hesabın var mı? giriş yap

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.

  • her sabah aç karna telefonumun kronometresinden takip ederek 20 dakika yaptığım ağzı yağla çalkalama durumu. ben soğuk sıkım organik hindistancevizi yağı ile yapıyorum. beşinci ayımı doldurmak üzereyim. bu 20 dakika içinde bazen duş alıyorum, saçımı tarıyorum, makyajımı yapıyorum, kıyafetlerimi ütüleyip giyiyorum. yani her sabah 20 dakikanızı mahsus bu işe ayırmak zorunda değilsiniz. tabii aynı anda başka şeylere odaklanamamak gibi bir huyunuz yoksa. bir süre sonra sabah rutininizin bir parçası oluyor. ağzında yağ yokken yapacağınız her şeyi bu şekilde yapıyorsunuz, hepsi bu.

    tedavi edici yönünden ziyade, şifalandırıcı özelliğine odaklandığım için bir beklentiye girmeden yapıyorum. insanlar yatay pozisyona geçip uyumaya başladıklarında toksinler ağızda ve dilde birikiyor. sabahları uykudan kalkınca ağızdaki acı tadın sebebi bu. yağ çalkalama işlemi ile bu toksinler yağda çözünüp atılıyor. vücuda geri girmiyor. mantığı bu. dediğim gibi iyileştirsin diye değil de şifalandığım hissiyle yaptığım için bedenime de ruhuma da iyi geldiğini düşünerek yapmaya devam ediyorum.

  • araba almak için yola çıkmış yazar arkadaşa şimdiden hayırlı olsun demekle birlikte aldırmaması gereken entryleri baştan söylemeyi kendime görev edindim.

    1- "el arabası alırsın anca o paraya!" diyen herkesi engelle. hiç aldırış etme. 600 tl'yi yan yana görmemiş ergenler 600 bin tl'yi küçümseyecektir.

    2- "100 bin daha koy şunu al!" diyen herkesi engelle. adam zaten verebileceği maksimum tutarı yazmış. kalkıp "daha da para koy şunu al!" diyorsunuz. o zaman 2 milyon daha koysun porche alsın.

    3- "araba almak salaklıktır. paranı faize koy, dolar al, altın al, borsaya bas, coine yatır!" diyen herkesi engelle. adam arabaya binecek. saydığın yatırım enstrümanlarına değil.

    4- kendi arabasını kakalamaya çalışan herkesi engelle.

    5- beni de engelle. araba önerisi sunamadım. akıl verdim.

  • ferrari'nin sahibinin ismi henüz öğrenilememişmişmişmiş.

    yav he he.

    yeni düzen türkiye sınırları içerisinde, "çankaya köşkü'nün önünde ferrari'yle cinayet işleyen birisi kesin sağlam taşaklıdır. tadımız kaçmasın ali rıza bey, susalım." şeklinde düşünmüyorlarsa cümle alem siksin.

    medya böyle bir şey işte. kimisinin borazanlığını, kimisinin tetikçiliğini, kimisinin de dilsiz uşaklığını yapar.

    t: mağdur taksicidir.

    edit: tanım

    edit 2: neudugubelirsizolan'a teşekkürler. ferrari'nin sürücüsü bulundu ama polis tarafından değil; toplum tarafından.

    instagram adresi: ismail arıkan
    bu da ferrari'sini terk eden bilgenin fotoğrafı: 06 ar 5000

    edit 3: trikocum'a bilgilendirme için teşekkürler. taksiciyi öldüren katil ismail arıkan teslim olmuş. korktuğu için kaçmışmışmış. yoksa haşa alkol filan ne gezer.

    kaynak

  • avrupa süper ligi avrupa’nın önde gelen takımlarının türkiye,yunanistan,polonya gibi vasat ülke takımlarıyla yüz göz olmamak için kurdukları bir oluşum.ki daha ilk sene için 3,5 milyar euroluk bir pastadan söz ediliyor.şimdi soruyorum sana güzel kardeşim sence bizim salatalık ligimizden bi takımı buraya alırlar mı?

  • o değil de basketbolcularla beraber laylalooooooo diye sıçrayan ntv spikeri* bir şey alamayacak. yazık lan.

  • türklerin bulgaristan'da anadilde eğitim hakkı yoktur, türklerin bulgaristan'da anadili öğrenimi hakkı vardır. türkçe dersleri kırcali, razgrad gibi türklerin yoğun olarak yaşadığı şehirlerde haftada 2 saat seçmeli ders olarak okutulur.

  • samimi söylüyorum ülkenin durumunu en güzel özetleyen şey bu adamın gazeteciliği. fethullah gülen’in dizinin dibinde fotoğrafları varken bugünkü yazısında ekrem imamoğlu’na fetöcülük benzeri imalarda bulunuyor. devran yarın dönsün ekrem imamoğlu’na gidip siz geldiniz istanbul kurtuldu benzeri yazı yazmazsa ağzıma s.çsınlar.
    tanım: kendini gazeteci sanan biri, dönemin gazetecisi.

  • 5 6 yaşlarındayım, kız kardeşim yeni doğmuş, hasta ve güçsüz. istanbul'un yeni yerleşim yerlerinden birinde, çamurdan sokakları olan bir semtte yaşıyoruz. daha duvarlarındaki beton kururmamış bir kooparatif dairesinde kiradayız. duvarlar yeşil ve sürekli küflü. kardeşim sürekli hasta.

    ben de muz seviyorum. 1 kere mi ne yedim ama olmaz böyle bir lezzet abicim. kokusu, kabuklarını yana doğru açarak yeme durumu falan. böyle bir şeyin ağaçta kendiliğinden yetişmesi ibretlik yani. işte hatırlarım kardeşime güç bela muz alırlardı, annem bi parça verirdi sonra da tembihlerdi beni, "oğlum kardeşin hasta diye bunları yemesi lazım, çok pahalı alamıyoruz" diye. o evde o muz dururdu da ben gidip bir tanesini yemezdim, arada sırada kese kağıdını koklardım ama yemezdim.

    kız kardeşim evlendi şimdi, geçen gün onlara gittim, bir tabakta meyve getirmiş. dilimlenmiş muzlar... onlar öyle yenmez ki.

  • hele ki ilk aşksa, platoniklikten el ele tutşma aşamasına geçtiğiniz ve ilk kez elele yürüdüğünüz günün sonunda, bir de gözünüzün önünde şaka gibi bir kaza yüzünden öldüyse, aradan 22 yıl geçer ve halen kendinize gelemediğinizi anlarsınız olayı hatırlayınca....
    öyle bir yara bırakır ki, yüzlerce yıl kanar ama öldürmez......