hesabın var mı? giriş yap

  • halil bey o gun cayina kazayla iki $eker fazla atar.. aldigi ilk yudumda tum fabrikanin dekorasyonunu dahi du$unmu$tur bile.. (bkz: kristal cola)

  • zamaninda (1905'e kadar) cin'de uygulanan bir idam yontemi, "death by a thousand cuts," "slow slicing," "lingchi" (cosmayalim, linc etmek'in koku degilmis deniliyor.., ve simdiden yardimlari icin wikipedia'ya tesekkurlerimi sunuyorum)

    neyse efendim mens rea, actus reus gibi seylere girmeden, insan haklari da konusmuyoruz 1200lu yillarin guney asyasinda, deterrent ve retributive hukuk arasindaki ince cizgide giden idamlardan biri olan "bin kesik ile olum", devleti satmak, devlet sirrini satmak, onemli insanlari oldurmek vs.. gibi olabilecek en agir suclara verilen cezalardan birisi imis.

    sen ki mesela bu tarz agir bir suc isledin. devlet baba seni buluyor, imparatora soyluyor, imparator da emrediyor, seni toplum gorsun diye bir meydanin ortasinda cirilciplak carmiha bagliyorlar. elde varsa biraz uyusturucu veriyorlar. sonra da vucudundan ufak ufak parcalar kesmeye basliyorlar. genellikle fazla kanama olmasin diye oncelikle kol ve bacaklardaki deri ve et parcalarindan kesiyorlar ufak ufak. boyle avuc ici kadar parcalar, sonucta koskoca cin, biliyor nerede damar var nerede antrekot.. sonra, her kesikten sonra hissettigin aci miktari azaliyor ya, adamlar dusunmus, acinin devami icin daha buyuk uzuvlar kesilmeye baslaniyor, yine kanama az olsun diye bu sefer de kafa derisi ve kikirdakli bolgeler, mesela kulak, burun, dirsek/diz kapagi falan kesiliyor. bu noktada bayilmissan iyi. bayilmadi isen parmaklar, kol, bacak, kalca parcalari falan sen bakarken gitmeye basliyor, en sonunda zaten kan kaybindan gidiyorsun ama, kafayi falan da ayiriyorlar. idamin gerceklestiginin kanidi olarak o kafa imparatora goturuluyor.

    zamanin yoresel inancina gore (tek tanrili dinler cikmadan once genel moda olan olum sonrasi hayat inanclarina paralel olarak) olumden once ayirilan vucut olumden sonra da tek parca olmayacagindan, parcalanarak olmus kisinin ruhunun da tek parca olmayacagi, acilar icinde olacagi, dolayisi ile hem bu dunyanin sonunda hem de oteki dunyada cezalandirilmis olmasi bu idamin getirdigi bir bonus ozellik. (bu arada, o zamanin dinlerine gore "ruhun yasam suresince degismesi" ne karsilik bugunun tek tanrili dinlerinin inanci olan "ruhun sabit kalmasi" farkini ilginc bulan oldu mu? super, sapmayalim devam edelim,) toplum icerisinde cirilciplak kesilerek ibret olma ve acilar icinde yavas bir olum olmasi tabii ki esas ceza.

    cok fantastik bir isme sahip oldugunu kabul ediyorum, ama zaten cin imparatorunun kalkip "uc bes kesik atin vucuduna kanasin gebersin pic" demesini beklemiyordum. onu kosedeki kasap zhang her gun tavuk oldururken yapiyor zaten, sonra "imparator zhang" diye milletin arasinda adi cikar.. esas imparator sensin, cay icmeye giderken bile "elli bes bin kaplan kiliyla suzulmus lipton iciyorum ben" diyorsan, boyle bir ceza icin de psikopat boyutlarda bir guc gostermelisin, "bin kere kesin ulan" demelisin, ibret olmali, boylece babasini oldurmeye yeltenen elemana arkadasi "olm adamin gotunu bin kere keserler" demeli ki eleman iki kere dusunsun. yoksa bunun kisas amacli yapildigini sanmiyorum, cin cok bayilmiyor olmali her gun sokaklari mezbahaya cevirmeye..

    bati dunyasi 17-18. yuzyillardan sonra cin ortamini kesfedince bu olayi "vahset" olarak nitelendiriyor, ve 1905'te bu bin yillik idam uygulamasi kaldiriliyor. olay tamamen japonya'nin 100 yil sonra basina geldigi gibi, "biz size yatirim yapacaksak bu tarz olaylar olmayacak" yaklasimi..

    olayi geyige baglarsak, bizim askeri kulturumuz de orta asya'dan geliyor, askerde "cezali agac/tank/tabure" olaylari var ya, kesin o zamanlarin cin'inde de kadrolu bir eleman vardir coktan olmus suclunun uzerine "imparator bin adet kesik istedi" diye bin tane bicak darbesi indirmek zorunda olan. 1000 yerine 999 kesik olursa da 17 yil ceza alan bir ceset, ve bunun basina nobet diktikleri askerler de olmustur...

  • üşengeçlikten parfüme nasıl geldin amk

    edit : başlık sahibi şöyle bir msj attı ;

    - amk ifadesi hakaret içeriyor söylemek istedim, bu da suçtur biliyorsun. kaldır onu bitsin problem

    beyler avukat olan filan varsa ne olur taktik.

    edit 2 : eksik olmasınlar bir çok avukat arkadaş yazdı bilgilendirdi ve istişarelerde bulunduk. ortak kararımız gençliğimi yaktıgım yönünde oldu. uzun bir süre beni göremezseniz ne olur üzülmeyin. davası için savaştı dersiniz. dik durdu eğilmedi dersiniz.

    selam ve dua ile.

  • sabahtan beri kız kardeşinin dün facebook sayfasında yazdıklarını okuyorum.

    "kız kardeşim kayıp, 160 boylarında, yeşil montu var, görenler lütfen haber versin" deyip fotoğrafı paylaşmış.
    bugün haberini aldı. tecavüze uğrayıp bıçaklandığı, daha sonra da cesedinin yakıldığı haberini.

    26 yaşındayım. babamı birkaç sene önce kaybettik. 20 yaşında bir kız kardeşim var.

    dayanamadım, insan aklı ya, bir an bu senaryoya yerleştirdim rolleri.

    bir babayı, bir anneyi, bir abiyi, ablayı, kardeşi kim durdurabilir? ne durdurabilir? beni kim durdurabilirdi mesela? neden durdurmak isterdi ya da?

    bir babanın o insanları polisten önce bulup gebermek için yalvartacak kadar acı çektirmesini şu entryi okuyanlardan kaç kişi gerçekten istemez? bir düşünün, şu an önünüzdeki 3 sandalyede bağlı halde bulunmalarını gerçekten arzulamaz mıydınız? tek tek dişlerini sökmeyi, acı çığlıklarını duya duya tırnaklarını yerinden çıkarmayı hayal etmez miydiniz?

    ben ediyorum. nasıl ki zalimler için yaşasın cehennem diye bir söz varsa, ben de bu canilere, dünyadaki tüm canilere hak ettiklerini verebildiğimiz bir cennet hayal ediyorum.

  • puan farkı olarak malesef denk gibi dursak da bu sezon ilk kez rahat kazanacağımızı düşündüğüm maç. zira ligdeki en kötü futbol oynayan takımla oynayacağız. kazanıp en azından düşme potasından kurtuluruz (malesef derdimiz bu) ligi de 10. sıra civarında bitirecegimize inanıyorum.

    not: erzurumspor

  • bir ihale nedeniyle mahkemeye ifade verin diye kagit geldi. resmi evrakta sahtecilik ve haksiz kazanc saglama kilikli suclamalar vardi. tabi tirsa tirsa kime danisalim kime danisalim, aklimiza tanidik kidemli bir savci geldi. gittik dedik durum bu bu.
    smdi o an sunu anladim iyi bir avukat veya hukukcu olarak kabul edilen kisilerin kafasi cok farkli calisiyor. biz "ama biz masumuz sahtecilik de yapmadik, kazanc da yok" modunda bidir bidir otuyoruz adama.
    -eee, simdi siz burada ne olarak gorevliydiniz?
    -muayene ve kabul komisyonu
    -bakalim kanuna, himmm, komisyon-lari diyor. yani cogul. muayene ayri kabul ayri demis kanun. himm bunlarin gorev tanimi neymis hhmmm. siz bu gorevlendirmeye gore muayene komisyonundasiniz, kabul komisyonu baska... tamam ifadenizi buna gore verin. ben kabul komisyonu uyesi degilim, ne kadar teslimat yapilmis onun kontrolu kabul komisyonunun diye ifade verin. bir de beraat edince bu sorusturma izni veren bilirkisiyi mahkemeye verin, iste haksiz yere suclandim. ruh sagligim bozuldu diye temsili bir tazminat gibi...

    yav arkadas, yeminle gotu nasil kaptirmayiz diye tirsa tirsa gittigimiz yerden, adamin tum hikayeyi uzerine kurdugu bir "lar" sayesinde, ulan bilirkisi simdi gotunden kan alacam kan nidalariyla ciktik.
    iyi bir avukatta olmasi gereken bence "seytanin gor dedigini gormek". bir de bu mevzuata falan, yeni yonetmeliklere hakim olmak. arkadas bir cogul eki be, vay anasina...