ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
küçüklüğümde babamın sorumsuzluğu yüzünden yaşadığım onca şeyin hepsini hatırlıyorum. hiç birisine üzülmüyorum. içimi burkanlar sadece annemin yaşadıkları. ilkokula başladığımda kalemtraş alacak parası olmayan annemin, ağlamaklı ağlamaklı bıçakla kalemi açmaya çalışması. portakal istediğimde onu da alamadığı için iş yerinde tatlı olarak portakal çıktığı gibi tüm arkadaşlarının hakkını da alıp eve bana getirmesi, babamın kumar borçları yüzünden gelen hacizler sonunda sırf ben üzülüp sıkılmayayım diye, mahalledeki beyaz eşyacı salih amca'ya maaş aldığı gün peşinatı ödeme sözü vererek bir yıl içerisinde eve 7 televizyon alıp, hiç çamaşır makinesi almaması ve koca bir yıl tüm çamaşırları elinde yıkaması.
canım annem seni o kadar çok seviyorum ki... iyi ki de boşadın onu. artık biraz da sen mutlu ol.
dipnot: bu arada bugün acayip melankoliğim. her an ağlayabilirim. bunun entrylerime yansımasını affeyleyin.
narkoz sonrası ayılma replikleri
-
ameliyattan once verilen sakinlestiricinin etkisi gecmedigi icin tarafimdan hemsireye, hem de ellerine kapanilarak aynen sunlar soylenmistir.
-cok iyisiniz. o kadar güzelsiniz ki. yani narkozda oldugumdan demiyorum. gercekten cok iyisiniz. tesekkur ederim. cok guzelsiniz. gercekten. ilac yuzunden soylemiyorum. anne hemsire hanima para ver. cok iyisiniz......
türkiye'nin en iyi futbol maçı spikeri
-
melih gümüşbıçak değildir.
"arda arda arda arda, arda gidiyor, arda arda arda, şimdi pasını verdi umut, umut umut umut....." bu ne lan?
kıvanç tatlıtuğ'un havuza atlayışı
-
ananske diyerek acıyla kelebeklemeye devam etmiştir. bu duyguyu bilirim. dolmuşta ön koltuğa oturmaya çalışırken kafamı tavana vurduğumda, aynı şekilde bende acıyla hayatımın akışına devam etmişimdir.
domuz eti
-
hahahaha ulan bunu yiyerek siyasal islamdan intikam aldigini dusunen ergen var.
yagli bir ettir.
d'hondt sistemi
-
mantığını tek cümleyle şöyle açıklayabiliriz: "minimum kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayısını maksimum yapmak."
nasıl hesaplandığı yukarıda anlatılmış. o yüzden tekrara girmeden sadece bu mantığı doğrulayacak 3 örnek verip gitcem.
bir il genelinde x, y, z partileri sırayla 84.000, 46.000 ve 27.000 oy alsın.
a- ilin 2 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
x partisi 2 mv çıkarırsa mv başına 42.000 oy düşer.
x ve y birer mv çıkarırsa mv başına 84.000 ve 46.000 oy düşer.
sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılasına göre 46.000 > 42.000 olduğundan x ve y birer mv çıkarır.
b- ilin 3 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
x partisi 3 mv çıkarırsa 28.000 er oyla gelinmiş olur.
x partisi 2, y partisi 1 mv çıkarırsa 42.000, 42.000 ve 46.000 oyla gelinmiş olur.
x, y ve z birer mv çıkarsa 80.000, 46.000 ve 27.000 oyla gelinmiş olur.
...
sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılarına göre 42.000 diğer minimumlar olan 27.000 ve 28.000'den büyük olduğundan x 2 ve y 1 mv çıkarır.
c- ilin 4 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
x partisi 3, y partisi 1 mv çıkarırsa 28.000, 28.000, 28.000 ve 46.000 oyla gelinmiş olur.
x partisi 2, y partisi 1, z partisi 1 mv çıkarırsa 42.000, 42.000, 46.000 ve 27.000 oyla gelinmiş olur.
x ve y ikişer mv çıkarsa 42.000, 42.000, 23.000 ve 23.000 oyla gelinmiş olur.
...
sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılarına göre 28.000 diğer minimumlar olan 27.000 ve 23.000'den büyük olduğundan x 3 ve y 1 mv çıkarır.
ortaköy'de öldüresiye dövülen 3 kişi
-
gece kulübü bodyguardına kafa atıp bir de içeriye girip hiçbir şey olmamış gibi eğleneceğini mi umuyordun? az bile dövmüşler bu barzoları. eminim içerde de vukuat çıkaracaklardı, tiplerinden belli.
yalnız kadına helal olsun. önce düşük vizyonlu gold digger sandım ama daha ilk anda kendini yerdeki herifin üstüne atıp siper etti. tam evlenilecek kadınmış.
sözlükçülerin kazıklanma hikayeleri
-
unutamadıklarım no:5
yıl 1998, lise 3'teyim. para biriktirmişim ve playstation alacağım. normalde anadolu çocuğuyuz ama sırf playstation almak için istanbul'a gelmişim. doğubank'a nasıl gideceğim ezberimde. galata köprüsünde yürüyorum. boyacının biri "birader bir bakar mısın" dedi. azıcık istanbul tecrübesi olan birisi boyacıların frekansından gelecek tüm yayınları filtrelemesi ve reddetmesi gerektiğini bilir ama dedim ya, anadolu çocuğuyuz, safız.
- efendim?
+ ayakkabın çok kirli, gel bi tozunu alayım.
- yok istemem.
+ ya gel, benden, ikramım.
tabi tozunu almaz sadece, azıcık da boya sürer. işlem esnasında da hapisten yeni çıktığını, adam bıçaklayıp öldürdüğünü falan anlatıp beni korkutur. ne kadar verdiğimi net hatırlamıyorum ama şöyle söyleyeyim, ayakkabı boyamak 10 tl ise ben 100 tl vermişimdir bu eşkiyaya. her mal gibi beni tartaklamadığı için bir de teşekkür edip yoluma devam ederken ikinci bir boyacı "kardeş bir baksana" diye seslendi. ve arkadan o muhteşem bağırış geldi: "ahmeeet, bırak bırak ben aldım!".
işten gel + duş al + yemek ye + yat + uyu
-
"yiyordu, içiyordu, uyuyordu, uyanıyordu ama yaşamıyordu"
tolstoy
ronaldinho'nun beşiktaş'tan istedikleri
-
11- türkiye cumhurbaşkanı, brezilya başbakanına denk sayılacak.
norveç'in kuzeyindeki adalar
-
norveç'in kuzeyindeki adalar
kimyadaydı sanırım kovalent bağlar
içimde bir hasretlik, yüreğim kan ağlar
niye gittin klaas-jan huntelaar