hesabın var mı? giriş yap

  • "artan maliyetler" sebebiyle bursa büyükşehir belediyesi'nin halka pamuk eller cebe demesi olayıdır. bir yanda tunç soyer'in izmir'de işe gidiş ve iş çıkış saatlerinde ulaşımı yüzde elli indirimli yapması, bir yanda istanbul'da öğrenciler için aylık ulaşımın elli liraya düşürülmesinin görüşülmesi, bir yanda da bunlar. herkes amacını güzel bir şekilde belli ediyor. istanbul gibi bir şehirde bile öğrenciye hiçbir zaman yüz lira olmadı o kart, yazıktır.

    edit: birisi de çıkıp demiş ki yüz lira ile kimse aç kalmaz. herkes baba parası yiyemiyor sayın yazar. aldığı dört yüz lira burs ile bir ayı çıkarmaya çalışan, geçinemediği ve ailesinden destek alamadığı için gece gündüz demeden herhangi bir işte çalışan öğrenciler de gördü bu gözler. tabii bir eli yağda diğeri balda sayın yazar bunu nereden bilecek?

  • hahhahahahaa diyerek karşılaştığım olaydır

    "berat ağbi, doçentlik sınavından yine kaldım ağbi"
    "bizim senden başka kimimiz var berat ağbi"

    aynı zamanda tezlerinin de çalıntı olduğu ortaya çıkmıştır. oğlum selman, tv'de atatürk'e dil uzattığın zaman sinirimden uyuyamamıştım, işte adalet böyle tecelli eder.

  • yapması da, yemesi de çok zevkli.
    hem benim için sağlık! yumurtayı tek böyle yiyebiliyorum resmen.

    ps: ismi de n'asıl bu hale geldi bilmiyorum; ama bence bu da çok eğlenceli, annemin hediyesi bana ehee.

  • bir arkadasin esinin anne babasina avrupa'da bir sehirden istanbul'a ucak bileti alirken daha ucuza geliyor diye biri icin ataturk'e digeri icin sabiha gokcen'e bilet almasi.

  • oğlum tamam yazar adam yanlış yapmış olabilir ama, bir sene önceki entry'i bulup hataları ortaya çıkarıp bir de başlığını açmak kişisel bir garez gerektirir.

    debe editi: bu topraklar üzerinde haksızlığın karşısında olduğu için zarar gören,hayatını kaybeden hiç kimse unutulmayacaktır.

    (bkz: cem garipoğlu'nun suç ortakları)

  • antep terbiyeli külbastı kadar uyandırıcı değildir. buyrun hep beraber bakalım,

    malzemeler:
    8 parça kuzu külbastı
    3 diş sarımsak
    1 adet kuru soğan
    4 yemek kaşığı zeytinyağ
    2 yemek kaşığı nar ekşisi
    1 tatlı kaşığı biber salçası
    1 tatlı kaşığı kuru kekik
    1 çay kaşığı tuz
    1 çay kaşığı toz kırmızı biber
    1 tutam karabiber

    -yukarıda bahsettiğim gibi,külbastı alırken mutlaka kasabınıza inceltmesini söyleyin ki evde uğraşmak durumunda kalmayın.
    -derin bir kap içerisine soğan ve sarımsağı rendeleyin,zeytinyağ,tuz,baharatlar,nar ekşisi ve salçayı ekleyip iyice karıştırın.
    -dövülmüş et parçalarını bu karışımın içerisine alın ve et parçalarını iyice sosa bulayın.
    -tüm parçalar iyice soslandıktan sonra, etlerin bulunduğu kabı streç film ile iyice sarın ve buzdolabına kaldırıp 1 gece dinlendirin. ( bu tarifi hazırlamak gerçekten çok kolay,tek yapmanız gereken bir gece önceden soslayıp hazırda bulundurmak.haberli misafir için son derece ideal bir tarif.)
    -1 gece dinlenen etleri dolaptan çıkartın.
    -etleri pişireceğiniz tavayı ocağa alın ve 1 çorba kaşığı kadar sıvı yağ ekleyip ısıtın.
    -ben bu işlem için emsan griss panda tava kullandım.
    -tavanın yanmaz,yapışmaz özelliğinin yanı sıra,ön kısmındaki tasarımı sayesinde,pişen etleri ön kısma alıp,fazla yağını bırakmasını sağlamak mümkün.
    -böylece istemediğiniz fazla yağlardan en başından korunmuş oluyorsunuz.

    uyandırıcı etkisi klinik deneylerle kanıtlanmıştır. (üstelik 200 yıl da sürmüyor)

  • 3 yıldır koy öğretmenliği yapan biri olarak sizi rüyanızdan uyandırmak durumundayım.

    bi kere koy hayatı sanıldığı gibi cazibeli değildir. o inekler, keçiler, tavuklar facebook çiftçilik oyunlarına benzemiyor. bi gün bakma bakayım başına neler geliyor. bakmak derken ineklerin mesela sabah 6 da yemlerini verip ahirlarini temizlemek gerekiyor. bi verme bakayım o yemi nasıl böğüre böğüre köyu inletirler. bi süre sonra da ahırdan çıkmak için birbirlerini ezeceklerdir.

    gelelim kecilere. keçi özgür hayvan öyle yemini vereyim geceyim dinlemez. davarcilik denen bişey duydunuz mu siz ? heh işte o davarcilar kar kış demeden sabah ezanıyla keci sürulerini dağlara sürerler düşe kalka. sabah dondurucu soğuk öğlen kavurucu sıcakla boğuşan bu insancıklar güneş yanigindan kapkaradir zaten.

    tavuk desen sürekli hastalıktan bir bir giden, yumurtlamamak icin inat etti mi asla donmeyen, inanilmaz nazlı bir hayvan. hadi yumurtladi diyelim. yumurtaları şehire indiriceksin, satmaya calisicaksin, millet burun kıvıra kıvıra pazarlık edecek.

    bunlar sadece hayvancılık. tarım da tamamen aynı şekilde. ekip biçip gözün gibi baktığı onca üründen en az kar eden kişi her zaman ciftcidir. 5 liraya aldığın domatesten onun eline 50 kuruş zor geçer.

    sağlıga gelirsek. evet her yerde sağlık ocağı var. ama herşey sağlık ocağı ile hallolur mu ? hayır. geçen sene velilerimden biri hastaneye yetişemeyip çalı dibinde doğum yaptı. çocugun göbeğini taşla kesti eve geri getirdi. evet 2017 de oldu bu olay.

    eğitim? inanın elimizden geleni yapıyoruz öğretmenler olarak. çocuklarım bı yana dünya bi yana. gel gör ki çevre faktörü açısından asla merkezle yarışamiyor çocuklar ve bir çoğu merkezde olsa çok iyi yerlere gelecekler belki ama ailelerinin ne okutacak gücü ne zihniyetı var.

    ıste gozlemledigim koy yasami genel hatlariyla bu sekilde. tersi ornekler, muhtesem koyler elbet var ama malesef istisnalar kaideyi bozmuyor.

  • envai çeşit peynirlerin, zeytinlerin, jambonların, balın, kaymağın bulunduğu cağnım kahvaltı masasından sadece bir (rakamla 1) yudum portakal suyu hüpletip aceleyle işe-okula-her ne cehennemin dibineyse oraya gitmek. süper bi detay bence.

  • kadınları bilinçli yahut bilinçsiz olarak aşağılamasından ötürü küfrü hiç sevmeyen bir birey olarak "ak porrrtininn daysınnı zikemmm" küfrüyle en azından pozitif ayrımcılık yapmasından ötürü takdir ettiğim velet.

    dayısını zikmek nedir amk ya hahahahahah