ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kitap satın alma hastalığı
-
kitap satın alma hastalığına tutulmuş bir insan olan walter benjamin'in bununla ilgili bir hikayesi mevcuttur:
paris'te kendisiyle röportaj yapmaya benjamin'in evine giden bir muhabir, benjamin'in çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde " tüm bu kitapları okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz?" diye sorar.
benjamin'de muhabire şöyle cevap verir "kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de. "
isviçre'de çocuklara yaya geçidini öğretmek
-
tır durdu ya la... tır durdu... uzun araç durdu.
durabiliyorlar demek ki. türkiye'de göremiyoruz ama duruyor demek ki.
ebru gündeş'in 400 bin tl'lik kışlık alışverişi
-
"hazir oradayken bana da bir bot ve kazak alsaydi keske." dedigim alisveris. harcadigi parada benim de hakkim var sonucta.
içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet
-
tam hali "içinde içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet"tir.
içki görünmesin diye siyah poşet verilir, siyah poşet görülünce de içinde içki olduğu anlaşılır. böyle de bi paradokstur.
bu ikilemi on dakika kadar düşününce insanın kafasında, en az o poşet kadar kara bir delik açılabilir.
japonların yaptığı inanılmaz karmaşık tatlı
-
yapımı şuradan izlenebilecek çilekli şekerdir: https://www.youtube.com/watch?v=rbhwf3wpduy
edit: bu arada dikkatinizi çekerim başlıktaki typo 80.ci entry'ye kadar fark edilememiş. öyle de bir tatlıdır, grammar nazilerini bile yola getirir. başka bir şey olsa 80 tane liseli autocorrect kesilirdi başımıza.
sadece ankara'da yaşayanların bilebileceği şeyler
-
de gaulle'ün isminin şehrin merkezinde bir caddeye dögol şeklinde verilmiş olması.
4 nisan 2020 kocaeli-ankara otobanı
-
iyi de bunlar ankara'ya gece 12'den önce varamaz ki. dolayısıyla ankara'ya da alınmamaları lazım.
ömürlerinin geri kalanını otobanda geçirirler artık.*
gezicilerin genelde çirkin olması
-
özellikle erdoğan'ı havaalanında karşılayan manken fizikli oğlanları görünce insanı hayrete düşüren tespit.
duran adama karşı duran adamlar falan vardı mesela, tiplerini görünce kıskançlıkten cinnet getirip sabah ezanına kadar cami önünde durmuştum.
hayata dair gülümseten detaylar
-
hayatimda bazi ritueller var. mesela her sabah kahvemi alip gazetemi okudugum bank da bunlardan biri. biraz amerikanvari evet, ama olsun.
son iki aydir, tahminimce 60 yaslarinda, dislerinin yarisini kaybetmis, agir adimlarla yuruyen, inceden beli egilmis, basindan sapkasi hic eksik olmayan, sevimli bir amca geliyor her sabah yanima. alman disiplini iste, her sabah 7:40-45'te yanimda oluyor. tanimiyorum. iki aydir hic konusmadik; ama her sabah yanima gelip oturuyor. yaptigi tek sey, oturduktan on saniye sonra basini hafifce gazeteme cevirip goz ucuyla tarihe bakiyor olusu. kisik bir sesle dienstag(sali) diyor ve gidiyor. samstag(cumartesi) diyor ve gidiyor. haftanin yedi gunu boyle. gune bakmaya geliyor. ben de arkasindan gulumsuyorum sadece.
ne olduysa dun oldu. saat 7:55 olmustu. hala gelmemisti. iki aydir ilk defa boyle bir sey oluyordu. ne okudugum gazeteye odaklanabiliyordum, ne de kahveden tat alabiliyordum. gozum sadece o'nu ariyordu. niye gelmemisti? endise ediyordum. basina bir sey mi gelmisti? gun boyunca aklimdan cikmadi. "montag" demesi gerekiyordu o gun. o kadar kafama takmistim ki, ruyama bile girdi gece.
bugun sabah oldu. ben yine gazetemi ve kahvemi alip banka oturdum. sadece gelmesini bekledim, adini bile bilmedigim o adamin. kahve iciyordum; ama gazete okumuyordum. saat tam 7:43'te belirdi kendisi. uzun zamandir boyle mutlu oldugumu hatirlamiyorum. oyle bi heyecanla actim ki gazeteyi. bu defa o basini cevirmeye zahmet etmesin diye epey sag tarafa dogru okuyordum. oturdu, on saniye gecti, yine basini cevirdi, bakti, "dienstag" dedi ve kalkip gitti.
bu defa tedbirliydim. arkasindan fotografini cektim. olur ya bir gun gercekten hic gelmez. anisi kalsin bende.
http://i.imgur.com/k3q5dyo.jpg
- http://i.hizliresim.com/oeyeqx.jpg
bir daha boyle yapma amca.
gelmeyeceksen bile haber ver.
atatürk'ün trablusgarp savaşı'ndaki fotoğrafı
-
mustafa kemal atatürk'ün 1911-1912 yılları arasında geçmiş olan trablusgarp savaşı'ındaki resmi.
http://galeri2.uludagsozluk.com/…tirmesi_394434.jpg
kendisinin 30 yaşındaki halini görmemizi sağlayan, benim ilk kez gördüğüm ve çok beğendiğim bir fotoğraf.
edit: fotoğrafın tam hali: http://i.milliyet.com.tr/…2/26/fft16_mf1170144.jpeg
bilgilendirme ve resim için neyapiyon bonapart'a, resmin bütünü için come get some'a teşekkür ediyorum.
dolar kurunu 1.15'e düşürecek lider
-
düşürmüşken 1'in altına düşürsün birader, hayallerde bile dolar yüksek amk.