka yaşı meselesi...

    bu arada 7-8 sene önce kebapçı dışında düzgün lokanta olmayan adana merkez'de starbucks açıldığını da öğrenmiş oldum, zaten adana'nın tek eksiği de oydu.

  • evimizin önüne açılan börekçiye ilk zamanlar soğuk bakmıştım. ancak bir süre sonra ara ara uğramaya başladım.

    gel gelelim 25 yaşlarındaki börekçi eleman çok ilginç bir insandı.

    bazı sabahlar son derece asık suratlıydı ve nemruttu.. "günaydın", "iyi günler" dememe asla yanıt vermezdi. yüzü hep yerdeydi... kimseyle göz göze gelmezdi. ama böreği güzeldi işte. güler yüzlü olmasa da olurdu.

    bazı sabahlar ise güleryüzlü olmasa bile saygılı ve konuşkandı. dükkana girer girmez "günaydın" ya da "hoşgeldiniz" derdi. böreğimi uzatırken "buyrun efendim" derdi. bazen müşterilerle şakalaşırdı. hayret ederdim.

    sizin anlayacağınız, adamın bir günü bir gününe uymuyordu.

    iş öyle bir duruma gelmişti ki, artık fal tutmaya başlamıştım. adam sinirliyse günüm kötü geçecekti. iyi tarafına denk geldiysem her şey güzel olacaktı. "acaba bu sabah nasıl" diye sırf meraktan daha sık börek almaya başladım. işyerinde elimde leş gibi kokan kıymalı börek, "dünün en beğenilen entryleri"ni okuyordum. iş arkadaşlarım "sen börek sevmezdin" deyip duruyorlardı. bense börekçiye hayret ediyordum.

    ta ki o güne dek.

    o sabah yine kahvaltı yapamadığımdan börek almaya karar verdim. evden hızla çıkıp börekçide aldım soluğu. içeri girince sinirli bir şekilde taaak taak diye börek kesen bizim elemanı gördüm. canım yine sıkıldı. bu sefer bambaşka bir suratsızdı. "bana bir porsiyon kıymalı" dedim. yüzüme bile bakmadı. o, böreğimi keserken tam arkamdan başka bir ses duydum:

    "hoşgeldin abi, nasılsın?"

    dönüp baktım.

    adam ikizmiş lan!

    yebe editi: 2014 ün yüzkarası soma'yı unutma.

  • tamamen hurdacı, tamirci, motorcu çöplüğüne dönmüş bulunan discovery'nin through the wormhole ve bear grylls programları dışında national geographic karşısında fena ezildiği karşılaştırma. elbette korkusuz balıkçılar, akvaryum dünyası, cesar millan gibi gerzek programlar nat geo'da da var ama başta astronomi olmak üzere bilim ve vahşi yaşam belgeselleri discovery grubundakilerden çok daha kaliteli ve sürekli yenileri geliyor. discovery science sürekli eski belgeselleri yayınlıyor hatta.

    not: bu entry'yi yazarken fark ettim ki, ben reality show'lardan tiksiniyorum ve discovery fena halde reality show bataklığına gömüldüğü için kendisinden soğumuşum.