ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 mart 2017 ekşi sözlük profil değişiklikleri
-
yapılış sebebini anladım, açıklıyorum;
eskiden yazarların troll olup olmadığını anlamak için profiline girmek yetiyordu. adam 1200 entry girmiş, 80 entrysi en beğenilen. direkt troll. engelleyip geçiyorduk.
şimdi insanları engellemeyelim diye böyle saçma sapan bir yola başvurmuşlar. tamamen parasal mevzular yani. insanlar birbirini engellemesin daha çok çöp entry okunsun.
benim yorumlarım bunlar, peki yapılan değişikliği siz nasıl buldunuz?
http://www.strawpoll.me/12630755
anket sonuçları şimdilik şöyle; kullanılan oy: 6.000
rezalet: 4.720 (%79)
kötü: 601 (%10)
iyi: 679 (%11)
sözlük okuru ve yazarlarının %89'u kötü ya da rezalet oyu kullandı. sözlük yönetiminde biraz utanma varsa bu değişikliği geri alırlar.
anneanne evi detayları
-
-sessizlikten ötürü kulağa oldukça belirgin gelen duvar saati sesi
-kişinin çocukluğuna ait resmin aynanın önünde çerçeveli şekilde bulunması (anneannenin gözünde hep çocuksan demek)
-telefonun üzerindeki dantel
-klasik model bir koltuk takımı
gibi detaylardır.
not: ayrıca çocukken--oyuncak eksikliği (ulan hiç mi oyuncak olmaz bir evde? ne sıkılırdık arkadaş)
insanı duygusuzlaştıran şeyler
-
insanları yakından tanımak. ne zaman birini yakından tanımaya başlasam biraz daha duygusuz biraz daha güvensiz oluyorum.
efe aydal'a köpek çetesinin saldırması
-
yanında 7.5 kg et, 4 kg kemik, 1 torba da mama taşısaymış hiçbir sorun olmazdı. minik dostlarımız oyun istemiş.
geceleyin kendilerini kaybeden iett şoförleri
-
körüklü otobüsle saatte 90 km hızla gidebilmenizi sağlayan şoförler. arkaya oturduğunuzda yerçekimsiz ortam misali otobüsün her yerine değmenize olanak veren ayrıca dönüşlerde arkadaki pencerelerden kendisine selam verebilmenizi sağlayan insanlar.
(bkz: boş bakınız alınır)
kedilerin gariplikleri
-
mal olan sahibine sabırla dert anlatmaya çalışması... kendi kendine oyun icat ettiğini, aylardır bana öğretmeye çalıştığını yeni anlamış bulunuyorum. hayvan ağzında oyuncağıyla geliyor, yanıma bırakıyor, miyavlıyor.. ben sap sap bakıyorum kendisine. aylardır bu böyle. en sonunda beni oyuna katmaya çalıştığını anladım da birlikte oynamaya başladık. ben atıyorum, o yakalayıp getiriyor, avcuma bırakıyor oyuncağı, sonra miyav deyip haber veriyor, ben yine atıyorum filan. mutluyuz, beni eğitilebilir bulup hemen vazgeçmediği için müteşekkirim kendisine.
ahbap yüzünden binlerce kişi işsiz kalabilir
-
asssafffdfsdffsdd
bunu da yaptırdın ya bana.
adı simge olan kıza çift tıklamak
-
kızın açılmasına neden olur.
6 mayıs 2021 beyoğlu'nda esnafa saldıran terörist
-
malum ırk diyince kızıyorsunuz sonra.
bunlar böyle işte, heryerde mafyalaşır, asarım keserim ayağı yaparlar, akıllarınca erkeklik taslarlar.
yolda yürüyen karıya kıza bakıp asılırlar, laf atarlar. sonra namustan bahsederler.
kendi karılarını kızlarını öldürüp töre derler.
tüm uyuşturucu piyasası bunlardadır, hırsızlık, yankesicilik, kara para aklama, çetecilik bunlardadır.
bir şişe suya 14 lira istemek
-
bana bir anımı hatırlattı. zamanın birinde bir restoranta gittik. menüde fiyat yazmıyor. ben de o ne kadar bu ne kadar soruyorum. garson bir süre sonra;
"beyefendi burası tahtakale değil ama" dedi :)
ben de sen kimsin terbiyesiz herif ben senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum. sen buraya fiyatları yazmayınca ben sormaktan mı çekineceğim? ya buraya fiyatları yazacaksın ya da tek tek tek cevap vereceksin sorduklarıma dedim.
adam gitti sonra müdürü geldi. kusura bakmayın hatalı davranmışlar, ben yardımcı olayım dedi. ben de gerek yok menünün fotoğrafıyla birlikte yarın sizi şikayet ediyorum. ürünlerinin fiyatını görülebilir şekilde belirtmek yasal zorunluluktur dedim ve gittim. sonra üşenmedim gerçekten şikayet de ettim.
demem o ki gençler hangi mekana giderseniz gidin. sipariş vermeden önce menü isteyin. yoksa fiyatları tek tek saydırın. bu ayıp değildir. eziklik hiç değildir.
rahat olun.
edit: arkadaslar yukarıdaki hikayede geçen kelimeleri birebir aktardım. ne garip insan sürekli değişiyor, olgunlaşıyor ve kendine kızabiliyor. ibareyi değiştirmek istedim o yüzden editliyorum.
bana o lafı eden garson arkadaşa "senin maaşın kadar her ay hesap ödüyorum" demem tamamen görgüsüzlüktür ve ayıptır. şu an aynı olayı yaşasam bu kelimeleri kullanmazdım. bilmenizi isterim.
kulaklık alırken dikkat edilmesi gereken hususlar
-
kablo uzunluğu.. iki hafta oldu kulaklığı alalı.. ses kalitesi falan eh işte, bi şekilde idare ediyoruz durumunda ama kablosu kısacık.. cebimden kulağıma ulaşmıyor diye uzatma kablosu mu neyse adı artık, onu taktım, bu defa da çok uzun.. her yanımdan kablo fışkırmış gibi görünüyorum..
önemsiz sanırdım ama, çooooook önemliymiş hakkaten..
abb'nin 23 nisan'ı murat boz ile kutlaması
-
"mansur yavaş'ın sanatçı seçerken siyasi görüşüne baktığını sanmıyorum. "
"ifade özgürlükçüsü" "siyasi görüş"çüler gelmiş. ne siyasi görüşü? bir insanın dünyada benzeri olmayan tamamen malum şahsı kurtarmak için icat edilmiş bir anayasal değişikliği desteklemesi gibi bir siyasi görüş olabilir mi?
siyasi görüş değil sadece ve sadece şahsi ikbali için toplumun milletin çıkarlarının hilafına güce tapınma diyeceksin.
ohal'a, hileye hurdaya rağmen % 1 farkla geçti o referandum, şu an karnını zor doyuruyorsan bu desteklerin doğrudan payı var.
dünyanın en zor şeyi
-
sevilmediğini, istenmediğini bildiğin bir ortamda yaşamak zorunda olmak.
ahbap ve babala tv'nin devleti küçük düşürmesi
-
cemaat ve kabilelerin devletten ve itibardan falan bahsetmesi de çok komik oluyor.