hesabın var mı? giriş yap

  • linkteki yazının özeti
    "kürtler tamamen kurallarla yaşayan bir topluma uyum sağlayamıyorlar."

  • en kötüsü abimin abime yaptığıdır.

    büyük abim küçüğüne şemsiye verir. "al bak bu paraşüt, atla." der. öbürü şemsiyeyi açıp sıkıca tutar ve birinci kattan atlar akabinde yere çakılıp ağlamaya başlar.

    edit: düşen abim mesaj attı, tom ve jerryde görmüştüm o zamanlar makul gelmişti dedi.

  • fakirin, garibanın derdini en net gösterir karedir. ekmeğinin peşindeki adam, kelle koltukta bile olsa, ekmeğinin peşindedir. garibanlık budur. köftesi canından önce gelen köfteci olmaktır garibanlık.

    bu gebeşlerin hakkını yediği adamdır bu dayı. çalıştığından azını alan, çoğunu kaptıran dayıdır.
    babandır,
    dedendir.

    sensindir.

  • genetik,psikolojik ve sosyal faktörlerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkan yeme düzenindeki anormallikler olarak tanımlanabilir.kişi kendini aç bırakarak minimum düzeyde besin alabilir(bkz: anorexia nervoza),yeme atakları sonrası bunu dengelemek için çeşitli yollarla yediklerini çıkarmaya çalışabilir(bkz: blumia nervoza),tıkınırcasına yeme düzenine sahip olabilir(bkz: obezite).tüm yeme bozuklukları kişinin metabolik faaliyetlerine ciddi zararlar verir.özellikle durum anorexia'da ölümle sonuçlanabilir.anorexic kişilerde beden algısında ciddi bozulmalar görülür.kişi yeme davranışındaki anormalliğin farkında değildir.bu yüzden tedavisi zorlu bir süreç gerektirir.yemek yerken bunu bir ritüelmiş gibi görerek obsesiflik derecesinde belirli kurallarla yemek yerler.bu kişiler genelde hayatlarının kontrolünü tam olarak ellerinde tutamayan kimselerdir ve yeme davranışlarını aşırı biçimde kontrolde tutmaya çalışırlar. blumia'da ise kişi bir problemi olduğunun genellikle farkındadır ve tedavi süreci anorexia'ya oranla bu açıdan daha kolaydır.nedenleri çok çeşitli sebeplere dayanabilir.genetik faktörler burada önemli rol oynar.bunun yanısıra günümüzde sürekli empoze edilen 'zayıf kadın,güzel kadın'anlayışı bu hastalıkların tetiklenmesinde etkilidir.psikolojik faktörlere gelecek olursak,mutluluk eşittir yemek yemek gibi bir şemayı zihnine yerleştiren kişi hayatının mutsuz anlarında bu formülü kullanarak kendini sürekli yeme davranışına sürükler.kişilerde depresyon,kaygı bozukluğu,asosyal davranışlar görülebilir.

  • birisi sanatçı değil yazmış.

    ortaokulda piyanist şantörlüğe başlamış gece kulüplerinde, istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı türk müziği bölümünü bitirmiş. her türlü enstrümana hakim, profesyonel bir şekilde piyano, gitar, klarnet çalabiliyor. söz yazarı, bülent ersoy, ferdi özbeğen, müslüm gürses ve emrah gibi geniş bir ses aralığında daha birçok sanatçının sesini muazzam bir şekilde taklit edip şarkı söyleyebildiği gibi kendi sesiyle de başarılı bir şekilde birçok şarkı seslendirmiş. italyanca opera söyleyebiliyor. tiyatro ve senaryo yazarı. aynı zamanda tek kişilik gösterilerden tutun da tiyatro, dizi ve birçok sinema filmi oyunculuğu yapmış. yönetmenlik yapıyor.

    ama bizim sivilceli ergen ekşici dedi ki sanatçı değil. ama döve döve sorucan böylelerine. he yarrağım he anlat bakalım sanatçı nasıl oluyor.

  • haha bu ne saçma olay olm. adam iş yaparken hesap mı verecek, izin mi alacak. hayır sanki para karşılığı çeviriyor. onu geçtim ben onun çevirisi ile izlemek istiyorsam böyle bir hakkım yok yani öyle mi? kafayı yemişsiniz siz. isteyen istediğini çevirir. kim neyi tercih etmek istiyorsa eder. bu kadar basit.

  • hava soğuktur...
    sen de küçük olmalısın.
    baban,annen yanında.
    ne derdin var ne kederin.
    belki de içerde yer yatağında yatıyorsundur he?
    akşam fındık falan konmuştur sobanın üstüne.
    o soba seni ısıtsın diye çalışan baban,oturmuş çay içiyordur.o kadar da keyif yapsın değil mi?
    sonra ışıklar söner,
    tavanda kırmızı bir gölge...
    sobadan gelen çıtpıt sesler...
    annen yatmamıştır daha.sobanın içindeki odunun,kömürün tamamen yanmasını bekler.
    belki de yanına uzanır.
    mutlusundur işte.
    huzurlusundur.
    büyüyünce,o günleri bu kadar çok özleyeceğini hiç düşünmemişindir.
    sobadan yansıyan ateşin kırmızısı,yerini kömürün rengine bırakır büyüdükçe.
    üzülürsün.

  • (bkz: sutle yumusayan seyler/#184705)

    8 yil sonra kotuleme uzerine gelen edit: arkada$im o yillarda en iyi entry buydu, daha iyisi yoktu. imkanlar bu kadarina izin veriyordu neden kotuluyorsun, ayip degil mi? biz de insaniz. hayir bir de derler aman sozluk 99'da cok guzeldi cok superdi, hayir efendim i$te 99'da sozlukteki en iyi entry budur, du$unun artik geri kalani nasildi. lutfen.

    21 yıl sonra devilred'in uyarısı üzerine gelen edit: bu entry başta sadece sıra numarasıyla linkti "(bkz: sutle yumusayan seyler/1)" şeklinde. entry silinirse sıra no patlamasın diye entry numarasına çevirmiştim ama çok geç kalmışım. yani link verdiğim entry çoktan silinmiş, benim linklediğim de bu entry'yi yazdığım zamana ait değil 2000 yılına ait başka bir entry'ye dönüşmüş. eskisi neydi bilmiyorum. bu da güzel entry'dir ama hakkını yemeyin.

  • trafiğe taktım bugün. sırayla tüm şehirler yazılacak buraya. orduda araba kullananla, mersinde araba kullanan zihniyet aynı.
    genel mantık şu şekilde.
    1) ben gideyim de trafik ne olursa olsun.
    2) acelem olmasa bile en hızlı şekilde gitmeliyim. mümkün olduğunca durmadan, frene basmadan gitmeliyim.
    3) benden hızlı veya benden yavaş giden herkes aptal.
    4) tüm noktalarda geçiş hakkı bana ait.
    5) eğer durmam gerekiyorsa madde 2 iptal. iki dakika beklesinler ne aceleleri var.
    6) araba kullanmayan herkes(motorlular dahil) ezik. bu yüzden onlara yol verilmez, öncelik araba kullananların.
    7) sinyal, yol ayrımı öncesi doğru şeride geçme vs. sadece vakit kaybettirir. bunları yapanlar acemidir, ustalar kafasını kullanır.
    8) ben hangi şeritte, hangi hızda gidiyorsam trafik ona göre akmalı. ben en solda 40la gidiyorsam benim sağım 30, onun sağı 20 şeklinde herkes hızını ayarlamalı.

  • netflix'in top trend yeni suç belgeselinin kahramanı: mitomani jennifer pan!

    jennifer pan, 1979'da vietnam'dan kanada'ya taşınan göçmen hann pan ve bich pan çiftinin en büyük kızıydı. hann ve bich pan çiftinin 86’da jennifer ve 89’da felix isimli 2 çocuğu olmuş. hann alet ve kalıp ustası olarak çalışırken, bich araba parçaları yapmaktaymış. ikili, 2004 yılında asya nüfusunun yoğun olduğu markham'da büyük bir ev, 2 lüks araç satın almışlar ve genelde kendi hallerinde sessiz, sakin bir aile tablosuna sahiplermiş.

    ebeveynlerin jennifer’dan son derece büyük beklentileri varmış, kızlarının kimseye muhtaç olmadan güzel bir hayat sürmesini istemişler, bu nedenle jennifer, dört yaşındayken piyano ve artistik paten dersleri almaya başlamış, bu paten konusunda oldukça yetenekliymiş fakat dizinde yaşadığı bir sakatlık yüzünden bırakmak zorunda kalmış. aile kızlarının gelişimi konusunda çok katıymış. dışarıda gezmesine, arkadaşlarıyla takılmasına ve erkek arkadaş yapmasına izin vermemişler çünkü bu etkinliklerin onu akademik başarıdan uzaklaştıracağını düşünüyorlarmış.

    diğer taraftan, jennifer iyi notlar alacağı yönündeki büyük beklentilere rağmen, müzik dışındaki notları ortalamanın üzerini geçememiş ve ailesinin bu beklentilerini yerine getirmek için sahte karneler ve diploma hazırlamış, akademik başarılarını uydurmuş ve hiç gitmediği bir üniversiteye gidiyormuş gibi yaparak yalan söylemiş. bu süre boyunca, zamanını hem bir restoranda çalışarak hem de piyano dersleri vererek geçirmiş ve liseden beri yakın gördüğü daniel wong ile takılmaya başlamış. wong madde kullanımı ve ticaretiyle uğraşan bir sabıkalıymış dolayısıyla aile son derece doğal olarak kızlarının wong ile görüşmesini istememişler, fakat kanadalı kızların efendi erkek yerine pi.. şaka şaka… jennifer’da ailesine bu ilişkiyi bitirdiğini söyleyerek gizli gizli telefonlaşmaya devam etmiş ama bir gün wong sürekli bir şeyleri gizli saklı yaşamaktan bıkarak ilişkiyi bitirmiş ve başka bir kadınla takılmaya başlamış. jennifer ise bu andan itibaren wong’un yeni kız arkadaşına karşı asılsız suçlamalarda bulunmuş.

    jennifer pan, kasım 2010'da annesinin vurularak öldürüldüğü, babasının ağır şekilde yaralandığı bir saldırı da 3 saldırganın eve zorla girdiğini, kendisi üst katta trabzanlara bağladığını ve hayatı için yalvardığını söylemiş. polis olayı araştırmaya başladığında, kamera kayıtları vesilesiyle 3 kişinin ön kapıdan girdiğini görmüş ama kapıda bir zorlama belirtisi yokmuş. jennifer’ın 911’i oldukça kolay bir şekilde araması da ilginçmiş, bu katiller ayrıca evdeki hiçbir değerli eşyayı almamış, jennifer’ı neden canlı bıraktıkları da anlaşılamamış. nitekim bu tutarsızlıklar polisin şüphelenmesine neden olmuş. baba hann yoğun bakımda uyandığında, kızının 3 suçluyla birlikte hareket ettiğini söylemiş ve polis hemen jennifer’ın telefonunu incelemeye almış. jennifer’ın anne ve babasını öldürmesi için aralarında erkek arkadaşı daniel'in de bulunduğu üç kişiyle anlaşmasına ilişkin kanıtlar tespit edilmiş. ikili bu işten 500.000 dolar miras kalacağını hesaplamışlar ve 10.000 dolar karşılığında homeboy lakaplı lenford roy crawford ve david mylvaganam isimli 2 kişiyi tutmuşlar.

    2014 yılında, yapılan sorgulamalar neticesinde jennifer pan birinci derece cinayet, cinayete teşebbüs ve cinayet işlemeye yönelik komplo kurmaktan, ortakları wong, mylvaganam ve crawford ile birlikte 25 yıl boyunca şartlı tahliye olmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırıldı. dava, ebeveyn baskısının, yanlış partner seçiminin ve insanların maddi kazanç için ne kadar ileri gidebileceğinin üzücü hikayesi olarak arşivlerde yerini almıştır.

    kaynak 1

  • kızılayda sıra beklerken iki türbanlı çalışan birbirine girmişti. "ben akp üyesiyim seni attıracağım." diye tehdit ediyordu biri diğerini.

    iş adamları ihalelerde öne geçmek için, çalışanlar yükselmek için üye oldu partiye.

    aynı zamanda akademik hospital'da da çalışan tanınmış bir doktor, bir yakınımızı pendik devlet hastanesine yatırmak istediğimizde "akp üyesi misiniz?" diye sormuştu. değilsek olmazmış.

    yani hastanız varsa iyi bir hastaneye yatırmak için de gerekiyor akp üyeliği. böyle olunca desteklemediği partiye zoraki üye olan bir sürü insan oluyor.

    sürü karpuzu sıyırınca kabuğun üstünde bir tane karınca kalmıyor. doğada akp'lilerin durumuna daha çok benzeyen örnekler de var tabi. yemek vakti midemi bulandırmak istemiyorum.