ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
13 kasım 2019 istanbul fantastik banka soygunu
-
çok enterasan bi video ya.
soyguncu kaçıyor ahali kovalamaya başlıyor. bizim videoyu çeken arkadaş geride kalınca sesleniyor.
-bekleyin.
ya asfsdg
donanımhaber ölücüleri
-
iki laflarından biri, bir türlü ne olduğunu anlayamadığım avantajix'tir.
bir ürün düşünün ki siz 1000 lirayı gözden çıkarmışsınız. 1000 lira o an itibariyle piyasadaki en iyi fiyat. bir bakarsınız ki ürünün fiyatı 900 liraya düşmüş. sevinirsiniz, 100 lira cepte kalacaktır. son kez forumlara bakarsınız ve olaylar gelişir.
ölücü arkadaş 900 liraya burun kıvırır , aynı ürünü iki ay önce bilmem ne kadar puan + bkm expres + bonus + avantajix + vs ile 800 liraya aldılar, fırsat değil hatta kazık der.
ne adamlar var dedirtir insana. hayattan soğutur.
hakime cevap veren memurun sürülmesi
-
tutanak
sürgün karar
hakim tatil günü zabıt katibini whatsapp'tan uyarıyor. katip de “çocuğumu covid testine getirdim, tatil günümde bari rahat bırakın” şeklinde konuşuyor. bu cevaptan hoşlanmayan hakim, memur hakkında tutanak tutup komisyona gönderiyor. komisyon da memuru 6 aylığına sürgüne gönderiyor.
kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri
-
albüm yapıp başarılı olmak. (bkz: demet akalın)
2. el araç alırken uzak durulması gereken ibareler
-
arabayı almadan önce, anahtarı kontağa takıp motoru çalıştırmadan yarım çevirin. ön paneldeki bütün uyarı ikazları yanmıyorsa sakın almayın. o uyarı ikazının ampulünü sökmüşler demektir. kesin bir bokluk var demektir.
stand up'ına gülünmeyen adam
-
üzmüştür.
oğlum ben böyle şeylere çok üzülüyorum lan videoyu izleyemedim bile hemen başında kapadım.
orada olsam sırf adam yıkılmasın diye tek başıma kahkaha atardım.
zaten başıma ne geliyorsa bu vicdanım yüzünden geliyor mk.
otel sahipleri zararlarını nasıl tazmin etsin
-
gitsinler çin cumhurbaşkanından talep etsinler. ama adam makatlarına yarasa şiş sokarsa karışmam. ytd.
edit: gene başa kalan bir başlık. cesur yürek(ler) kaçmış.
emrah serbes
-
bugün gördüğüm bir röportajında şöyle demiş:
" - kitapta yer alan metinlerin ortak bir teması yok; adı gibi paramparça... ama ortak bir duygusu var, o da melankoli. neden?
" + kitap olsun diye yazılmadıkları için parça parçalar. her parça kendini ayakta tutmaya çalışıyor. diğerlerine de destek olmaya çalışıyor biraz. ben tabii bunu bilerek yapmadım, az önce bahsettiğim şartlardan ötürü böyle oldu. ortak duyguya gelince onu tek sözcükle özetleyip melankoli diyebilir miyiz emin değilim. melankoli güzel bir sözcük, güzel bir tınısı var ama sözcüklere o kadar güvenmiyorum.
" - siz melankolik misiniz?
" + ben beşiktaşlıyım. "
istanbul trafiği
-
bir gun bir daha hic acilmamasina kitlenecek. böyle dügmük olacak. 5 cm ilerleyemicek kimse. herkes kornaya abanicak. oyle bir ses cikacak ki uzaydan duyulacak. komşu illerden yardima kosacaklar ama hicbir sekilde istanbula giris olamayacak. ınsanlar havayoluyla kurtarilacak. trafikte kalanlara helikopterden ekmek ve su atilacak.
türk ordusunun disiplinsiz yürüyüşü
-
metehan'dan bu yana destanlar yazan şanlı türk ordusu'nun bu duruma getirilmesinin tek sorumlusu vardır o kişi de bellidir.
-evet ilk aklınızdan geçen kişi.
zorunlu edit: metehan'dan bugüne şanlı türk ordusunun büyüklüğünü kastederek yaptığım yorumda sol görünümlü (solla alakası olmayan)ılık liberalleri,etnik faşistleri, siyasal islamcıları ve onların eski dava kardeşleri fetöcüleri kudurtmaktan büyük bir kıvanç duyuyorum.
2016 turizm krizi
-
bu başlık altında bazı yazarlar var, adamlar gitmişler kemer'e alanya'ya yapmışlar tatillerini, %50 boştu şuydu buydu diyip ondan sonra başlıyor su veren itfaiyenin demeye. su veren itfaiye sensin kardeş, haberin olsun.
edit: (bkz: minik ilayda'ya yardım kampanyası)
acemi asker komutan diyalogları
-
- seni kim gönderdi buraya evladım?
- idris bey efendim
- idris bey denmez oğlum, idris yüzbaşım diyeceksin, bana da efendim deme
- peki abi
17 sene hayranı olduğu kadınla evlenen adam
-
aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;
ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
"1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."
"20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;
"20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"
hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.