hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye gibi insanların fikirlerinden çok giydikleri şeylere değer verilen az gelişmiş ülkelerde kafaya takılır.

    işte bu yüzden türkiye'de insanlar iphone 6'ya, lacoste tişörtlere, adidas ayakkabıya aldığı maaşın 300 katını verirken "yüzüm düşmesin eşe dosta" gibi saçma bir algıya sahiptirler.

  • eğer peygamber efendimiz(s.a.v.) dünyaya geldiği gün bir zengin "bugünden itibaren her gün için fakirlere 2 milyon türk lirası sadaka vereceğim" deseydi ve bugüne kadar yaşasaydı, bugün itibariyle toplam tasadduk ettiği para 128 milyar dolar olurdu.

    tanım: bir örneklem etkinliği

    yıllar sonra gelen edit: bugünkü kurla günlük 3,5 milyon türk lirası sadaka vermesi gerekiyor.
    edit2: bugünkü kurla yaklaşık 4,8 milyon tl ediyor.

    edit3: yetişemiyorum saldım artık

  • bu tur adamlarin hayat boyunca aradigi $ey rakam'dir.. bir rakam bulduklari zaman hemen onu hesaplayip saglamaya onunla ilgili ilginc gercekleri cikarmaya cali$irlar.. ornek verecek olursak kahvede ya da berberde bir muhabbet gecer "ismet abi bak insan damarlarini uc uca ekleyince dunyayi 7 kere dolaniyormu$" denir denmez hesaplayan adamimiz trigger olur ve ba$lar: "dur hikmet hesaplayalim.. dunyanin cevresi 40 bin km.. 7 kere dolandigina gore dort kere 7 28 yakla$ik 280 bin km uzunlugunda bizim tum damarlarimiz.. her damar 1mm kalinliginda desen ortalama olarak senin kilon kac 87 mi.. bol 87 carpi 1500 bolu 2 arti 5.. bak dogru hesaplami$lar.."

    super matematik bilgileri yoktur ama dort i$lemi cok hizli cabuk yaparlar bundan keyif de alirlar..

    (bkz: ogreten adam ve oglu)

  • bir türk annesi klasiği daha. evde misafir filan yoksa sürekli bu tişörtler vardır annelerin üzerinde. kimisi desenlidir, kimisi düz renk. ama hepsinin ortak özelliği, kıyısında köşesinde çamaşır suyu lekesi olmasıdır. böyle benekli benekli, dalmaçyalı kıvamında. hiçbir zaman giymekten bıkılmaz. ortalama 5 ila 6 yıl sonra da yer bezi olur.

  • dolores o'riordan'ın bir röportajında şarkının hikayesini anlatırken hala titrediği parça.
    hikaye şu: 1993 yılında bir gün, anne ve küçük oğlu londra’da bir marketten alışveriş yaptıkları sırada marketin önünde bulunan bir çöp bidonu içindeki bombayı fark edemezler. ira (irlanda cumhuriyetçi ordusu) adlı yasadışı örgütün bıraktığı sanılan bomba tam anne ve oğul market kapısındayken büyük bir gürültüyle patlar ve hedef daha ne olup bittiğini anlamayan ufaklık olur. bu lanetli durumun sebebi, irlanda’nın güneyi ve ingiltere arasında bitmek bilmeyen politik savaştır. o’riordan, haberlerde defalarca izlediği bu görüntüye dayanamaz ve yazmaya başlar. “1916’dan beri sürüyor bu…” dediği mısralarda, dublin’de çıkan ve çok kan döken paskalya ayaklanması'nı refere eder. (beş gün süren ayaklanmayı bastırmak için ingiltere, kenti tanınmaz hale getirmiş ve devrimcileri kurşuna dizmişti.) o’riordan o günleri unutturmayacak satırlarıyla günümüzde bile sürmekte olan savaşlara, ölümlere ve adaletsizliklere atıfta bulunur.

  • içine keklik eti mi karışmış nerden bilecen? dedi ya.. işte ben o an, hayatı sorguladım. ben olsam köpek eti mi, kedi eti mi nerden bilecem diye düşünürdüm. ama bak amcaya ne kadar iyimser, milletin arayıp bulamadığı keklik etini ne idüğü belirsiz sucuğun içinde bile düşündü. bundan kelli, daha iyimser bakacağım hayata. teşekkürler amca, teşekkürler sucuklar!!

    edit:anlatım bozukluğu